NEVŞEHİR İl Müftüsü Yakup Öztürk, 1 Ocak tarihinin Mekke'nin Fetih yıldönümü olduğunu belirtti. Öztürk, 31 Aralık gecesini 1 Ocak tarihine bağlayan yılbaşı gecesinin Müslümanlar için de önemli bir gün olduğunu belirtti. 1 Ocak tarihinin Mekke'nin Fetih yıldönümü olduğunu belirten Müftü Öztürk, 2018 yılının tüm İslam alemi ve insanlığa hayırlar getirmesini diledi. Müftü Yakup Öztürk, şöyle devam etti:

"Yılbaşında birbirimizin iyiliği için, başarısı için dilek ve temennilerde bulunmanın hiçbir mahsuru yok. Bu gecenin aslında bizim için diğer gecelerden çok büyük farkı yok. Ancak bizler de Miladi takvim kullanıyoruz ve bir yıl bitiyor yeni bir yıl başlıyor. Bu yılın bitimi ve başlayışı elbette bizim de hayatımızda önemli bir yer alıyor. Bu günü her kardeşimiz dilediği gibi geçirebilir. Ancak, İslam'a, Kuran'a, sünnete uymayan şeyleri yapmak tabii ki bir Müslüman için caiz değildir. Meşru, dinen yasak olmayan oturmalar, sohbetler, birlikte zaman geçirmeler ise, mümkündür. Yılbaşının, bizim için asıl anlamı; Mekke'nin Fetih yıldönümü olmasıdır. Bu da İslam alemi için çok önemlidir. Zira Mekke'nin fethi İslam tarihindeki en önemli hadiselerden biridir. Artık sevgili peygamberimizin zorla çıkartılmış olduğu bir mekana, vatanına Allah'ın izniyle tekrar dönüp gelmesi ve İslam'ın artık güçlenmesi, kuvvetlenmesi ve yayılması anlamına geliyor ki bu da bizim için çok önemlidir. Adeta bir bayram günü olarak kutlansa yeridir. Bu günün insanların gönüllerini feth etmeye kapı aralamasını niyaz ediyorum."


Miladi yılbaşı ile Mekke’nin fethi beraber kutlanmaktadır.
Mekke’nin fethine geçmeden önce:
– Yılbaşının bizim için anlamı nedir? Biz nasıl ve hangi yönü ile kutlayabiliriz?
– Yapılan çılgınlıklara gerek var mı?
– Piyango, eğlence çılgınlıkları nelere mal oluyor? Gibi sorulara cevap verdikten sonra Mekke’nin fethi ve Allah Rasûlünden bize uzanan fetih mesajlarını değerlendireceğiz.
Bugün fetih ruhuna muhtaç bir haldeyiz. İnsanımız her yönü ile fethe muhtaç. Genç nesil fetih bekliyor. Mekke’nin fethinden sonra fetih durmamış, bugüne kadar devam etmiştir ve devam ettirilmek durumundadır.
YILBAŞI
31 Aralık, 1 Ocak gecesi hıristiyanlarca İsa (a.s)’ın doğum günü olarak kutlanmaktadır.
Yılbaşı gecesi, aslında sıradan bir gecedir. Müslümanlar için bir anlam ifade etmez. Hal böyle iken yılbaşı gecesi, toplumsal bir isyan ve çılgınlık gecesi haline getirilmiştir. Aynı zamanda iğrenç bir yabancılaşma sergimenmektedir.
Yılbaşı kutlama durumunda olan her insan kendi kendine sormalıdır: “Ben hıristiyan mıyım, müslüman mıyım?” diye. Bu soruya cevap aramalıdır. Hangisine benzediğine bakmalıdır.
Hıristiyanlar bize ait hiçbir bayramı, kutsal günü ve geceyi kutlamazken, biz şuursuzca, kendimizi inkâr edercesine, hıristiyan gibi yılbaşını kutlarsak, bu bizim açımızdan doğru olur mu?
