AK Partili belediye başkanları, Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın katılımında Ankara'da düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısında bir araya geldiler.
AK Partili belediye başkanlarının katılımıyla Rixos Otel’de “AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı” düzenlendi.

AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı tarafından düzenlenen, 48 il, 563 ilçe ile 213'ü belde olmak üzere 824 belediye başkanın katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, sözlerine AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığı’na teşekkür ederek başladı. Belediye başkanlarının 30 Mart’ta elde ettiğiniz başarılarından dolayı da teşekkür eden Erdoğan, Erzincan’dan gelirken kaza geçiren belediye başkanlarına da geçmiş olsun dileklerini iletti.

 AK Partili belediye başkanlarının katılımıyla gerçekleştirilen"AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı", 11-12 Haziran'da yapılacak iki gün sürecek.

AK Parti Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısına Nevşehir den bütün AK Partili Belediye Başkanları katıldılar.

Önümüzdeki 5 yıl boyunca millete en güzel hizmetleri ulaştırmak için istişare ve değerlendirmelerin yapılması amacıyla gerçekleştirildiği belirtilen toplantıya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da iştirak ettiler.

Toplantıda ayrıca, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Başbakan Başdanışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Mahir Ünal da sunum yaptılar.

Toplantının ilk gününün sonunda Başbakan Erdoğan ve tüm belediye başkanları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapımı gerçekleştirilen "Kuzey Yıldızı Rekreasyon Alanı" açılış törenine de katılacaklar.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN PARTİLİLERE TALİMAT...!

İstişare toplantısına katılan Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmasında Belediye Başklanlarına şu tavsiyelerde bulundu;

Bir kısım belediye başkanlarının makamlara yeniden seçildiğini, bir kısım belediye başkanlarının da görevlere ilk kez getirildiğini dile getiren Erdoğan, “Belediye başkanlarımızı son derece hassas bir değerlendirme sürecinin ardından belirledik. İsabet yüzdesi fazla olabilir, eksik olabilir. Bilgi, birikim, tecrübe, beceri adaylarımızı belirlerken kullandığımız temeller oldu. Bundan daha da önemlisi burayı özellikle ifade ediyorum her bir adayımızın AK Parti politikalarını benimsemiş, AK Parti’nin omuzladığı dava şuurunu ruhuna işlemiş olmasını özellikle gözetmeye gayret ettik. Sizler sadece belediye başkanları değilsiniz, sizler sadece şehirleri, ilçeleri, beldeleri idare eden, çöp toplayan, altyapıyı inşa eden yöneticiler değilsiniz, sizler AK Parti’nin belediye başkanları olarak AK Parti’nin taşıdığı o tarihi vizyonu, AK Parti’nin omuzladığı o büyük emaneti taşıyan, bu emaneti taşıma şuurunu Türkiye’nin kılcallarına kadar ulaştıran dava insanlarınız” dedi.

“HİZMET VERDİĞİNİZ HER YERDE EN BAŞTA GÖNÜLLERİ FETHEDECEKSİNİZ”

Belediye başkanlarının seçildiği yerleşim yerlerinde 5 yıl boyunca önemli projeleri hayata geçireceklerini, yerleşim birimlerinde bir fark oluşturacaklarına inandığını dile getiren Erdoğan, “Sizler diğer siyasi partilerle mukayese edilemeyecek bir farkı belediye başkanlığınız süresi içerisinde ortaya koyacaksınız. Fakat burada her şeyden önemlisi hizmet verdiğiniz her yerde en başta gönülleri fethedeceksiniz, bununla mükellefsiniz. Çok mükemmel şehirler inşa edebiliriz, altyapıyı mükemmel kurabiliriz, iyi köprüler, parklar, bahçeler yapabiliriz. Ama şunu unutmayın, Yunus Emre’nin dediği gibi ‘hepsinden iyice bir gönüle girmektir.’ Asıl yapmamız gereken bu” şeklinde konuştu.

BAKIN ADAM GİBİ ADAM GEÇİYOR DESİNLER

“Her zaman bir belediyecilik felsefem var” diyen Erdoğan, “Hizmet gerektir ama yeterli değildir. Hizmet bizim için bir görevdir ama yeterli olan gönle girmektir. Bütün bunları yaparken hep gönül inşa etmeye çalışacağız. Eğer gönüller kırarsak yaptıklarımızın hiçbir değeri yoktur. Sokaktan yürürken ‘bakın belediye başkanı geçiyor’ demesinler, ‘bakın adam gibi adam’ geçiyor desinler. Bunu başarmalıyız” ifadelerini kullandı.

