Nevşehir Eczacılar Odası Başkanı Tansu Dörtkol, eczacının; ilacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar her aşamada yetkinlik sahibi olan bir ilaç uzmanı ve sağlık danışmanı eczanenin ise; en kolay erişilebilir, halka en yakın sağlık kuruluşu olarak sağlık sisteminin kilit taşı olduğunu söyledi.

Dörtkol 14 Mayıs Eczacılar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Eczacılığın; hastalıkların teşhis ve tedavisi ile hastalıklardan korunmada kullanılan ilaçların hazırlanması ve hastaya sunulması; ilacın analizlerinin yapılması, etkisinin devamlılığı, emniyeti, etkinliği ve maliyeti bakımından gözetimi; ilaçla ilgili standardizasyon ve kalite güvenliğinin sağlanması ve ilaç kullanımına bağlı sorunlar hakkında hastaların bilgilendirilmesi ve çıkan sorunların bildiriminin yapılmasına ilişkin faaliyetleri yürüten sağlık hizmeti olduğunu kaydetti. Bu anlamda eczacının; ilacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar her aşamada yetkinlik sahibi olan bir ilaç uzmanı ve sağlık danışmanı olduğunu ifade eden Dörtkol, Eczanenin ise; en kolay erişilebilir, halka en yakın sağlık kuruluşu olarak sağlık sisteminin kilit taşı olduğunu vurguladı.

Söz konusu çoklu fonksiyonları sebebiyle üzerine titrenmesi, gözbebeği gibi korunması gereken eczanelerin son 10 yıldır giderek ağırlaşan sorunlarla boğuşurken eczacılık mesleğinin de değer kaybına uğradığını kaydeden Dörtkol: "Sağlıkta tasarruf söylemi altında bütçeyi tutturmak ve sosyal güvenlik açıklarını kapatmak adına uygulamaya konulan ilaç politikaları eczacıyı ve eczaneyi vurur hale gelmiştir. Varlığı büyük ölçüde ilaç fiyatlarına bağlı olan eczaneler, her geçen yıl daha büyük ölçekli mali-ekonomik kayıplarla yüz yüze kalmaktadır. Söz konusu uygulamalar nedeniyle bir sağlık kuruluşu olan eczaneler artık sağlıklı hizmet vermekte zorlanmaya başlamıştır. Öte yandan ekonomi yönetiminin ilaç fiyatlarını düşürmek adına devreye soktuğu uygulamalar ilacın bulunabilirliğini ortadan kaldırma noktasına gelmiş, dolayısıyla halk sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Oysa ilaç hizmetinin kesintisiz sürdürülebilirliğinde, sosyal güvenlik harcamalarının kontrolünde, ilaç kullanımının akılcı bir temele yerleştirilerek kamu ekonomisinin güçlendirilmesinde ve kaynak israfının engellenmesinde eczacı vazgeçilmez öneme sahip sağlık profesyonelidir. Bu nedenle acilen eczane ekonomilerini düzlüğe çıkaracak tedbirlerin eczacı meslek örgütlerinin katılım gösterdiği bir mekanizma içerisinde alınması elzemdir" dedi.

Sağlık sisteminin geliştirilmesine ve halk sağlığının korunmasına katkı sunmak için büyük çaba sarf ettiklerini ve bu nedenle; 1968'den 2009'a Eczacılık Günü, 2009'dan bu yana Eczacılık Haftası olarak kutladıkları 14 Mayıs'ın ana teması olarak bu yıl "Sağlık Okuryazarlığı"nı belirlediklerini belirten Dörtkol, 12-18 Mayıs 2014 tarihleri arasında gerçekleştirecek Eczacılık Haftası'nda; ülkemizde düşük seviyelerde bulunan sağlık okuryazarlığı olgusuna vurgu yapmak; sağlık hizmetlerinden yararlananların bilgi ve danışmanlık ihtiyaçlarının karşılanmasında ise eczanelerin en güvenilir sağlık birimleri olduğunu hatırlatarak kamuoyunda farkındalık yaratmak, sağlık otoritesinin ve sağlık çalışanlarının dikkatini bir kez daha bu yöne çekmek istediklerini ifade etti.

Dörtkol sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bireylerin yaşam kalitelerini arttırmayı sağlayabilecek becerilerin başında okuryazarlık gelmektedir. Klasik tanımıyla okuryazarlık, kişinin okuma ve yazma becerisine sahip olmasını ifade eder. Ancak söz konusu tanım, temel okuryazarlığı karşılayan oldukça dar bir tanımlamadır. Bilimsel devrimlerin hız kazandığı günümüz dünyasında temel okuryazarlık kavramı artık yeterli olamamaktadır. Bu bağlamda okuma ve yazma yeterliliğinden daha yüksek bir yeterliliği ifade eden işlevsel ve eleştirel okuryazarlık gibi okuryazarlık biçimleri giderek artan bir önem kazanmıştır. Kişinin tüm yaşamsal faaliyetlerinde özneleşmesini, politik, ekonomik ve sosyo-kültürel alanlarda etkin biçime yer alabilmesini, gündelik hayatı kavrayabilmesini ve müdahil olabilmesini sağlayabilmek için temel okuryazarlığın ötesine geçen okuryazarlık becerilerinin varlığını gerektirir. Bu bağlamda bir bireyin salt okuma-yazma biliyor oluşu o kişinin sağlık okuryazarı olduğu anlamına gelmemektedir. Sağlık Okuryazarlığı, kişilerin doğru sağlık kararları vermek için gerekli sağlık bilgi ve hizmetlerini anlama, edinme ve işleme kapasitesinin derecesi tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü de sağlık okuryazarlığını; "sağlıklı olma halinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi yolunda, bireylerin bilgiye erişim, bilgiyi anlama ve kullanma yeteneği ile motivasyonunu belirleyen bilişsel ve sosyal beceriler" olarak tarif etmiştir. Sağlık okuryazarlığı kavramı, sağlıkla ilgili kararlar alabilmek için temel becerilerin ötesinde bilgiye dayalı bir altyapıya işaret etmektedir. Sağlık bakımı için yerine getirilmesi gereken kuralları uygulayabilme, ilaç etiketlerini, reçeteleri ve sağlığa ilişkin diğer önemli materyalleri okuma ve anlayabilme becerilerini içerir. Sadece okumak-anlamak değil kendi sağlığını tanımlayabilme, sağlığı ile ilgili uygun kararlar alabilme, sağlık sistemini nasıl kullanabileceğini ve bu sistemden nasıl yarar sağlayabileceğini bilme, bu bilgileri yönetebilme dereceleri de sağlık okuryazarlığı kapsamı içine dahil edilmektedir."