NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürlüğü Çocuklarda sıkça rastlanan dikkat eksikliği ve Hiperaktivite ile ilgili velilerin nasıl mücadele etmeleri gerektiğine yönelik önemli tavsiyelerde bulunuyor.

Merkez Rehber Öğretmenlerinin bu tür sorunlarla karşı karşıya kalan velilere tavsiyeleri şu şekilde: “Sağlıklı bir çocuğun hareketli olması doğaldır. Dikkat eksikliği ve sakarlıkla eşlik eden normal dışı aşırı hareketlilik belirtileri hiperaktivite olarak ortaya çıkabilir. Hiperaktivite ile zekanın doğrudan bağlantısının olmadığı düşünülmekte. Yaşanan travma ve olumsuz yaşantıların çocuk üzerinde meydana getirdiği aşırı baskı ve bunun dışa vurumu, Doğum öncesi ve doğum sırasında meydana gelen beyin zedelenmeleri. Beyin devrelerinin gelişimi esnasında ortaya çıkan aksaklıklar, Sürekli hareketlilik, yerinde duramama, kendini kontrol edememe, boyundan büyük işler yapmaya kalkma, tehlikeli işlere kalkışma (balkondan sarkma ), dikkat eksikliği, sürekli sakarlık, olay ve oyunlarda maymun iştahlılık, küçük sebeplere ağlama, ısrarlı inatçılık, aşırı neşe belirtileri, insanlar arasında dikkat çekici yaramazlık, düzensiz uyku, erken saatte ve hemen uyanma, yatakta aynı pozisyonda yatamama, Okulda ise sınıfta durmadan dolaşırlar. Ödevlerini baştan salma yapma, derste herkese laf yetiştirme, durmadan yanındakiyle konuşma, söz dinlememe, yanındakini rahatsız etme, düzenli ders çalışamama, düzensiz yazı yazma, harfleri atlama veya karıştırma hiperaktivitenin belirtileridir. Hiperaktifler “b yerine d yazar.”

Bunlara rağmen hiperaktivite teşhisi tıbbi bir teşhistir. Ve yalnızca alanlarında uzmanlaşmış olan çocuk psikiyatristleri tarafından konur. Bir-iki belirtiyle herkesin koyduğu hiperaktif çocuk teşhisi yanlış bir teşhis olabilir. Hiperaktif çocuklar aşırı hareketli ve dikkatleri dağınıktır. Kuşkusuz bizim için önemli olan bu çocukların özelliklerinden dolayı eğitimde karşılaştığı güçlükler ve çözüm önerileridir.

Okul başarısızlığı ve eğitim temellerinin zayıf olması, Arkadaşları ve çevresiyle sağlıklı bir iletişim kuramamaları, Anne ve babaların bu çocukları yetiştirirken karşılaştığı güçlükler.

Bazılarında sosyal, hissi ve reaksiyoner problemler devam etmekte ancak bunlar ciddi ruhi problemlere dönüşmemektedir. Bir kısmı yetişkinliklerinde bir çok alanda normal davranış gösterebilir. Özellikle aile problemleri de olan ve ilgilenilmeyen bireylerde kişilik bozukluğu ortaya çıkmakta ve suça yönelebilmektedirler. Bu tip çocukların tedavisinde okul rehber öğretmeni, Rehberlik Araştırma Merkezi ve çocuk psikologunun gerektiğinde işbirliğine gitmesi gerekir. Bireylerde görülen davranış problemleri genel olarak 2 türlü meydana gelmektedir. Bireyin kendiliğinden geliştirdiği yani bireyin karakterinde olan sinirlilik, hırçınlık, huysuzluk gibi kalıtımsal özelliklerden dolayı oluşmaktadır. Bu durum daha çok bireyin geninde bulunan ve geçmiş kuşaklarının günümüze yansıması şeklinde olmaktadır. Burada birey ailenin geçmiş kuşaklarından gelen davranışları sergilemektedir.

Bireyin çevreyle etkileşimi sonucu bireyde oluşan savunma mekanizmaları sonucunda oluşabilmektedir. Bu gruba giren davranış problemleri ise yani bireyin çevresiyle etkileşiminden oluşan ve bireyin sergilediği bu davranışlar ise bireyin genlerinden dolayı oluşan bir durum değildir. Tamamen bireyin çevre etkileşimi sonucu çevresinden kazandığı öğrenilmiş davranışlardır ve burada esas önemli olan nokta burada bu davranışların oluşmasında birey kadar toplumunda birey üzerindeki etkileri söz konusudur. Yani normalde birey bu davranışlara sahip değilken bu davranışları çevresinden öğrenerek sergilemektedir.

Örnek olarak : Tepinerek ağlama, Vurma, Tekmeleme, Isırma, Küfür Etme,Yalan söyleme, Karşı gelme, Tükürme … v.s şeklinde sıralanabilir.                

