İl Sağlık Müdürlüğü, süt haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Süt’ün beslenmedeki önemine dikkat çekilen açıklamada; “Süt ve süt grubu besinler başta çeşitli memeli hayvanlardan (inek, koyun, keçi, manda) sağlanan süt ile yoğurt, peynir, kefir, dondurma vb. sütlü tatlılar ve süttozu gibi sütten yapılan ürünlerdir. Süt ve ürünleri yüksek kalitede protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B1(tiamin), B2 (riboflavin), B6, B12 ve niasin olmak üzere birçok besin ögesi için önemli kaynaktır. A, D, E ve K vitaminleri süt yağında bulunur. Süt yağına sarımsı rengi veren içerisindeki karotenoidler ve floresan rengini veren riboflavindir. Süt yağı azaldıkça yağda çözünen vitamin içeriği de azalır. Zenginleştirilmemiş sütte D vitamin çok düşük düzeydedir. Başta çocuklar ve gençler, doğurganlık çağındaki kadınlar ve yaşlılar olmak üzere tüm yaş grubundaki bireylerin süt ve ürünlerini hergün tüketmesi gerekmektedir. Süt ve ürünleri grubunda yer alan yiyecekler, kalsiyumundan zengin olmaları nedeniyle özellikle çocuk ve adolesanlarda kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişmesi, yetişkinlerde ise kalp-damar hastalıkları, inme, yüksek tansiyon, Tip II diyabet, osteoporoz, kolon kanserinden korunmada ve vücut ağırlığının yönetiminde önemlidir. Süt ve ürünlerinin yanı sıra balıklar (özellikle kılçığı ile beraber yenilenler), koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıl ürünleri, pekmez, zenginleştirilmiş bazı yiyecekler, badem ve kuru baklagiller de belirli bir miktar kalsiyum içerir, ancak bunlardan sağlanan kalsiyumun vücutta kullanımı süte göre daha sınırlıdır. Süt ve süt ürünleri doymuş yağ asitleri ve kolesterol içerir. Yağ ve kolesterol alımının diyette sınırlandırılması gereken kişilerin; yağ miktarı azaltılmış veya yağsız süt, yoğurt ve peynirleri tercih etmeleri gerekir. Yağsız veya az yağlı süt ve ürünlerinin tercih edilmesi, tam süt ve ürünlerindeki aynı besin ögelerini sağlar, daha az doymuş yağ asitleri içerir, bu nedenle de daha az enerji sağlar. Süt ürünlerinden peynirin tuz içeriği yüksek olduğundan tuz tüketiminin azaltılması amacıyla az tuzlu veya tuzsuz peynirlerin tüketimi tercih edilmelidir. Bazı bireyler, alerji, süt şekeri olan laktoza karşı duyarlılık (laktoz intoleransı) nedeniyle veya yanlış inançlarından dolayı süt tüketmezler. Laktoz duyarlılığı olan bireyler için, düşük laktoz içeren süt veya laktozsuz süt ürünleri bulunmaktadır. Alerji veya duyarlılık durumunda hekim ve diyetisyen ile görüşülmelidir. İlkokul öğrencilerinin (ana sınıfı dâhil olmak üzere), yeterli ve dengeli beslenmelerine katkıda bulunarak sağlıklı büyüme ve gelişmelerini sağlamak ve süt içme alışkanlığını kazandırmak amacıyla Okul Sütü Programı ülkemizde 2011–2012 eğitim öğretim yılında başlamış olup Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bakanlığımız ortak çalışmalarıyla sürdürülmektedir. Türkiye Beslenme Rehberine (2015) göre her gün yetişkin bireylerin 3 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 2-4 porsiyon süt ve ürünlerini tüketmeleri gerekir. Bir orta boy kupa süt (240 mL)  veya yoğurt 200-240 mL ya da iki kibrit kutusu büyüklüğünde (ortalama 40-60 gr) peynir birer porsiyondur. Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler Brusellozis hastalığına neden olacağından sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütler tüketilmemeli, pastörize veya UHT (uzun ömürlü) süt tercih edilmelidir. Türkiye Beslenme Sağlık Araştırmasına (TBSA-2010) göre çocuk ve adolesanların (18 yaş altı) % 74’ü,  yetişkinlerin (18 yaş ve üzeri) %75 ‘i süt- yoğurt- peynir grubu besinleri önerilenin altında tüketmektedir. Süt- yoğurt- peynir grubu besinleri önerilenin altında tüketenlerin yıllık süt tüketim miktarı 6,2 L, aynı besin grubunu önerilen düzeyde tüketenlerin yıllık süt tüketim miktarı 34 L dir. Süt- yoğurt-peynir grubu besinler içinde en az tüketilen besin süt olup peynir ve yoğurt süte göre daha fazla tüketilmekte veya tercih edilmektedir” denildi.