NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir Mesleki Eğitim Merkezi, Ülkemizde ve ilimizde Mesleki Eğitime neden ihtiyaç olduğu, Mesleki eğitimin önemi ve sürecine dikkat çekiyor.

Mesleki Eğitim Merkezi Genel Müdürü ve bir dönem Nevşehir’de siyasette yapan Esat Sağcan’ın yazısına yer verilen Nevşehir Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü internet sitesinde genel Müdür Sağcan’ın anlatımıyla Mesleki Eğitimin Ülkemiz ve ilimiz için önemine Şöyle dikkat çekiliyor;

“1986 sonrası ve öncesi durumu kısaca özetlemekte yarar olduğuna inanıyorum. 1986 öncesinde Mesleki Eğitim müfredatının teori ve pratik yönden uygulanması dengeli ve adil olarak yapılabiliyordu. Şöyle ki; Daha nitelikli öğrenciler yetişiyordu. Okullarda öğrenci sayısı kalabalık değildi. Buna karşılık 1986’da yürürlüğe giren 3308 Sayılı Kanun, ikili sistemi (Dual Sistem) getirdi. Teorik eğitimin okulda, pratik eğitimin işyerinde yapılmasını öngören bu uygulama, aslında Selçuklu Türklerindeki Ahîlik sisteminin Almanlar tarafından geliştirilerek uygulanan bir modelidir. 3308 Sayılı kanun ülkemiz için Reform niteliğinde bir kanundur. Bu kanunun uygulamaya girmesi sonucunda; İşletmelerde Mesleki Eğitim, devletin okulları donatmak için harcadığı paraları kısmasında önemli bir etken olmuş, işyerleri atölye olarak kullanılmaktadır. İki günlük teorik eğitimin okulda, 3 günlük pratik eğitimin işyerinde yapılması öngörülmüştür. Hiçbir güvencesi olmayan öğrenci ve çıraklar, iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı devletçe asgari ücretin %50’si üzerinden sigorta edilmektedirler. İşverene sorumluluklar yüklenmiş, öğrenci ve çırağa harçlık verilmesi ve bunun asgari ücretin %30’undan aşağı olmaması sağlanmıştır. Eğitimin süresi, çıraklık eğitimi, ustalık eğitimi, diploma, kalfalık, ustalık ve işyeri açma belgelerinin verdiği yetkiler yasada açıkça belirtilmiştir.  Yıllara göre mesleki eğitim lehine olan sayılar giderek azaldı genel lise lehine gelişti. Meslek liselerine giderek talebin azalması, İstihdam sahasındaki azalmalar, yurtdışına çıkan yatırımlar, işyeri kapanmaları ve ekonomik krizlerin yarattığı işten çıkarmalar, Öğrencilerin kendi alanlarında iş bulamamaları, Kalfaların %96’sının istihdam edilmesi, Meslek lisesi mezunlarının ise ancak %49’unun alanında çalışıyor olması, Mezun olan öğrenciler işe başlasa bile aldıkları ücreti tatminkar bulmamaları, Okulların donatımının teknolojinin gerisinde kalması, etkin bir mesleki formasyon verilememesi, Mesleki Eğitim Fakültelerinden mezun olan öğretmenlerin bir kısmının istenen düzeyde beceriye sahip olamayışı, İşletmeye pratik eğitim için giden öğrencilere ödenen harçlığın, son yıllarda özellikle Devlete ait işyerlerinde ödenmemesi, İşletmelerin çoğunda planlı ve düzenli beceri eğitimi verilemeyişi, öğrencilerin ucuz iş gücü olarak kullanılması, Öğrencilerin kendi mesleğini yapacak özgüvene ulaşmada sorunlar yaşaması, İşyeri sayısının yeterli olmadığı illerdeki öğrencilere, işyeri bulmada sorunlar yaşanması, Meslek liselerine üniversite giriş sınavlarında katsayı uygulaması, bu okullara yönelmeyi olumsuz etkilemesi, bilinçli olarak bu okullara gelmek isteyen başarılı öğrenci sayısında azalmaya neden olması, Çıraklık ve Mesleki Teknik Eğitimi Geliştirme ve Yaygınlaştırma Fonunun yasal gelirlerinin 1992 den 2001 yılına kadar genel bütçeye aktarılarak başka amaçla kullanılması, nihayetinde, 3308 sayılı kanunun Fon’a ilişkin hükümlerinin kaldırılarak Mesleki Eğitimin gelişen teknolojiye ayak uydurmada zorlanması, Meslek Yüksek okullarına sınavsız geçişi sağlayan 4702 Sayılı Kanunun bu hükmünün uygulanması, yeterli bina ve donanımı olmayan bu okulların meslek lisesi bünyelerinde açılması, mesleki eğitimde istenen verimi sağlayamaması, çoğu öğrencinin Askerlik Tecili için bir vasıta olarak kullandığı okul durumuna düşmesi, 3308 Sayılı Kanunu yalnızca Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulaması, bazı bakanlık ve kurumların gerekli hassasiyeti yeterince göstermemesi sonucu, sistemin olumsuz etkilenmesi, AB ülkelerinde yapılan Mesleki reformların ülkemizde de ele alınması, AB uyum sürecinde Mesleki eğitimde paralellik sağlanması, Mesleki eğitim sistemi ile ilgili yeni bir arayışa ve sistemin yeniden tartışılmasına ve Mesleki Eğitim Sisteminin güçlendirilmesi çalışmalarına neden olmuştur.