Ailenin tüm fertlerinin çocuğun problemini aşmada destekleyici bir tavır takınmaları önemlidir.Aile çocuğun ihtiyaçlarını bilmeli, ilgili ve sevecen davranmalıdır. Çocuğun gelişim durumuna göre kurallar koyup disiplin uygulayan ve bunda tutarlı olan bir tutum takınmalıdır. Anne-babanın tutumlarının bir olması çocuklarına olan davranışlarında ayrı düşünmemeleri, çocuklarını aşırı yaramaz diye itip kakmamaları, suç işlediğinde hemen dayak yolunu tercih etmemeleri, iyi davranışlarda bulunduğunda da uygun ödüllendirmeleri önemlidir. Böyle bir çocuğun ders çalışma programı kısa aralıklarla planlanmalıdır.15-20 dakika çalıştıktan sonra bir süre ara vermek, zorla dersin başında tutmamak, konular işlenirken ya da anlatılırken onun merakını uyandıracak şekilde yönlendirmek önemlidir.

Verilen cezalar uzun ve bıktırıcı olmamalıdır. Ceza verilirken neden ceza verildiğini çocuğa açıklamak gerekir. Aile yapamayacağı şey konusunda çocuğa söz söylememelidir. Tıbbi olarak özellikle beş yaşından sonra çocuk Psikiyatristi kontrolünde ilaçla tedaviye de başvurulabilir. Bu ilaçlar çocuğun dikkat süresini uzatıp aşırı hareketliliğini bir miktar azaltabilir.İlaç tek başına çözüm değildir.Ailenin,çevrenin ve öğretmenin de işbirliği desteği gereklidir.

Bu tip çocuklar çevresinde olup bitenin farkındadırlar. Çevrenin onun hakkında ne düşündüğünün farkındadırlar. Gerçek bir sevgi ve hoşgörü ile çocukta olumlu gelişmeler gözlenecektir. Çocuğun sevmeme ya da mecburen sevmeyi ise fark edeceğinden daha çok zorluk çıkarabilir.

Temel sorunlardan biri dikkat eksikliği ya da dikkatini toplayamama olduğundan eğitimde temel amaç; dikkatini daha uzun süreler verebileceği farklı etkinlikler oluşturmak olmalıdır. Ya da eğitim etkinliği çocuğun dikkat süresine göre düzenlenmelidir.

Sınıf oturma düzenine dikkat edilmeli, dikkatini dağıtmayacak yerde kapı ve pencereden uzak ön sıralarda oturtulmalıdır.

Ders anlatımında çocuğun dikkatinin dağıldığı zamanda ara verilmelidir.

Teneffüslerden olabildiğince yararlanmaları (oyun ve benzeri etkinliklere katılımı) sağlanmalıdır. Sınıf içinde yoğun hareket gerektiren sportif, sosyal, kültürel etkinliklere yönlendirilmelidir.

Sınıf ortamı rahat olmalı, kurallar açısından gevşek olmadan katı ve sıkıcı olmayan ancak kesin sınırlarla çizilmelidir. Uzun süreli ödevler küçük parçalara ayrılarak basamaklar halinde ve neden -sonuç ilişkisi ile verilmelidir. Çocuğun her yaptığı caba olumlu ise destekleyin. olumsuz ise iyi niyetle yaptığınızı ona söyleyin. Puanlara dayalı ödül motivasyonu artırır. Olumlu davranış ve başarıları yıldız ve grafiklerle göstermek sonuç aldırır. Her türlü görevde basit, yalın, somut ve kesin olmasına dikkat edin. Grup çalışmaları onun derse motivasyonunu ve grubu kabullenmesinin oluşturacağı gruba aitlik duygusu ve kurallı yaşama özelliklerini geliştirecektir. Harekete geçmeden önce durması, düşünmesi ve uygulamaya geçmesi sık sık  hatırlatılmalıdır. Öğretmen ders anlatımında hareketli olmalı, durağanlık ve tekdüzelik bu tip öğrencilerin dikkatini dağıtacaktır. Çocuğun dikkatinin dağıldığı zaman dersle ilgili yanıt verebileceğine emin olduğunuz sorular sorulmalı, çocuğa yakın bir konumda bulunulmalı. Ders içi yada ders dışı fiziksel ve zihinsel etkinliklere daha çok yer verilmeli. Sözlü sınavlarda daha çok başarılıdırlar. Sözlü sınavlara öncelik verilmelidir. Sınav değerlendirmesi yapılırken de dikkatinin dağınıklığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu uygulamalar yapılırken hem bu çocuk için hem diğer çocuklar için davranış dengesi birinin lehine bozulmamalıdır. Bu çocuklar kalabalık sınıf ve şubelere verilmemelidir. Erkek öğretmen daha otoriter olacağı için bu tip çocukların erkek öğretmenlerin sınıfına verilmesinde fayda vardır. Sıklıkla sınıf değiştirmek bu çocuklarda sorun oluşturacağından eğer çok gerekliyse sınıf değişikliği yapılmalıdır”.