PARANIN ARKA YÜZÜ

Deformasyon ve dönüşüm çağındayız. Anlam ve işlev değişikliğine uğrayan unsurlarından biri de para. Dünyada , bu kadar güçlü çekişme ve rakabete yol açmış başka bir unsur yok gibi. Malların alım ve satımında değişim aracı olarak kullanılmak üzere ortaya çıkarılan para, günümüzde artık bir güç göstergesi. Bu güce değer elbisesi de giydirildiğinden beri , durumun vahameti daha da artmış görünüyor.

‘’Para adam seçmez, cahil birine de akabilir, kötü kalpli birine de. Bu gerçek başlangıçta kulağa hoş gelmeyebilir. Bunun adil olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak para bir vesiledir. Bir eşyadan ilahi adalet beklediğinizin farkında mısınız ?‘’ diyor Burhan Yazıcı, Para Üzerine Denemeler adlı kitabında.

Para kısaca ‘’kullanıma hazır satın alma gücü ‘’ diye tanımlansa da , tüm zaman ve mekânlarda üzerinde fikir birliği edilen bir tanımı halâ yok. Üstelik, tüketime yardımcı olsun diyerek insan tarafından icat edilen ama insanı tüketen bir araç ve amaç haline gelmişe benziyor. Zira para statik değil dinamik bir özelliğe sahip. Bu yüzden giderek bu amaç ve boyut değiştiriyor.

Para, çoğumuzun hayatında, satın alma gücü sağlamanın ötesinde bir anlama sahip. Para sanki insanların becerisinin, iradesinin, kendini yönetmesinin bir göstergesi gibi. Parasını iyi değerlendiremeyen beceriksiz; biraz fazla harcayan müsrif; çok tedbirli olan cimri; kısa zamanda çok kazanan yetenekli…(1)

İnsan ile para ilişkisi, silahın hayattaki fonksiyonu gibi. Sizi koruyup güvenliğinizi sağladığı kadar varlığınızı tehdit edip öldürebilir de .Silahların öldürdüğü bedenler kadar paranın öldürdüğü duygu, değer ve bedenler da vardır. Para zaten iki yüzlüdür. Aklını kullananın veziri, esiri olanın sahibidir. Kişinin onunla ilişkisinin boyutuna göre, bazen zalim bir köle bazen mükemmel bir köledir. İngiliz düşünür Bacon, “Para iyi bir uşak, kötü bir efendidir.” der.

John Armstrong’a göre, ‘’ Paranın kendisinden öte insanın parayı nasıl bir değere dönüştürdüğü önemlidir. Eğer insan bunun tam tersini yapıp, sahip olduklarını sadece parasal değerler olarak görürse, ortaya sağlıksız bir ilişki çıkar. Para bir araçtır; onu amaç haline getirmemek gerekir. Para harcarken, paradan öte insanın yaşayacağı deneyime odaklanması her şeyin değerini artırır. Bir evi ya da arabanın değerini ödenen parayla ölçmek yerine bunları bir deneyim kaynağı olarak görmek her şeyi farklılaştırır. Bir evi, bir hayat alanı, bir paylaşma ve buluşma yeri ve kişisel zevklerimizi yansıtan bir “yuva” olarak görmek, onun değerini “paha biçilmez” yapar.(1)

Satın alma aracı olarak ortaya çıkarılan para satma aracı olarak kullanılmaktadır. Belli bir nakdi beden karşılığında kız alıp vermeler yada ölenin dini vecibelerinin para ile ödeştirilmesi gibi hezeyanlar hala günümüzde devam ediyor. İnsanların parayı doğru biçimde kullanamadığı bu tür toplumlarda para insanları çok iyi kullanıyor. Bu sürecin

sonunda paradan önce insanların insanlıkları da tedavülden kalkıyor. Thomas Caryle’nin ‘’ Para yağmuru altında çok şeyler delinir ‘’ sözü, bu durumu ispatlıyor.

Paranın kimine göre yokluğu keder, kimine göre varlığı yaradır . İnsanların sevdiği şeylere ulaşmasını sağlayan bir araç olduğu gibi yokluğunda da tüm sevdiklerini elinden alabilecek zalim bir nesnedir. Ara açan bir anahtardır para. Araya girdiği zaman dostlukların bittiği , aile ilişkileri sarsıntıya uğradığı, cinayetlerin işlendiği, insanların yurtlarından çıkarıldığı, savaşların yapıldığı göz önünde duran bir hakikattir.

Bir düşünür para için ‘’ Napolyon gibi düşünenlerin tanrısıdır ‘’ der. Zira, hayatta her şeyi çözdüğüne inanıldığı zaman puta dönüşür. Napolyon’un yanıldığını hayat öyle bir göstermiştir ki ; günümüzde en değerli şeyler para ile satın alınamayanlar olmuştur. Para ile ilaç alıp sağlıklı olamayanlar, eğlence alıp mutlu olamayanlar makamı ele geçirip saygınlık kazamayanlar bunun en güzel tablosudur. Hele ki ‘’para her kapıyı açar’’ diyenler, cennetin kapısını akıllarına hiç getirdiler mi, bilinmez .

Ne kadar kızsak ta insanların değerini ortaya çıkarması yönüyle güzel bir tarafı da vardır. Para söz konusu olduğunda insanlar, göründüğü değil sahip olduğu kişiliği ortaya koyuveriyor. Bir turnusol kağıdı gibi, para karşısında karşımızdakinin ne hale geldiğini bilmemizi sağlıyor. Parayla ilişki insanının düşünsel yapısını , duygu dünyasını ve kişiliğini yansıtıp ona ayna tutuyor . İnsanlar paranın sahtesini yaparken, para da insanın sahtesini ortaya çıkarıveriyor. Özdemir Asaf’ın ‘’Para mı insana bağlı, insan mı paraya bağlı ? Bu insana bağlı ‘’sözü bunu ne güzel izah ediyor.

Çok paranın, bireysel ve toplumsal ahlaki yozlaşmaya yol açma ihtimali de her zaman vardır. Bu nedenle, insanların en çok değeri paraya verdiği dönemler, insanlığın en çok değer kaybettiği dönemler olmuştur. İçinde bulunduğumuz çağda paranın durmadan güç kazanması, insani değerlerin güç kaybetmesinin göstergesidir.

Hasan-ı Basri ‘’ Parayı üstün tutan kimseyi Allah zelil eder ‘’ der. Bu yüzden , paranın satın alamayacağı şeylerin var olduğunu düşünenlere karşı, satılığa çıkaramayacağımız değerler hep var olmalıdır.

Benim para pulla işim olmaz diyerek inzivaya çekilmek ne kadar hatalı ise, dünyada para dışında herhangi bir şey düşünmeyen insanlara bırakmak ta o kadar yanlıştır. Doğru olan paraya ve varlığa sahip olmak ama karşılığında insanlığını vermemektir. Hayatın değeri ve kalitesi burada saklıdır.

1) www.temelaksoy.com / Temal AKSOY