Her bir belediye başkanının şehrin emniyetinin teminatı olduğu kadar kendisinden de emin olunan kişi olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Böyle bir kişi olmak zorundayız. Arkadaşlar sizler milletin emanetine sahip çıkma yolunda mensup olduğunuz dava itibariyle bir medeniyet tasavvurunu da inşa edecek, diriltecek ve medeniyetimizi ayakları üzerinde doğrultacak ve geleceğe taşıyacak modern zamanın akıncı beylerisiniz” dedi.

“14 milyon nüfusu aşan İstanbul’da da, 9 bin nüfuslu Çankırı’nın Çerkes ilçesinde de aynı dava şuuruyla hareket etmek zorundasınız” ifadesini kullanan Erdoğan, demokrasinin yerelde başladığını belirtti. Erdoğan, “Köyde demokrasi yaşamıyorsa beldede de demokrasi olmaz. Beldede demokrasi yoksa ilçede de olmaz, ilçede yoksa ilde de olmaz. Bizim köylerden, beldelerden başlayarak büyükşehirlere kadar yukarıdan aşağıya değil; aşağıdan yukarıya hem demokrasiyi hem de medeniyet tasavvurumuzu öne çıkarmamız gerekiyor. 500 kişilik köy, bin kişilik belde deyip geçmeyeceğiz. Türkiye bu hızda büyürken 500 kişinin yaşadığı köyün, 2 bin kişinin yaşadığı beldenin bundan 50 yıl, 100 yıl sonrasının büyük bir şehrin olduğunu, o şehrin çekirdeği olduğunu mutlaka görmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

“ŞEHİRLER NASIL BOZULDUYSA BU KADRO ŞEHİRLERİ YENİDEN İNŞA EDECEK”

Erdoğan, şunları kaydetti:

“Çoğunuz yurt dışına gitti. Gelişmiş şehirleri gördünüz. Benim şehrim neden böyle değil? Her bir belediye başkanımızın kendisine her gün bu soruyu defalarca sorması gerekir. Konya bugün de ihtişamlı bir şehir ama tarihte çok daha ihtişama sahipti. Bizim yeniden hayranlık duyulan şehirlerimiz olmak zorunda. Bu şehirleri yine biz bozduk. İmara aykırı gecekondu, her vatandaşın açık bulduğu meydana istediği şeyi kondurmasıyla bozuldu. Şehirler nasıl bozulduysa bu kadro şehirleri tamir edecek, yeniden inşa edecek. Dizlerinin üzerine çökmesi istenen bu medeniyet, Allah’ın izniyle dizlerin üzerinden sizler vasıtasıyla doğrulacak, ayağa kalkacak. Her bir şehrin İstanbul’dan da güzel olması gayemiz olacak.”

“BİRİLERİNE RANT SAĞLAMANIN PEŞİNDE OLMAYACAĞIZ”

En az nüfuslu belde belediye başkanından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına kadar bütün belediye başkanlarından en mükemmel belediye başkanlığını yapmasını isteyen Erdoğan, “Kentsel dönüşüm diyoruz. Birçok belediye başkanı arkadaşımız ‘benim beldem, benim ilçem, benim ilim küçük, dolayısıyla rezerve alanı meydana getirmem mümkün değil. Bu tür bahanelerin arkasına sığınarak kentsel değişim yapmaktan kaçmanın yollarını arıyor. Hiçbir yere sığınmanın anlamı yok. Ben bir Başbakan olarak, partimin Genel Başkanı olarak ve Belediyecilikte damdan düşen biri olarak açık söylüyorum; hiç bunlara sığınmayın. Biz medeniyet tasavvurumuzun gereği olan mimari anlayışı kesinlikle beldemizde de, ilçemizde de, ilimizde de yaparız. Birilerine rant sağlamanın peşinde olmayacağız” dedi.

“Fevkalade haller dışında hiçbir zaman dikey mimariden yana olmamamız gerekir” diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Mimari estetiğimiz yatay mimari üzerinedir. Biz kalkıp da 50 kat, 100 kat binalar yapmak suretiyle kimseye hava atmanın gayreti içerisine girmeyelim. Birilerine rant sağlamak için 100 kat bina yap, oradan alsın götürsün. Biz buralarda hassas olacağız.”

Küçük meselelerin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Erdoğan, halkın kullandığı küçük alanlarda göze, gönle, kalbe hitap eden düzenlemelerin büyük altyapı yatırımlarından daha mühim olduğunu dile getirdi. Erdoğan, “Siz istediğiniz kadar büyük projeler inşa edin ama vatandaş kaldırımda yürürken bir bozuk kaldırım taşına ayağı takılıp düşerse bunun vebalinden kurtulamayız. Bunun hesabını çok iyi yapmalıyız. Hızla geçen araçların sıçrattığı çamurla eğer banyo yapıyorsa inanın bütün yatırımlarınız boşa gitmiştir. Bakın hala belediyeler yaya kaldırımlarında engelli vatandaşlarımızın sorununu çözmemiştir, hafife almıştır. Şu an burada bile test yapsak kahir ekseriyeti maalesef öyledir. O zaman AK Partili belediyelerin ilk işi süratle yaya kaldırımlarında, yürüyüş engelli vatandaşlarımızın oralarda gidişini kolaylaştıracak düzenlemeleri, projeleri yapmak. Oralarda yürürken engelli vatandaşımızın, görme engellidir, rahatlıkla orada yürüyebilmesi için işaretleri koyması lazım.

