Benim söylediklerim mi doğru?

Yoksa Sinan Aygün’ün iddia ettiklerimi

Ben diyorum ki; İnşan kişiliğini, davranışlarını içinde yer aldığı dünya görüşü belirliyor.

Sinan Aygün öyle demiyor

Şöyle diyor;

Yasal her türlü mevzuata uydum, inşaata başladım, TOGO Kulelerini tamamladım.

Sonra belediyeye çağırdılar, gittim. Daha bismillah demeden 8 tane meclis üyesi ‘abi ne kadar vereceksin?’ dediler.

Ben; Yapılan tüm araştırmalar, insan kişiliği ile siyasi görüşü arasında yakın bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor, insan davranışları, düşünceleri, eylemleri kendi siyasi kimliğinin bir parçası olarak ortaya çıkıyor.

Sinan Aygün; Yahu siz nasıl konuşuyorsunuz? Böyle ayaküstü para istenir mi? Gözetleniyor ya da dinleniyor olabiliriz. Benim ki gibi daha 79 inşaat var, şimdi soruyorum; o inşaatları da mühürleyecek misiniz?

Ben, Çok düzgün şekildi yetişen insanlar, siyasi kimliğinin verdiği itme ile yanlış davranışlara yöneldikleri görülmüştür.

S. Aygün; Bu parayı okul için istedik, diyorlar, Allah’ını severseniz 25 milyon liraya okul olur mu? Okul ancak 6,5 ya da 7 milyona yapılır, bunların yalan söylediği buradan belli.

Ben, Sırf siyasi yapısı sebebiyle yalan makinesi haline gelen, suç işleme rekorları kıran insanların, bu eylemlerinin altında yatan etmenlerden biri de siyasi düşünceleridir, diyorum.

S. Aygün; Niye benden para istiyorsunuz? İstinafa müracaat edip etmemek için diyorlar

Ben, 1970’li yıllarda İtalya ve Almanya’da ortaya çıkan sol terör örgütü militanlarının yaptıkları eylemler, öldürdükleri, yaraladıkları yüzlerce insan bunu kanıtlamıyor mu? Bir suç makinesi haline gelen bu insanları tetikleyen güç nedir?

S. Aygün; Bugün Fetöcülükle suçlanıyorum, hayır benim fetö ile işim olmaz.

Bu Ankara’nın Mansur Yavaş'tan çekeceği var.

Sonra meclis grup odasında; ‘siz ne kadar cesaretli insanlarsınız, buranın dinlenme ihtimali olduğunu bile bile benle bu şekilde konuşabiliyorsunuz’

Ben; 1970’li yıllarda Türkiye’de yaşanan sağ sol çatışmalarında ortaya çıkan kimi suç makinalarının kendi ideolojilerinden etkilenmeden bu işi yaptıkları asla düşünülemez

S. Aygün; Bu davayı da istinafa götürün, kazanırım diyorum, dinlemiyorlar.

Neden? Çünkü kaybedeceklerini biliyorlar.

Ben; Bir Mevlana, bir Yunus, bir Hacıbektaş’ın görüşleri, düşünceleri, okudukları ile ilgili yorumları onları var eden unsurlar değil midir?

Bu düşüncelere, bilgiye, derin görüşlere sahip olmasalardı, bu gün onları ismini zikrediyor olabilir miydik?

Fikir ne ise zikir de odur

Şimdi soruyorum; Kim haklı?

Sinan Aygün mü, ben mi?