Hani bir karga kilisenin kırık camından içeriye girmiş, kutsal sudan içmiş, ortalığı dağıtmış, putun üstüne pislemiş. Papaz içeriye girince kızmış ve kargaya:
– Müslümansan niye kutsal şaraptan içtin? Eğer hıristiyansan niye putun üstünü pisledin? demiş.
Sahi, yaptığımıza göre biz kimiz? Kime benziyo-ruz?
Yılbaşı denince akla güzel şeyler mi geliyor, kötü şeyler mi geliyor?
Akla gelen şeyler şunlar değil mi?
– Çam kesmek,
– Çılgınlıklar,
– İçki tüketimi, fuhuş,
– Kayıplara neden olan, hayat boyu üzüntü verecek anlık zevkler,
– Yuva yıkan, maddî kayıplara neden olan kumar,
– Hasta eden piyango,
– Çılgınca israf ve ülkemize ağır fatura…
Bunların hangisi olumludur? Hangisinin ne gibi bir faydası vardır?
Ayrıca İsa peygamberin doğum günü böyle mi kutlanır? İçki ile, kumarla ve fuhuşla mı kutlanır?
İsa Peygamber bunları mı getirmiş, bunları mı emretmiştir?
Bir müslümanın yılbaşını bu şekilde kutlaması asla uygun değildir.
Yılbaşının Bizim İçin Önemi nedir?
Yılbaşının takvim başlangıcı olmaktan başka biz müslümanlar için ne önemi olabilir?
Yılbaşı milli ve manevî kayıplara neden olabilecek şekilde kutlanmamalıdır.
Bizim için yılbaşı, muhasebe gecesi olmalıdır. Bir yıl boyunca ben ne yaptım? Kâr mı ettim, zarar mı? Hayır kapısını mı çaldım, şer kapısını mı? Hayra mı vesile oldum, şerre mi? Geçen 365 gün pişmanlık vesilesi mi olacak? Önümdeki bir yıl, 365 günü nasıl geçirmeliyim, gibi soruların cevap bulduğu bir gece olmalıdır. Çocuklarımızla beraber yeni yıla hayırlı bir başlangıç teşkil edecek şekilde geçirilmelidir. Zarardan, kayıplardan kurtulmak için karar gecemiz olmalıdır. Kısacası hem geçmişe hem de geleceğe bakma ve karar verme gecemiz olmalıdır.
Misyonerler, her fırsatı değerlendirirken, bize uyumak yakışmaz. Oyalanmak, oyun oynaş yakışmaz.
BBC’nin yayınladığı misyoner adlı kitapta şöyle denilmektedir:
“Türkleri hıristiyan yapmak imkânsızdır. Onları hıristiyanlaştırmak için, onları önce dinlerinden uzaklaştır-mamız gerekir. Bunu yaparken her türlü faaliyetin adına çağdaşlık deyiniz.”
– Misyonerler bugün ücretsiz incil dağıtıyor.
– Hac taktırıyor.
– Milli, manevî değerlerimizi unutturuyor.
– Bize ters olan şeyler güzel gösteriliyor.
– Bize batı toplumunu hasta eden şeyler, ilaç diye sunuluyor, yıkım yapılıyor. Kokuşmuşlukta huzur arattırılıyor. Çılgınlıklar eğlence diye sunuluyor.
Din olarak bize islâm yeter, Allah nezdinde hak din islâmdır. Kim islâmdan başka din ararsa, o din kabul edilmeyecektir. O, ahirette zarar edenlerden olacaktır. Allah: “Sizin için islâmı seçtim” diyor. “Size müslüman adını verdim” diyor…
Allah bizi uyarıyor; siz yahudi ve hıristiyanlara tabi olmadıkça onlar sizden hoşnut olmazlar, sana gelen islâmdan sonra onlara mı tabi olacaksın, diyor. Onlara uyarsan seni dininden çevirirler, diyor. Onları dost edinmeyin, onlar sizi Allah yolundan sapıtırlar, diyor. Kur’an:
“Yahudilerin ve hıristiyanların yanında izzet aranmaz, izzet Allah’ın  yanındadır.” diyor.
Peygamberimiz de başkalarına uymayı hoş görmemiştir.