Yolları yaparken bisiklet yollarına varıncaya kadar bizim bu yolları geniş tutmamız lazım. En gelişmemiş yerde 2 çarpı 2 asgari, onun yanında da bisiklet yolu yapmak lazım. Bu kültürü de bizim geliştirmemiz gerekir. Yani sadece Konya’nın kültürü olsan bu, kısmen de Kayseri’nin kültürü olmasın. Bunları genişletmemiz lazım” şeklinde konuştu.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Partili Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme toplantısında konuştu. Erdoğan yerel yöneticilere cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak, "Sizden çalışmalara başlamanızı istiyorum" dedi.


İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:


İsabet yüzdesi fazla ya da eksik olabilir fakat yüksek olduğuna inanıyorum. Çünkü 45.5 gibi bir oranla seçimden çıktığımıza göre isabet oranı doğru. Keşke daha fazla olsaydı. İnşallah o günleri de görürüz. Liyakat ve ehliyet adayları belirlerken kullandığımız temel kriterler oldu. Her bir adayımızın Ak Parti politikalarını benimsemiş olmasını özellikle gözetmeye gayret ettik. Sizler sadece belediye başkanları değilsiniz, sizler sadece çöp toplayan yöneticiler değilsiniz. Sizler AK Parti’nin omuzladığı büyük emaneti taşıyan dava insanlarısınız. Diğer siyasi partilerle mukayese edilemeyecek farkı belediye başkanlığınız süresi içinde ortaya koyacaksınız

En başta gönülleri fethedeceksiniz. Çok muhteşem şehirler inşa edebiliriz. Parklar bahçeler yapabiliriz. Ama şunu unutmayın yunus Emre’nin dediği gibi hepsinden iyice gönüllere girmektir. Hizmet gerektir ama yeterli değildir.

Sokakta yürüdüğünüz zaman arkanızdan ‘Bakın belediye başkanı geçiyor’ demesinler. ‘Bakın adam gibi adam geçiyor’ desinler.

Sizler modern zamanın akıncı beylerisiniz. 500 kişilik köy, 2 bin kişilik belde deyip geçmeyeceğiz. O köyün o beldenin bundan 50 yıl 100 yıl sonrasının büyük bir şehri olduğunu düşünmemiz gerekiyor.


Şimdilerde moda var ya çatı cumhurbaşkanı arıyorlarmış falan. Temeli olmayanın çatısı olur mu? Çatıdan temele inilmez, temelden çatıya çıkılır.


Ecdadımız temelleri doğru atmıştır ama bunu yıktılar. Biz bu yıkılan çarpık kentleşmeyi düzeltmeye çalışıyoruz. Çoğunuz yurtdışına gitti. Her bir belediye başkanımızın kendisine her gün bu soruyu defalarca sorması gerekir: Benim şehrim neden böyle değil?

Konya bugün de ihtişamlı bir şehir ama tarihte çok daha ihtişama sahipti.

Bizim yeniden hayranlık duyulan şehirlerimiz olmak zorunda. Bu şehirleri yine biz bozduk. İmara aykırı gecekondu, her vatandaşın açık bulduğu meydana istediği şeyi kondurmasıyla bozuldu. Şehirler nasıl bozulduysa bu kadro şehirleri yeniden inşa edecek.

Dizlerinin üzerine çökmesi istenen bu medeniyet sizlerin gayretleriyle ayağa kalkacak.

Her bir şehrin İstanbul’dan da güzel olması gayemiz olacak.


Benim ilim, kentim küçük. Rezerv alanı meydana getirmem mümkün değil gibi bahanelerin arkasına sığınmak gayretiyle bu tür kentsel değişim yapmaktan kaçmanın yollarını arıyor. Hiçbir yere sığınmanın anlamı yok. Belediyecilikte damdan düşen biri olarak açık söylüyorum: Hiç bunlara sığınmayın. Birilerine rant sağlamanın peşinde olmayacağız.


Fevkalade haller dışında hiçbir zaman dikey mimariden yana olmamamız lazım. Mimari estetiğimiz yatay mimari üzerinedir. 50 kat 10 kat binalar yapmak suretiyle kimseye hava atmanın peşinde olmayalım. Birilerine rant sağlamak için 100 kat bina yap, oradan götürsün. Biz buralarda hassas olacağız. 

