PARKE YOLLAR KALDIRIMLAR

           

            Yöremizde taşın zenginliği, kullanım alanlarını da çeşitlendirmektedir. Özellikle bazalt dediğimiz cingi taş yöremizin her tarafında bolca bulunmaktadır. Evlerden, duvarlara yollardan kaldırımlara kadar kullanılmıştır. Taşların varlığı taş ustalarını da geliştirmiştir. Yol için kullanılan parke taşlar, Arnavut kaldırımları unutulup gitti.

            Cumhuriyetin ilk yıllarında erkek çocukları için “Yol parası” vergisi kapsamında şehir içi yollarda taş parke döşenerek yapılmıştı.Oldukça dayanıklı malzeme olduğu için yıllarca da bozulmadan kullanılmıştı. Zahir şimdiki gibi tonajlı arabalar da yoktu. Benim dikkatimi çeken ise taş dolgularının çok iyi olmasındaydı. Buna örnek olarak Hamam Bayırındaki taş parkeleri vere biliriz. Parke taşı kullanılmaktan parlamış adeta siyah bir mermer taşına dönmüştü. At arabaları hamam Bayırından inerken mutlaka fren kızağını kullanırlardı. Atların ayakları cingi saçardı. Günümüzün sihirli maddesi çimento çıktı bunların hepsi unutuldu.

            Kumla çimento karıştırılıp kalıplarda dökülür. Sonra sulanarak sertleşmesi artırılmaya çalışılır. Sulamada unutulanlar kısa bir zaman içinde ufalanmaya başlar. Çimento ile kumun oranları uygun mudur ya da bunun bir standarttı var mıdır? Tabi ki bilmiyoruz. Bildiğimiz veya öğrenmeye çalıştığımız birim fiyatıdır. Yapılacak yerin büyüklüğü maliyeti etkileyeceği de bir gerçektir.

            Bunun yanında beton parkenin zemininin hazırlanması, parkelerin yerleştirilmesi, örtü kumunun hazırlanması da ustalık isteyecektir. Beton parkelere kilitli parke de denmektedir. Bir deyişle parkelerin birbirlerini tutması gerekir.  Bizim yapmadığımız belli zaman dilimleri içinde periyodik kontrollerinin yapılmadığıdır.

            Örtü kumu olarak kullanılan hafif kum; Yeterince sertleştirilmemiş ya da tesviye eksikliğinden kilitli parkelerin altına kaçmakta, rüzgâr, sel, araçların ya da doğanın çeşitli müdahaleleriyle kaybolup gitmekte, kilitli parkelerin yapısı bozulmaktadır. Yolun tesviyesindebozulunca kilitli parkelerin dejenerasyonu da artarak artmaktadır.

            Yerel yönetimin boşa giden o kadar parasının yanında araçlarda yıpranmaktadır. Periyodik bakım ve kontroller daha büyük hasarlardan ve masraflardan korunmak içindir. Yol yapımından ve ya tamiratından artan taşların belediyemiz tarafından toplanması uygundur. Bir başka yerde kullanıla bilir. Bu taşların artanını özel araçlar gelip yükleyip götürmektedirler. Bu durum da hoş olmamaktadır.

Fotoğraflar Güzelyurt Mahallesinden.

Bu örtünün üzerinden araç geçerken taşların birbirine vuruş sesleri gelmektedir. Bu kilitli parkelerin yapısının çabucak bozulması demektir.

Bu fotoğrafta kum örtüsü yapılmış tarafla yapılmamış tarafın farkı gayet açık bir şekilde görülmektedir.

YİNE TERK EDİLMİŞ SSK HASTANESİ BİNASI

        Bu sefer halk heyecanlı, yine yorumlar yapıyorlar. Efendim 350 Evler şenlensin ve bu boş bina değerlensin diye bu kez de bir okul lafıdır dolanır durur ortalarda… hani öncelerde hasta hane olacaktı, yok efendim öğrenci yurdu olacaktı vs. vs. İnsan bilmediği bir konuda yorum yapar. Bir de ortada laf dolandığı vakit fantastik görüşler çıkar ortaya… O da güzel zira insan hayal ile de yaşar. En az bir sene onun heyecanı idare eder durur. Zaten bir ara da dönüşüm lafları gezerdi. Birkaç evvel akıllıda buralardan ev almak istemişti. Canım benim eğer ufukta güzel bir şey varsa ben neden hakkımdan vaz geçeyim. Deyil mi ama? Hepisi bir yana bu hastane çalışırken kalorifer bacasının havayı kirlettiği için az mı mücadele etmiştik. Sonunda başarmıştık. Doğal gaz gelirken de bayağı uğraştırdılar. Yukarda ev azmış ve sonra gelecekmiş. O da geldi. Getiremediğimiz tek hizmet Belediye halk otobüslerinin hastanenin üst kapısına getirtmemiz olmuştu. Oysa hastanenin kuruluş planlarında yeri bile alınıp hazırlanmıştı. Anlayamadığımız en önemli konulardan biri de hastanenin terk edilmeden önce iyi bir bakıma sokulup birçok paranın harcanmasıydı. Ne derler; Yorgan gitti kavga bitti.

            Günümüzde nasıl görüldüğü hakkında birkaç fotoğraf çekip sizlerle paylaşmak istedim.

Terk edilmiş hastanenin arka tarafından bir görüntü.

TERK EDİLMİŞ HASTANE BİNASINDAN KÜÇÜK BİR AYRINTI.

Hastanenin doğu arka duvarlarından bir görüntü. Dolanmadan en kısa yoldan hastanenin bahçesine geçiş yeri… Özellikle gençlerimiz bu duvardan çıkmaktadır. Duvarın arkasındaki taşlar duvar demirine baskı yapmakta, çıkmaya çalışan insanlarda aynı yönde yine bu demirlere asılmaktadır. Oysa demir yorgunluğu denen bir konu vardır. Gördüğümüze buradan geçilmemesi gerektiğini anlatsak da insanlarımız bu detaya dikkat etmemektedir.

            Hastane taşınmazdan evvel yine aynı konu gündeme gelmişti. Hastane yönetimline söyleyip bu demirleri tekrar tamir ederek kaynattılar. Durum yine aynı seviyeye geldi. Bu demir parmaklıklar yapı itibarıyla oldukça ağırdır. Taşların demire baskısını yok etmek için küçük bir seki yapılmasını da istemiştik. Bunu yapmadılar. Önemli bir konu da vatandaş böyle yerlere arabalarını park etmeleridir. Halkıma saygılarımı sunarım.