Meslekî Eğitim Sistemi Gelecekte Nasıl Olmalı?

Okul öncesi eğitim yaygınlaştırılmalı, İlköğretim Müfredatı gözden geçirilmeli İş ve Teknik, Ev Ekonomisi, Resim, Müzik, Beden Eğitimi çalışmaları alan öğretmenleri ile yapılmalı öğrencilerin bu derslerdeki becerileri öğrenci dosyasına düzenli işlenmeli, İlköğretim okullarının 8.sınıfına tüm mesleklerin tanıtımı ile ilgili program konulmalı, öğrencilerin gelecekte arzu ettiği programlar, anketlerle öğrenilmeye çalışılmalı, mezun olan öğrencilere sınıf öğretmenler kurulunca öncelik sırasına konulmuş tavsiyelerde bulunulmalı,

Genel Orta Öğretimin programının ilk yılı hazırlık, mesleki orta öğretimin 9.sınıfı ise, her meslekte gereken temel becerilerinin verildiği, aynı zamanda mesleklerin tanıtıldığı bir program olmalıdır. Öğrencilerin meslek seçimi ilköğretim okulundaki dosyalarından gelen bilgiler 9.sınıftaki becerilerinin başarı yönü, okulun tavsiyesi nihayetinde kendi görüşü ile seçilmeli, Çıraklık eğitimindeki Teorik eğitim 2 güne, pratik eğitim 4 güne, meslek liselerindeki teorik eğitim 2 gün, pratik eğitimin ise 3 günden 4 güne çıkarılması, meslek lisesi eğitiminin ikili sistem çıraklık eğitimi   olarak birleştirilmesi, Teknik liselerin 4 yıl olarak uygulanması, bu okullara alınan öğrencilerin sınavla belirlenmesi, teorik ve Pratik eğitimin planlı ve düzenli olarak okulda yapılması, işyerine belli bir süre staj (uygulama) için devam etmeleri. Bunların alanlarında Mühendislik Fakülteleri dahil, lehlerinde katsayı uygulanması, Hem Genel Lisede hem de Teknik Lisede, sınıf öğretmenler kurulu kararı ile sınıf geçme sisteminin kaldırılması, ders geçme ve kredi sisteminin yeniden getirilmesi, kredisine göre yatay geçişler yapabilmeleri, kendini tanıdığında istediği bir meslekte tamamladığı modüler programlara göre belge sahibi, giderek meslek sahibi olabilmeleri,

Sistem yatay ve dikey geçişlere ve başarıya göre açık olmalı, Bağımsız ve ilgili sektörlerin temsil edildiği Meslek Standartları Kurumu oluşturulmalı. Bugüne kadar oluşturulan standartlar güncelleştirilmeli, AB’ye uyumlu olarak Ulusal Sertifika sistemi geliştirilmeli, denklik, belgelendirme ve sertifika iş ve işlemleri alınan eğitime göre yeniden düzenlenmeli,

Modüler program uygulamasına geçilmelidir. Bu programlar alanında uzman, en az yüksek lisans eğitimi almış, üniversite öğretim elemanları, bizzat alanda çalışan başarılı öğretmenler, sektörde çalışan teknik elemanlardan oluşan ekiplere bu alanda kurulmuş özel şirketlere bedeli karşılığı yaptırılmalı, hizmet alımının şartnamesi ve ana ilkeler, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca belirlenmeli, teknik sorumluluğu programı yapanlara ait olmak üzere programların; anayasaya, yasalara, Milli Eğitimin Amaç ve İlkelerine uygunluğu açısından kontrolü ve kabulü Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nca gerçekleştirilmelidir.

Çıraklık Eğitiminde; İki gün uygulanacak teorik eğitimin 1 tam günü Mesleki Eğitime, bunun yarısı da okulda pratik eğitim ve laboratuar çalışmalarına ayrılmalı, mesleki Eğitim Merkezleri ve Teknik liselerin günün şartlarına göre donanımının yenilenmesi,

İstihdam alanı bulunmayan bölümlerin kaldırılması, Mesleki Teknik Eğitime yeterli kaynağın ayrılması, Kanun hükümlerini uygulamayan sorumlular hakkında  yaptırım uygulanması, Aynı görevi yapan Mesleki Teknik Eğitim Genel Müdürlüklerinin yeni duruma göre tek çatı altında yapılandırılması, Meslek türüne göre okul uygulaması yerine, Mesleki Eğitim Merkezleri ve Teknik Lise bünyesinde ihtiyaç olan bölümlerde ve dallarda eğitim verilmesi gerekmekte”.