Ülkemizde kamu yönetimindeki çarpıklık, özellikle personel sistemi içinde kendisini göstermektedir. Devlet kurumlarında, 657 sayılı kanunun 4-a, 4-b, 4-c, 4-d maddeleri, 1309 sayılı kanun, 2547 sayılı kanun, 3056 sayılı kanun, 4059 sayılı kanun, 5258 sayılı kanun, 209 sayılı kanun, 5393 sayılı kanun, 540 sayılı KHK, 399 sayılı KHK, 181 sayılı KHK’ya göre çok çeşitli statülerde çalıştırılan personeller bulunmaktadır. Bu kadar farklı statülerin yer aldığı bir istihdam rejiminde görev yapan personelin hiçbiri bir diğeri ile aynı haklara sahip değildir.

 

Dolayısıyla bu durum, kamuda çok başlı ve karmaşık bir istihdam yapısını ortaya çıkarmaktadır. Aynı kurum içinde aynı işi yapan ancak tabi oldukları yasal mevzuatın farklı olması nedeniyle; maaşları, emeklilik hakları, iş güvenceleri, sosyal ve özlük hakları farklı olan kamu görevlileri bulunmaktadır.

 

Kamu hizmeti sunan çalışanların, birçok farklı hukuki düzenlemelere tabi olması, kamudaki yeknesaklığa da olumsuz etki etmektedir. Bu nedenle aynı kurum içinde aynı işi yapan ancak bir tarafta nispeten yüksek maaş alan diğer tarafta ise insan onuruna yaraşmayan haklarla çalıştırılan kesim aynı anda bulunabilmektedir. Bu tür uygulamalar nedeniyle kamuda aynı işi yapan, aynı özelliklere sahip çalışanlar arasında ücret adaletini sağlamak da sosyal eşitliğe ulaşmak da mümkün olamamaktadır.

 

Değerli Basın Mensupları

 

Son yıllarda, AKP Hükümeti politikaları doğrultusunda kamu çalışanlarının iş güvencesinin ortadan kaldırılması tartışmaya açılmıştır. Sendikal ve demokratik haklarının kullanımında sıkıntılar çıkartıldığı bir süreci beraber yaşıyoruz. Bunları kabul etmemiz asla mümkün değildir.

 

Özellikle son 10 yılda kamuda istisnai olarak çalıştırılması planlanan sözleşmeli kamu çalışanlarının sayısının 40 binler düzeyinden 250 bin düzeyine çıkması, iş güvencesinin zayıflatılarak, devlet memuru kavramından, hükümet memuru kavramına geçişin ayak izlerini taşımaktadır.

İstihdam sistemi bakımından; kamu kesiminde memurluk yerine idari sözleşmelilik, kadro gereği ücret yerine sözleşme gereği performans ücreti gibi eğilimler, kamu kesimi istihdam rejimini, özel sektör kesimi istihdam rejimi ile aynı seviyeye getirmeye yöneliktir. Özellikle iş güvencesinden yoksun insan haklarına aykırı bir biçimde hastalık, doğum, evlenme, ölüm gibi izinlerin, tayin, terfi gibi hakların kısıtlandığı, 4-C statüsünde istihdamın kamuda yaygın haline dönüşmesi son derece dikkat çekicidir.

 

Kamuda çalışanlar arasında en kısıtlı haklara sahip olan kesim ise hiç şüphesiz ki; 657 sayılı Kanunun 4-C maddesi uyarınca çalıştırılan geçici personeldir. Bu kapsamda çalıştırılan personelin yıllık izin, iş güvencesi, sosyal yardım gibi hakları bulunmazken; maaşları da son derece düşüktür.

 

Kaldı ki, 2010 yılında yapılan toplu görüşmelerde aile yardımının tüm sözleşmeli ve geçici personele ödenmesi konusu karar altına alınmıştı, 2011 Genel Seçimleri öncesinde de Devlet Personel Başkanlığından sorumlu dönemin Bakanı Sayın, Hayati Yazıcı, 19 Nisan 2011'de bir sendika ziyareti sırasında “4-C’li personele aile yardımı ve çocuk yardımı ödenmesi için Bakanlar Kurulu Kararı hazırlandığını” açıklamıştır. Bu açıklamanın üzerinden 2 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen hala aile yardımı ödeneği için Bakanlar Kurulu Kararı çıkmamıştır.

 

Kamu istihdamında yeknesaklığın ve adaletin sağlanabilmesinin yolu, kamudaki çok başlı yapıyı sonlandırmaktan ve tüm çalışanların iş güvencesi, sosyal haklar, İnsanca yaşayacak ücret, Uluslararası normlarda toplu sözleşme ve grev hakkı uygulaması olan sendikal hakların kullandırılması istiyoruz.