– “Başkalarına benzeyen onlardandır” buyurmuş ve hıristiyan muamelesine uğramamamız için bizi uyarmıştır.
 Hicrette yahudileri oruçlu görmüş, orucunu bozmuştur. “Ben Musa’ya sizden daha yakınım” demiştir.
– Kim bir topluluğun yaptığını hoş görürse, o da onlardan olur, buyurmuştur.
Kimliğimizi, kişiliğimizi inkâr edemeyiz. Türk islâm kimliğimizi muhafaza etmeliyiz. Yoksa, yok olur gideriz. Kimliksiz oluruz.
Bundan önce büyüklerimiz, yılbaşına itibar etmez-lerdi, iltifat etmezlerdi. Hatta dükkanını, vitrinini süsleyen-lerden alışveriş etmezlerdi.
Peki ne yaparlardı?
– Mekke’nin fethini kutlarlardı.
– İsa (a.s)’in doğum günü, İsa peygamberi hayırla yâd ederlerdi.
– Geçen bir yılı, iyi ve kötü yönleriyle değerlendirir-lerdi.
– Gelecek yıl için plânlar yaparlardı. Biz de onlar gibi düşünüp, onlar gibi yılbaşını geçirebiliriz.
İslâm alimlerine göre de; “Bir müslümanın başkalarının bayramlarına ilgi duyması, onların âdetlerini benimsemesi, başka bir dinin şiârı olan işi, kendi ihtiyarı ile yapması caiz değildir.”
Bunun için yılbaşında farklı davranamayız.
– Özel sofra kuramayız, özel bir şekilde eğlene-meyiz.
– Bugün çok ciddi problemlerimiz var. Onları unutturmak için yapılan işlere, oynanan oyunlara karşı ilgisiz kalamayız.
– Yabancıları taklit, onlara benzeme gayreti, kendi kimliğini red manasına gelir.
Yahudi protokollerinde şöyle geçer:
“Bir yahudi hiçbir zaman yabancıların âdet ve ahlâkını benimsemeyecek, asla onların temsilcisi olmayacaktır. Bir yahudi her hâlukârda yine yahudi kala-caktır.” denmiştir.
– Yılbaşı gecesi bizim için alternatif bir program olmalı. Kimse için günah gecesi olmamalıdır. Yılbaşı bahane edilerek gençlerimiz, hatta çocuk yaştaki yavrula-rımız, ilk günaha adım atabiliyor… Tuzağa düşürülebiliyor.
Gençlerin ve çocukların bir araya gelerek günahla tanışmamaları için dikkatli olmamız lâzım.
– Mekke fethedilirken, Fetih sûresi okuna okuna Mekke’ye girilmiştir. Bizim de yavrularımızın ve sevdikleri-mizin gönlünün fethi için, Fetih sûresini okuyalım. Ayrıca Allah Rasûlünün ve Mekke’nin fethine katılan 10,000 sahabenin ruhuna, fetih sırasında müslüman olanların ruhuna fatihalar okuyalım.
Bir de Peygamber İsa(a.s)’ın, onu dünyaya getiren iffet âbidesi Hz. Meryem’in ruhuna da fatiha okuyalım. Bakın böylece rezaletlerin yerine faziletler nasıl yer alıveriyor.
Hani iyi bir hayat yaşayıp hayatın sonunda imansız gitmek ne kadar kötü ise, yılbaşına kadar iyilikler yapıp yapıp da o gece kaybetmek de o kadar kötüdür.
Bakalım 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan geceyi müslüman olarak mı geçireceğiz, yoksa hıristiyan olarak mı geçireceğiz. O gece kimin hayatını yaşayıp, kime benzeyeceğiz?
Allah bir yılı tamamlamak nasip etmiş şükretsek ya. Bakalım gelecek yılı tamamlamak için ömrümüz yetecek mi?
Bu gece “Bana hayırlı ömür ver, sağlık sıhhat ver ya Rabbi!” diye dua edelim. Allah’tan hayırlı bir yıllık ömür daha dileyelim.

Kaynak: Mustafa Öselmiş
http://www.mustafaoselmis.com.tr/