Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70 sudur. Bir insan düzenli ve minimum miktarda su almaz ise, o insanın hızlı ve verimli olmasını bekleyemezsiniz. Bir insanın iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak minimum hergün 2.5 lt su içmesi gerekmektedir.
Bu miktar her gün tekrarlanmak zorundadır. Yemek yemeden bitkin vaziyette 30-40 gün dayanabilirsiniz, ama su içmeden (bu süre ortama bağlı olarak) 7- 10 gün dayanabilirsiniz. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Suyun vücut için önemi;
Vücut sıcaklığının düzenlenmesinde, derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında, vücudun temizlenmesinde, böbreklerin çalışmasında,
Vitaminleri ve mineralleri hem taşınmasında, hem de vücutta çözülmesinde, kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasında önemli rol oynar.
Kanser hastalıklarının ve toplu zehirlenmelerin içme suyunun sağlıklı olmamaları sonucu artarak devam ettiği bilinmektedir. Bu nedenle Dünya Sağlık örgütü (WHO) çeşme suyundan pet şişe suyuna ve mineralli suya kadar her türlü içme suyunun içereceği kimyasalların miktarının duyarlı aletlerle ölçülerek bu konuda halkın bilgilendirilmesini istemektedir.
Yaşadığımız şehirlerin suyunun sağlıklı olup olmadığını kendimiz için isterken aynı zamanda en kıymetli varlıklarımız annemiz, babamız ve çocuklarımız içinde istemek zorundayız. Hele de çocuk ve genç nüfusün yoğun olduğu ülkemizde buna daha da dikkat etmeliyiz. Şimdi sorun kendinize çocuğunuz okulda çeşmeden su içiyor ise sizce içtiği su ne kadar sağlıklı? Çünkü;
Sadece;1 litresinde 10 mikrogramı geçen arsenikli suyun, uzun yıllar alımı halinde cilt, akciğer ve tiroid kanserine sebep olurken, aynı zamanda kemiklerde, saç diplerinde, karaciğerde, böbrekte ve sindirim sistemine yerleşerek zehirlenmelere sebep olur.
O halde sizce sağlıklı su içiyor muyuz?
Kendiniz için değilse de çocuğunuz için……..
Saygılarımla Yrd. Doç. Dr. Özden Taşğın
