“Tarih sahnesine çıktığımız zamandan bu yana, kurduğumuz devletler açıkça göstermektedir ki, biz devletsiz duramayız. Başkalarının esaretinde yaşayamayız. Biz hür olmalıyız… Kurallarımızı kendimiz koyarız, sınırlarımızı kendimiz çizeriz, bundan dolayıdır ki; sınırlarımızı hep kan ile çizdik, masa başında cetvelle çizilmiş sınırımız yoktur. Göktürk abidelerinde, Çin kaynaklarında, batı kütüphanelerinde bizler anlatılırken kahramanlığımız, yiğitliğimiz mertliğimiz hep en başta anlatılan konular olmuştur. Tarih Türk’ün alicenaplığını yazmaya devam ederken, mertlikten nasiplenmemiş düşmanlarımız boş durmadı. Hile ve entrika ile insanlık tarihinin en büyük mucizesi olan ‘’Osmanlı Devleti’ni’’ tarihten silmeye kalktıklarında, ‘’Türk’ü ve Türklüğü de’’ bu topraklardan söküp atmak en büyük gayeleriydi. İçimizdeki aşk ve genlerimizin emrine uyma azmi, bütün hesapları bozdu. Bu aziz millet, bir muhteşem liderle yeniden tarih sahnesine döndüğünde; bizler kurtuluş savaşının galibi, mazlum milletlerin kutup yıldızı olmayı başarmıştık. Takvim 29 Ekim’i gösterdiğinde, ecdadımız Türk Milletine yeni bir bayram hediye etmişti. ‘’Cumhuriyet Bayramı’’… O gün milli bir mucizeydi. O gün 29 Ekim’di… 29 Ekim; gelecek nesillere aktarılan süslü bir gün değil, tarihteki boşluğu dolduran bir ruh organizasyonudur. 29 Ekim; var olabilmenin, geleceğe yürüyebilmenin bayram tadında bir yankılanmasıdır. 29 Ekim; büyük Türk Milletinin geçmişini unutmaması için tarihe atılmış bir imzadır. Türk milletinin Gönlündeki bayram evine misafir kabulüdür. 29 Ekim; Cumhuriyettir. Bilge Kağan’ın, Sultan Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet’in ruhunu şad eden şerefli bir gelecektir. 29 Ekim; bizimdir, bizleri gelecekte de var eden bir ihtişamın adıdır. 29 Ekim; 30 Ağustos zaferinde vurulan mührün altına atılan bir imzadır ve mürekkebi sonsuza kadar ıslak kalacaktır. Kutlu olsun”
GÖKSEL TAŞCI
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ
İL BAŞKANI
