Bu olay gerçek ve yaşanmıştır

70’li yılların sonudur

Ülkede terörün hâkim olduğu, sokakların, mahallelerin, semtlerin pay edildiği, insanların birbirine düşürüldüğü, devletin zafiyet içinde olduğu yıllardır.

Olay bir okulda geçmektedir

Devlet güçlerini arkasına alan Marksist gruplar okullara hâkim olmaya başlamışlardır.

Okulların giriş kapıları öğrenci kılıklı militanlar tarafından tutulmakta, istemedikleri öğrenciler ‘ülkücü-faşist’ ya da ‘solcu-komünist’ iddiasıyla içeri alınmamaktadır.

Bu okul da bir grup tarafından işgal edilmiş, diğer gruptan öğrenciler içeri alınmamakta, eğitim hakları engellenmektedir.

Bu içeri alınmayanlar genellikle gariban, alt tabaka, fakir halk çocuklarıdır.

Tek suçları ülkesini, milletini sevmeleri

Milliyetçi olmalarıdır

Bu öğrenciler, her gün okulun önüne geliyorlar, içeri giremiyor, uzun süre kapı önündü topluca bekliyor sonra da gidiyorlardı.

Tüm bu olaylar polislerin gözü önünde oluyor, polisler de bu duruma seyirci kalıyor, asla müdahale etmiyordu.

Sanki danışıklı bir dövüş vardı ortada

Bir gün okula giremeyen, okumak, ekmeğini kazanmak zorunda olan bir öğrenci, okul kapısı önünde nöbet bekleyen militan öğrencilerin yanına yaklaşarak;

‘Ben öğrenci lideriniz ile görüşmek istiyorum’ dedi

‘Neden?’

‘Galiba ben doğru yolu buldum, onu anlatacaktım’

Öğrenciler bunu alıp liderlerinin yanına götürdüler

Militanların lideri sordu;

‘Ne istiyorsun?’

‘Şey… Ben rüyamda bir işçi gördüm, ölesiye çalışıyor, patron da ayak ayaküstüne atmış, bir sandalyede oturuyor, onun çalışmasını seyrediyordu…’

‘E ne olmuş yani?’

‘Bunu görünce işçilerin sömürüldüğünü anladım, onun için de devrimci oldum…’

‘Bir de rüyamda Stalin’i gördüm, ondan etkilendim, onun bir halk adamı olduğunu anladım…’

Tabii ki anlattıklarına kimse inanmadı

Olaya şüphe ile yaklaştılar

Fakat bir öğrencinin ‘ben devrimciyim’ dedikten sonra okula alınmaması da olmazdı.

Onu içlerine aldılar

Gece yazı yazmaya, afiş asmaya, mitinglere, eylemlere, çatışma alanlarına götürdüler...

Çok zor görevler verdiler

Sürekli denediler, alay ettiler, küçümsediler, hain gözüyle baktılar.

Hiç bir suça karışmadan okumak, hayatını kazanmak, bir meslek sahibi olmak için tüm bu yapılanlara, haksızlıklara dayandı, pes etmedi.

İçi kan ağlıyor, güzü gülüyordu

Nihayet o günler de geldi geçti, okuldan mezun oldu, genç bir öğretmen olarak göreve başladı…