Ahmet Hakan’a saldırı olayında adı geçen Sedat Peker, iddialara yanıt verdi. Sedat Peker, olayın ardından Ahmet Hakan’ı arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiğini belirterek “Ahmet Hakan Bey’e sorulduğunda kendisi de zaten teyit edecektir ki, 15 gün evvel ben, evine sohbet etmek amacıyla misafirliğe gitmiştim” dedi.

“BURADAN KENDİNE EKMEK ÇIKARMAYA ÇALIŞANLAR…”

Sedat Peker, Ahmet Hakan’a saldırı olayına ilişkin azmettirici olarak adının geçmesine karşılık yazılı açıklama yaptı. Sedat Peker'in kendi adını taşıyan sedatpeker.com adlı sitede yer alan habere göre, saldırganlardan Fuat Elmas’ın ifadesinde “İşin içinde MİT var. Emniyet var. Reis var” şeklindeki ifadelerinin ardından olaydaSedat Peker’in adı geçmeye başlamıştı. Aynı zamanda bir AKP Milletvekili’nin “Allah ’tan yakalananlar Sedat Peker’in adamıymış, yoksa bunu da benden bilirlerdi” şeklinde açıklamada bulunduğu yönündeki iddialar gözleri Sedat Peker’e çevirmişti.

Sedat Peker, ayrıntılı açıklamasında, “Öncelikle beni yıpratmak için buradan kendine ekmek çıkarmaya çalışanlar sadece kendinizi komik duruma düşürürsünüz, başkada hiçbir şey yapamazsınız” diyerek bazı bilgiler paylaştı.

“EVİNE GEÇMİŞ OLSUN ÇİÇEĞİ YOLLADIM”

“Bu kötü olay yaşandığında Ahmet Hakan Bey’i arayarak geçmiş olsun dileklerimi ve üzüntülerimi ilettim. Ayrıca da evine geçmiş olsun çiçeği yolladım” diyen Sedat Peker, şöyle devam etti:

“Konuşmamız esnasında da bu olay yönlendirme amaçlı yaptırılmış olabilir. Bu şekilde de düşünmenizde fayda var diye de dostane bir şekilde tavsiyede bulundum. Tavsiyede bulunmakla çok haklı olduğumu yaşanan gelişmelerden net olarak gözlemleyebilmemde zaten mümkün oldu. Gözaltına alınanlar polis ifadesinde başlıyorlar anlatmaya; bize 100 bin TL vereceklerdi. Ayrıca bize söylediklerine göre bu işin içinde polis var, MİT var Reis var…”

“Darp edilenin bırakın gazeteci olmasını Milletvekili bile olsa en fazla yatacakları 15-20 gündür ya da bilemediniz 1 aydır” diyen Peker, saldırganların baskı altında olmadan bilerek,“yanıltma” amacıyla konuştuğunu öne sürdü.

“15 GÜN EVVEL BEN, KENDİSİNİN EVİNE SOHBET ETMEK AMACIYLA MİSAFİRLİĞE GİTMİŞTİM”

“Bu işi kurgulayanlar bence olaya daha bir mafyavari hava vermek adına sanıkların Savcılıkta ifadelerini değiştirmelerini istemişler” diyen Peker, şöyle devam etti:

“Ancak bütün her şey o kadar acemice yapılmış ki dikkatli bir gözle bakınca tezgah hemen açığa çıkıyor. Bütün sanıklar, ifadelerinde Ahmet Hakan’ın evini bulamadıkları için kendilerini azmettiren (yani aracı azmettiricinin) hala adresini bulamadınız diye onlara kızdığını belirtmişler. Oysa ki Ahmet Hakan Bey’e sorulduğunda (kendiside zaten teyit edecektir ki) 15 gün evvel ben, kendisinin evine sohbet etmek amacıyla misafirliğe gitmiştim. Eğer ki ben azmettirenlerden biriysem görev verdiğim adamlara mı bildiğim ev adresini 3-4 gündür arattırıyormuşum. İnsanlar seçim öncesi rakip olarak gördükleri kişilere ve partilere karşı şeytani planlar yaparken bir yerden açık vereceklerini maalesef ki hesaba katmıyorlar.”

“O ZAMAN CEVAP OLARAK BENİM DE SÖYLEYECEĞİM ŞEYLER OLUR ELBET…”

Olayda “Sedat Peker” adını geçirdiği iddia edilen AKP’li Milletvekili ile bir yakının görüştüğünü belirten Sedat Peker, açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Bu olayları esas körükleyen ise hürriyet gazetesinin bir tane yazarının yaptığı haberdi. Ahmet Hakan Bey ile aralarında sözlü husumet bulunan genç bir AK Parti Milletvekili’nin sözde Allah’tan yakalananlar Sedat Peker’in adamıymış, yoksa bunu da benden bilirlerdi, sözü gerekçe gösteriyor.
Bahsi geçen genç Milletvekili ile Serdar Ekşi isminde bir yakınım görüşmüşler. Milletvekili Beyefendi böyle bir şey demediğini, bunun yalan haber olduğunu söylemiş. Ben bu beyanı esas olarak kabul ederim. Eğer ki gazetecinin elinde bir ses kaydı varsa onu yayınlasın, o zaman cevap olarak benim de söyleyeceğim şeyler olur elbet…

Kıymetli Dostlarım, yaşamış olduğum sert hayatın şartları labirentleri ve çıkmaz sokakları bana hep şunu öğretmiştir; ‘Gözünün ilk gördüğü ve sana neredeyse yol levhalarının oklarıyla gösterilmeye çalışılan düşmanın, senin asla gerçek düşmanın olmadığıdır.”