Nevşehir Üniversitesi Gülşehir Meslek Yüksekokulu Tarih okutmanı Ahmet KORKMAZ ve Gülşehir Anadolu Lisesi Tarih Yaşam ve İzcilik Kulübü Danışman Öğretmeni Tayfur URGENÇ tarafından organize edilen  Hırka Dağı Yeşilöz Köyü, Höyük mevkiine yapılacak “Çanakkale Şehitlerinin Bir Günü” adlı yürüyüş ve anma programı  hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle Gülşehir MYO. Bahçesinde gerçekleştirildi.

    Programa Gülşehir MYO. Müdürü Mehtap ARACI, Müdür Yrd. Selin KURUN, Gülşehir İlçe Jandarma Komutanı Salih BULUT, Gülşehir Emniyet Müdürü Ramazan ÇOŞKUN, Nevşehir Türk Ocakları Başkanı Mesut ERDOĞAN,  Nevşehir Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa UĞUR, Nevşehir TÜRKAV Başkanı Ahmet YILMAZ, Nevşehir İl Encümeni üyesi Esat KALE,  Sulusaray Belediye Başkanı Sadi YALBIRDAK, Mahmat Belediye Başkanı Faruk CEYLAN, Tuzköy Havalimanı Müdürü Ali ŞERİT, MHP Gülşehir İlçe Başkanı Abdullah ERGEN, Gülşehir Lisesi Müdürü Rasim AYKAÇ, Öğretim görevlileri, Gülşehir’de görev yapan öğretmenlerle birlikte  yaklaşık 600 kişi katıldı.

     Programda Gülşehir Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin hazırladığı “Kınalı Hasan” tiyatro gösterisi duygu dolu saatlerinin yaşanmasını sağladı. Tiyatroda Mehmetçiğin Vatanseverliği, Bayrak için, Ezan için verdiği mücadele anlatıldı. Bedeli Çanakkale’de kan ile ödenen bakkal hesaplarının vurgusu yapıldı.  Ayrıca Gülşehir  Karacaşar Ortaokulundan gelen öğrenciler ile  Gülşehir Anadolu Lisesi öğrencilerinin ellerinde Türk bayrakları ile Alay Marşını seslendirmeleri yoğun alkış aldı.

        Gülşehir MYO akademisyenlerinden Ahmet KORKMAZ, öğrencilerine ve katılımcılara hitaben şöyle konuştu: ‘’Sina’da suya, Sarıkamış’ta güneşe, Çanakkale’de ekmeğe hasret şehit düşen Mehmetlerin, Hasanların, Abdullahların evlatları, Yemen’in kızgın çöllerinde, Çanakkale’nin derin sularında, Allah u Ekber Dağları’nın dondurucu soğuğunda tarih yazan kahramanların torunları…. Yokluk içinde karlı dağları aşmaya çalışan ayakkabısız, paltosuz şehadete yürüyen vatan evlatlarının mübarek ruhları şu an aranızda dolaşıyor. Onları hissedin. Ecdadımız, hayatta kalarak değil şehit olarak kahraman olmayı tercih etti. Bu yüzden, şu an iliklerimize işleyen soğukta son nefesini kelime-i şehadete harcayan şehitlerimizin can verdiği Sarıkamış Hareketini bir yenilgi olarak değil kendini feda etme destanı olarak anlatmalıyız. Eksi 35 derecede donarak can teslim eden şehitlere, anaların ılık dualarının ulaşmadığı bu engin dağlara nasıl sahip olunduğunu düşünmeliyiz. Aziz şehitlerimiz; bu topraklar vatan olsun diye Balkan Harbi’ni, Hicaz’ı, Yemen’i, Çanakkale’yi, Useray-ı Seydibeşir Kampı’nı, Amele Taburlarını birkaç yılda üst üste yaşadı. Bunları öğrenmeden ölürsek, yaşımız kaç olursa olsun ne hiçbir şey duyduk ne de hiçbir şey gördük. Toprağa düşen en son şehidimizin kanının sınır kabul edildiği bu topraklara daha sıkı sarılmalıyız.   Birinci Dünya Savaşı’nda askerimiz birçok cephede çarpıştı. Bu çarpışmalardan bazıları da Medine’deydi.  Etrafları kuşatılmıştı. Yokluk içindeydiler. Ancak onlar ellerinden geleni sonuna dek yapmak için kararlı ve azimliydiler.  Çamurlu su içtiler, hurma çekirdeklerinden ekmek yaptılar. En önemlisi çekirge yediler.  Sadece düşmanla değil, açlıkla, susuzlukla ve sıcakla da çarpıştılar.

 

Çanakkale’de 43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük’ün 1915 yılı yemek listesi,  şu şekildeydi arkadaşlar ;

 15 Haziran     Sabah: Üzüm Hoşafı         Öğle: Yok.      Akşam: Yağlı Buğday Çorbası ve Ekmek

26 Haziran     Sabah: Yok.                        Öğle: Yok       Akşam: Üzüm Hoşafı, Ekmek

18 Temmuz   Sabah: Üzüm Hoşafı.       Öğle: Yok        Akşam: Yarım tahin ekmek

21 Temmuz   Sabah: Yarım ekmek.       Öğle: Yok       Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek yok. 

 Sabah bildiğimiz 9-10 gibi değil sabah ezanıyla veya daha erken anlamına geliyor,  öğlen yemeği yok, yalnızca akşam yemeği var, bu da her gün oruç gibi olduklarını gösteriyor ve iftarlar da yedikleri de bir insanı ayakta tutamayacak kadar az,  hatta 26 Haziran’da yani yaz günü kahvaltı bile yapmamışlar. 18 Temmuz’da ise, akşam yemeği yememişler. Çanakkale’de  askerlerimizin yediği en lüks yemek ne idi biliyor musunuz?  Kavrulmuş buğday taneleri ve kuru ekmek idi. Bizim de bugün öğle yemeğimizde 1915 yılında şehit düşen askerlerimizin yemek listesinde olan, şekersiz üzüm hoşafı ve kuru ekmek var.’’ Dedi.

      Program sonunda Gülşehir MYO. Akademisyeni  Ahmet KORKMAZ ve Gülşehir Anadolu Lisesi Tarih Öğretmeni Tayfur URGENÇ tıpkı 1915 yılının yemek listesinde olduğu gibi elleriyle Çanakkale savaşlarında  yokluk günlerinin  öğünü olan Şekersiz Üzüm Hoşafı ve Çeyrek Kuru Ekmeği katılımcılara dağıttılar, Mehmetçiğin 98 yıl önce yaşadığı olumsuzluklara rağmen kuru ekmekle,  şekersiz üzüm hoşafı ile hayatta kalarak süngü ile kazandığı savaşın bugün manevi dünyamızda algılanmasını sağladılar.