Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen Nevşehir Şube Başkanı Hakan Gündüzpolat, 25 Kasım kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü nedeniyle bir basın açıklamasında bulundu.
Kadına yönelik uygulanan şiddete Sağlık-Sen olarak her zaman karşı durduklarını ve tepki göstermeye de devam edeceklerinin altını çizen Sağlık-Sen Nevşehir Şube Başkanı Gündüzpolat açıklamasında; “Kadınlarımız… Sevgileriyle hayatımızı yeşerten, umudumuza umut, huzurumuza huzur katan kadınlarımız… Kutsal bildiğimiz güzelliklere ruhunu adayan, ailesinin mutluluğuna kol kanat geren fedakâr kadınlarımız… El emeğinin, göz nurunun sahibi olan yürekli yol arkadaşlarımız… Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem Veda Hutbesi’nde, kadınları Allah’ın birer emaneti olarak tanımlıyor. Bakınız erkekler için aynı şey söz konusu değil. Oysaki kadın; Allah’ın emaneti. Yani; kadının asıl sahibi, asıl koruyucusu, asıl sevgilisi; Allah. Oysa ne yazıkki bugün bazı erkekler; kadının üzerinde maksadını aşan bir ipotek oluşturuyor, haddini aşan bir şekilde kendine güç devşirip, çoğu zaman kadını örseliyor ve ötekileştiriyor. Tarihe not düşen kadınları hatırlayınız! Hz.Havva kimden bir müjdeydi insanlığa? Hz. Meryem’in sahibi kimdi? Hz.Asiye’nin asaletini kim verdi? Hz.Ayşe’yi kim korudu? Şerefini kime borçlu Hz.Hatice? Nene Hatun’lar en çok kime sevdalıydı? Kadınlarımız, gözünü bile kırpmadan 15 Temmuz’da hain kurşunların üzerine koşup giderken kime ulaşmayı istediler acaba?. Kadınlar Allah’ın birer emanetidir derken, aslında kadının Allah tarafından imtiyazlı olmasına dikkat çekmek isteriz. Fakat buna rağmen kadınlara özel olan bu asaleti, bu onuru, görmezden gelindiğini, dünyada milyonlarca kadının sözel şiddete uğradığını, darp edildiğini, hatta akıl almaz vahşetler sonucu cinayetlere kurban gittiğini üzülerek ifade etmek isteriz. Birleşmiş Milletler, 1999 yılında aldığı bir kararla 25 Kasım’ı ‘’Kadına yönelik şiddetin bitirilmesi için uluslararası mücadele günü ‘’olarak ilan etmiştir. Her yıl 25 Kasım’da, kadın ve kız çocuklarına yöneltilmiş her türlü şiddetin önlenmesi için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bizler; Üyelerinin çoğu kadın olan Sağlık-Sen’in Kadınlar Komisyonu olarak; kadınlara ve kız çocuklarına yöneltilmiş şiddete Hayır demek ve toplumun her kesiminde oluşması gereken duyarlılığı ve dayanışmayı sergilemek için bugün buradayız. Şiddet, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar ve kız çocuklarının yaşamlarını olumsuz etkileyen; temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimlerini engelleyen en önemli nedenlerdendir ve insanlık suçudur. Toplumumuzdaki genel yargıya göre kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ile eş tutulmaktadır. Hâlbuki kadına yönelik şiddet kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak zarar görmeleri veya zarar görecekleri korkusuyla baskı ve tehdit altında bırakan ve sınırlandıran her türlü tutum ve davranıştır. Bu durumda fiziksel şiddetin son hali olarak karşımıza kadın cinayetleri çıkmaktadır. Yapılan istatistikler bize gösteriyor ki, dünyada ve ülkemizde kadınlara yönelik şiddet maalesef her geçen gün artarak devam etmektedir. Günde ortalama 5 kadının öldürüldüğü, her 4 saatte bir kadının şiddet ve cinsel saldırıya maruz kaldığı ülkemizde kadınların dayanışması daha bir önem arz etmektedir. Üstelik istatistiklere yansımayan aile içi şiddetin zannedilenin çok daha üstünde olduğu tahmin edilmektedir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, kadınlar en çok; insanca yaşama hakkını ve kadınlık orunu korumaya çalıştığı için, en yakınındaki erkeğin şiddetiyle ve genç yaşta hayattan koparılıp öldürülüyor. Aslında son yıllarda ülkemizde yapılan reformlar çerçevesinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amaçlı yasal düzenlemelere de önem verilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda ciddi çalışmalar yürütmekte ve kadına yönelik ülkemizde yaşanan baskı, şiddet ve hak ihlallerine karşı mücadelede mağdurların her zaman yanında olmaktadır. Kadın inisiyatifleri olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte mevcut yasal düzenlemelerin daha da geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için kapsamlı ortak çalışmalar yürütülmesini arzu ediyoruz.
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış ve Kasım 2015 itibarıyla 40 devlet tarafından imzalanmıştır. Türkiye, 12 Mart 2012'de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuş ve sözleşme, 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girmiştir. Yine 2012 yılında yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde alınan tedbirler, kadın yönelik şiddeti tamamen ortadan kaldırmaya yöneliktir. Ancak unutulmamalıdır ki toplumsal dönüşüm gerçekleşmedikçe en mükemmel yasal düzenleme ve izlenen politikalar sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle, öncelikle erkeklerin ve özellikle yöneticilerin cinsiyetçi yaklaşımdan uzak durması, toplumun her kesiminin dayanışma içinde kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmesi gerekmektedir. Aileler, evlatlarını yetiştirirken kız-erkek ayrımı yapmadan her çocuğa birey mantığıyla yaklaşmalı; çocuklarına eşit sevgi, saygı ve ilgi göstermelidir. Toplumdaki her birey bu yönde eğitilmeli, kız çocuklarının aileleri tarafından değer verilme ve saygı görmenin önemine dikkat çekilmeli, her türlü cinsiyetçi baskılar ortadan kaldırılmalıdır.
Toplumdaki her birey kadına yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele etmeli ve yöneticiler, bunu önlemeye yönelik politikalarında tutarlı ve kararlı olmalıdır. Kadın ve kız çocuklarına karşı toplumda ve aile içinde yaşanan şiddete karşı her bireyin duyarlı, bilinçli ve yardımsever olması gerektiği kanaatindeyiz. Kadınlarımızı sosyal çevresi ile dayanışma içinde tutmalı ve yalnız olmadıklarını hissetmelerini sağlamamız gerekir. 25 Kasım “Kadın Şiddetine Hayır Günü”nde Sağlık-Sen Kadınlar Komisyonu olarak 81 ilimizde düzenlediğimiz eşzamanlı basın açıklamamız ve farkındalık etkinliğimizle, ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı herkesi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz. Mağdur olmuş kadınlarımız için de, Sendikamız bünyesinde her türlü yardımı yapmaya ve destek vermeye hazırız. Bugünü simgeselleştirmek adına, “kadına karşı şiddete dur!” diyerek, el izlerimizi basmış olduğumuz balonları gökyüzüne bırakarak, kadınlarının örselenmediği bir toplumda var olmasını diliyoruz” ifadelerinde bulundu.