NEVŞEHİR(MHA) Nevşehir Eczacılar odası başkanı Tansu Dörtkol, geçtiğimiz günlerde kendisinin de bizzat katıldığı başkanlar danışma kurulu toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Dörtkol konuya ilişkin açıklamasında; “Türk Eczacıları Birliği 40. Dönem İkinci Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı, “Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol” ile ilgili değerlendirme yapmak üzere TEB Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu ve 54 Bölge Eczacı Odasının başkan ve yöneticilerinin katılımıyla 23 Şubat 2016 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Birliğimiz ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasında 1 Şubat 2012’de imzalanmış olan “İlaç Alım Protokolü”nün süresi 30 Haziran 2015 tarihinde son bulmuştur. Protokol’ün bitiş süresinin genel seçimlerin hemen ertesine rastlaması, seçimler sonucunda ortaya çıkan tablonun yarattığı belirsizlik ve seçimlerin yenilenmesi dolayısıyla Birliğimizin tüm çabalarına rağmen yeni bir Protokol imzalanamamış; yapılan Ek Protokollerle mevcut Protokol’ün yürürlük süresi önce 01 Ekim 2015, ardından 31 Aralık 2015 tarihine uzatılmak zorunda kalınmıştır. Seçimlerin ardından Birliğimizin SGK bürokrasisi ile yaptığı görüşmelerde eczacılar için ekonomik kazanımlar sağlayan bir protokolün yapılması bu sefer de geçici bütçe engeline takılmıştır. 31 Aralık’da ekonomik hükümlerdeki düzenlemeleri sonraya bırakan 31 Mart 2016’da sona erecek geçici bir yeni Protokol imzalanmıştır. Geçtiğimiz Protokol döneminde 19 Eylül 2013’de yapılan revizyondan bugüne iki buçuk yıldır eczacıyı ve eczane işleyişini rahatlatacak hiçbir iyileştirme söz konusu olmamıştır. Oysa Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde uygulamaya konulan 2004 İlaç Fiyat Kararnamesi ile başlayan ve 2009 Global Bütçe uygulaması ile devam eden dönemde eczane ekonomileri erime sürecine girmiştir. İlaç fiyatlarında haftalık düşüşler yaşanmış, sağlıkta tasarruf adı altında ortaya konulan uygulamalar sosyal güvenlik sisteminin açıklarını kapatmaya yönelik politikalara dönüşmüş ve ilaç fiyatları toplamda 572 kez düşürülmüştür. Fiyat düşüşleri, eczane stoklarında geniş ölçekli ekonomik zarar meydana getirmiş, bu zararların telafi edilmemesi eczacının bir cendereye sıkışıp kalmasına neden olmuştur. Bu süreçte eczacının reel geliri günden güne düşerken enflasyon nedeniyle eczane maliyetlerinin giderek artıyor olduğu dikkate alınmamaktadır. Birliğimizin bizzat SGK verilerinden hareketle hazırlamış olduğu Eczane Ekonomileri Profil Araştırması’na göre eczanelerin % 63,8’i gibi büyük bir çoğunluğunun ekonomik kırılganlığa sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Eczacıların % 54,8’i kredi kullanmakta; kredi kullanan eczacıların % 66’sı ise sürekli olarak kredi almak zorunda kalmaktadır. Eczacı, eczanesinin ekonomik sürekliliğini sağlayabilmek için borçla yaşamaktadır. Ciro kaybı ile ters orantılı olarak artan eczane giderlerinin eczacı üzerinde yarattığı basınç tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştır. 2016 bütçesinde kamu ilaç harcamalarına 21,4 Milyar TL. ayrılmışken bunun belli bir oranın adalet, hakkaniyet ve ilaç hizmetinin kesintisiz sürdürülebilirliği adına eczanelere ayrılmasını talep etmek eczacının ve eczanelerin geldiği bu nokta göz önüne alındığında eczacılarımızın en doğal hakkıdır.

Türkiye’nin dört bir köşesinde 79 milyona yakın yurttaşımıza ve mültecilere büyük bir özveriyle yaygın sağlık hizmeti sunan, kamuda herhangi bir istihdam zorlaması yaratmadığı gibi 2005’lerden bu yana kamu adına tahsil etmek durumunda kaldığı muayene katılım payları dolayısıyla kamuyu her yıl en az 276 milyonluk personel maliyet yükünden kurtaran eczanelerin içinde bulunduğu darboğazın gittikçe derinleşmesinin sağlık sistemi ve toplum sağlığı açısından ne gibi riskleri beraberinde getireceğinin ciddi bir muhasebesini yapma zamanı gelmiştir. Eczacı bugün “artık yeter!” deme noktasındadır. 24.800 serbest eczacının ve onların temsilcisi olarak bizlerin Yeni Protokol’den beklentimiz; bir sağlık çalışanı olan eczacının ekonomik refahını temin edecek; halka en yakın sağlık noktası olan eczanelerdeki kan kaybının önüne geçecek yaşamsal taleplerimizin kabulüdür. Nitelikli ilaç ve sağlık hizmet sunumuna devam edebilmek, Meslektaşlarımızın haklarını korumak, Eczacının bakmakla yükümlü olduğu kişiler, eczane çalışanları ve aileleri ile birlikte yaklaşık 240.000 insanın ekmek kapısı olan eczanelerimizin varlığını sürdürmek, İnsanı yaşatırken yaşamak için

Tahammül sınırlarımızın çok ötesine geçen bu gidişata “Artık Dur!” diyoruz. Meslek birliğimiz öncülüğünde örgütlülüğümüzden gelen gücümüzü kullanmaktan çekinmeyeceğimizi kamuoyuna saygılarımızla ilan ediyoruz” dedi.