 

04 Haziran 2011’de çıkartılan 632 sayılı KHK ile kamuda sözleşmeli olarak çalışmakta olan personelin kadroya geçirilmesi sağlanmışken, 4-C’li personelin kapsam dışında tutulması, Hükümetin emeğe ve çalışanlara şaşı bakışının tezahürü olarak görülmektedir.

 

657 sayılı Kanunun 4-C maddesi uyarınca elli bini aşkın geçici personel ve aileleri, yapılacak düzenleme ile sorunlarının çözüme kavuşturulmasını umutla beklemektedir.

 

Yine sendikamız hizmet koluna bağlı Türkiye İstatistik Kurumunda Başkanlığı bünyesinde istihdam edilen 4/C’li personel ve özelleştirme mağduru 4/C’liler de yapılacak düzenlemeyi beklemektedirler.

 

Bütün bu gerçekler ışığında, Konfederasyonumuz Türkiye Kamu-Sen ve sendikamız Türk Büro -sen tarafından 12 Ocak 2013 tarihinde Ankara’da yapılan Çalıştay’da, 657 sayılı Kanunun 4-C maddesi uyarınca istihdam edilen geçici personelin durumlarının iyileştirilmesi için aşağıdaki fiil ve düzenlemelerin yapılmasının zorunlu olduğu vurgulanmış, sonuç olarak çalışanların talepleri sendika ve konfederasyonumuz tarafından Başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bütün yetkililere iletilmiştir.

 

Değerli Basın Mensupları

 

Bu taleplerimizden bazılarını huzurunuzda bir kez daha yenilemek istiyoruz.

·         657 Sayılı Kanunun 4-C maddesi kapsamında geçici statüde çalışanların; emeklilikte elde edecekleri hakları saklı kalmak kaydıyla, talepleri halinde, İş güvenceli İşçi ve Memur kadrolara atanmalarına imkân veren yasal mevzuat düzenlemesi ivedilikle yapılmalıdır.

 

·         4-C Kapsamında geçici çalışanlara kadro hakkı sağlayan mevzuat düzenlemesi yapılıncaya kadar; mali, sosyal özlük haklarını geliştirmek, çalışma şartlarını adil ve hakkaniyet ölçülerinde düzenlemek üzere;

 

·         4-C’li personelin maaşları, emsali kadrolu personelin maaşları ile orantılı olarak belirlenmeli, özlük hakları kurum farkı gözetilmeksizin eşitlenmelidir.

 

·         Türkiye İstatistik Kurumunda 4/C’li olarak istihdam edilen personelin kadroya alınarak, mali, sosyal ve özlük hakları iyileştirilmeli, 4/C statüsünde istihdam edilen personelin; eş durumu dolayısıyla yer değiştirmesi ve askerlik dönüşü göreve başlaması sağlanmalıdır.

 

·         Sözleşmelerden damga vergisi ödemesi zorunluluğu kaldırılmalı, 6111 Sayılı Torba Kanunla diğer sözleşmeli personel için getirilen haktan 4-C’li personelin de yaralanabilmesine yönelik acilen düzenleme yapılmalı, Hizmet sözleşmeleri; yargı kararları ve mevzuatta gerçekleşen değişikliklere uygun olarak yeniden düzenlenmelidir.

·         Hizmet sözleşmelerinin, her yıl çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı beklenmeksizin yenilenmesini düzenleyen mevzuat değişikliği yapılmalıdır.

·         Geçici personele kurumlar arası geçiş yapabilme imkânı veren düzenlemeler hayata geçirilmeli, 657 Sayılı Kanunda yer alan 4-C’li personelin yıllık izinleri iş günü olarak düzenlenmeli yapılmalıdır.                              

·         4-C kapsamındaki geçici personelin çalışma saatleri süreklilik arz edecek şekilde belirlenmeli, idarelerin bu konudaki keyfi uygulamalarına son verilmeli, Ulaşım ve yemek hizmetinin verilemediği yerlerde çalışan 4-C kapsamındaki personele ulaşım yardımı verilmelidir.

·         4-C kapsamındaki personele ödenen iş sonu tazminatından gelir vergisi kesintisi yapılmasına son verilmeli, 4-C kapsamındaki geçici personelin ek ödeme alabilmesi için gerekli mevzuat değişikliği yapılmalıdır.

 

Sendikamızın konunun takipçisi olacağını ve 4/C’lilerin gasp edilen haklarını her platformda savunmaya devam edeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

                                                                                 Ömer KOÇ

                                                                              Türk Büro Sen

                                                                                İl Temsilcisi