NEVŞEHİR(MHA) Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 Eylül tarihi tüm dünyada insan hayatını tehdit eden intihar olgusu konusunda farkındalığı artırmak amacıyla "Dünya İntiharı Önleme Günü”olarak ilan edilmiştir. Bu tarihte yapılan etkinliklerle,  intiharı önlemeye yönelik çeşitli çalışmalar yapılmakta.

Nevşehir Devlet Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Selda Yavuz Demirci konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Demirci, “İntihar, psikolojik olarak rahatsız olan kişinin istemli olarak yaşamına son vermesi olup, kendisine yönelik bir saldırganlık halidir. "İntihar” tabirinden, ölümle sonuçlanmış girişim anlaşılmalıdır; bu girişim ölümle sonuçlanmamış ise "intihar girişimi” tabiri kullanılmaktadır. İntihar, birden fazla etkene bağlı gelişen, ancak büyük ölçüde ruhsal hastalıklar temelinde ortaya çıkan bir davranıştır. Başta depresyon olmak üzere ruhsal hastalıklar intihar riskinde 10 kat artışa sebep olmaktadır. İlişki sorunları, ekonomik kayıplar, yalnızlık, düş kırıklığı, utanç, aşağılanma, başarısızlık, aile içi çatışmalar gibi zorlayıcı hayat olayları da intihar riski ile ilişkili bulunmuştur; ancak bu risk faktörleri genellikle tek başına intihar sebebi değildir. Birçok risk faktörü, ruhsal hastalıklarla birlikte olduğunda intihar eğilimi artabilir. İntihar, son yıllarda artış gösteren bir olgudur. Dünyada son 50 yılda % 60 oranında artmıştır. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 2000 yılında tüm dünyada yaklaşık 1 milyon kişi intihar sonucu hayatına son vermiştir. İntihar; insan hayatı kaybı ile sınırlı kalmayıp, intihar eden kişinin ardından ailesinde, yakınlarında ve iş hayatlarında derin hasarlar ortaya çıkarmaktadır. Sonlandırılmış intiharların yanı sıra yine her yıl, yaklaşık 10 ila 20 milyon kişinin intihar girişiminde bulunduğu bildirilmektedir ki, bu her 3 saniyede 1 kişinin intihar girişiminde bulunduğu anlamına gelir. İntihar, hayatı sonlandıran bir tehdit olmasına karşın, önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. İntihar eden kişilerin büyük bölümü intihar etmek konusunda bir süre kararsızlıklar yaşar, yaşamla ölüm düşünceleri arasında gidiş gelişler sırasında intihar edeceklerini çeşitli vesilelerle ima ederler. Ancak bunu açık bir şekilde ifade edemezler ve anlaşılmayacaklarına, olumsuz bir şekilde damgalanacaklarına inandıkları için yardım almaktan çekinirler. Bu nedenle intihar eğilimi olan kimselerin yardım almalarını kolaylaştırmak için toplumda bu konudaki duyarlılık arttırılmalıdır.  Başta ailelerin, eğitimcilerin,  sağlık personelinin olmak üzere tüm toplumda intihar riskinin tanınmasına yönelik eğitim çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır. Medyada intihar yöntemleriyle ilgili detayların verilmesi intihar riskini artırdığından, ruh sağlığı uzmanlarıyla medya mensupları arasında işbirliği geliştirilmelidir. Sağlık; bedenen ve ruhen tam bir iyilik halidir. 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Gününde toplumsal duyarlılığı arttırmak bu nedenle önemlidir ve hayat kurtarıcıdır” açıklamalarında bulundu.