Küçük meseleler son derece önemlidir. Halkın kullandığı küçük alanlarda göze gönle yapılan yatırımlar büyük altyapı yatırımlarından kıymetlidir.


AK Partili belediyelerin ilk işi yaya kaldırımlarında, yürüyüş yollarında engelli vatandaşlarımızın oralarda gidişini kolaylaştıracak düzenlemeleri yapmak.

Oralarda yürürken engelli vatandaşımızın, görme engellidir, rahatlıkla orada yürüyebilmesi için işaretleri koyması lazım.

Bisiklet yollarına varıncaya kadar yolları geniş tutmamız lazım. En gelişmemiş yerde 2 çarpı 2 asgari, onun yanında da bisiklet yolu yapmak lazım.


Vatandaş sokağa çıktığında kendini emin hissetmeli. Hissetmiyor.

Nefes alacak park olmadıkça milyon dolarlar da verseniz gönül alamazsınız.

Yangın oluyor, itfaiye o sokağa giremiyor. 5 seneyi uzun görmeyin. 5 sene yarın biter. Bunu böyle görün.


Kararlarınızı şehrin tüm sahipleriyle istişare etmeniz üzerinizdeki vebaldir.  Tek bir çocuğun kanaati bile Mimar Sinan için önemliydi sizin için de öyle olsun.

İdeolojik yaklaşımlar ne yaparsanız yapın karşı çıkacaklar. Onlar için söylemiyorum. Siz yolları 24 ayar altınla döşeseniz onlar bunun için teneke der. Onlar böyle.

Emaneti yere düşürürseniz sadece şehrinize değil bu davaya haksızlık etmiş olursunuz.

Bu hareketin içinde kibir, şımarmak, insanlardan uzaklaşmak, kapıları kapatmak yoktur.

Öyle belediye başkanları vardı ki kibirlerinden yanlarına yaklaşılmıyordu. Bakın şimdi onlar yok.

Gezi olayları, 17 ve 25 aralık darbe girişimleri Türkiye’de güven ve istikrar ortamını hedef aldı. Dik durduk, milletin kazanımlarını koruduk 30 Mart’ta bayrağı bırakmadık.

Gezi’de siz ne yaparsanız yapın o malum çevreler o kadar önemli bir projeyi bile olumsuz, kötü göstermeye, bu paralel yapı, medyayla, yargıyla beraber hareket ederek böyle bir adım attılar.

O kışlanın röleveleri falan ortadayken bunlar gösterilmesine rağmen o zihniyet buna karşı çıktı. Onu biz değil de kendilerinden bir zihniyet yapsaydı karşı çıkmazlardı.

İşte Kültür Merkezi. Yıkılmak üzere. Onda da aynı yerde daha iyi bir kültür merkezi dedik. Onda da aynı şey.

Taksim mabetsiz. Onda da aynı şey. Trafiğin yeraltına alınması gündeme geldiği halde buna karşı bir tavır. Yapılacak olumlu şeylere karşı bunların yaklaşımı olumsuz.

Beyoğlu’nda plebisite gitsek Beyoğlu buna hayır demez, buna evet der. Mahalli seçimde de Beyoğlu’nu AK Parti’nin kazanması bunun ispatıdır.

Beyoğlu halkı hayır demiyor, evet diyor.

Dünyanın en büyük havalimanı temelini attık. Dün ATAK helikopterlerinin devir teslim törenini yaptık. Havalimanı ile ilgili kolay kolay bir şey yazamıyorlar ama kenarından köşesinden nasıl bunu kötüleriz diye düşünüyorlar

Demek ki burayı yapacak 5 tane yiğide ihtiyaç vardı. Yap işlet devret sistemiyle nasıl yaparız diye arayış içinde olduk.

Sadece bir havalimanı inşa etmiyoruz. Bunlar aslında büyük davanın adamı olmanın gerçekleştiği anlardır.


Bundan birkaç asır öncesine kadar bu topraklar dünyanın gıpta ile baktığı topraklardı. Bizi medeniyetten koparmak istediler. Bizi var olanla yetinmeye, başkasına hayranlıkla bakmaya mahkum ettiler.

Gelişmiş ülkelerin yollarına bakıyoruz, hayran kalıyoruz. Şimdi bizim de yollarımız var. Artık bizim de hızlı trenlerimiz var, otoyollarımız var.

Bu gelişmeler kardeşlerimizi mutlu ederken aynı derecede hasımlarımızı ve hazımsızları da rahatsız ediyor. Onların da hazımsız olması bizi mutlu ediyor. Sanmayın ki Gezi ağaç için yapıldı. Büyük Türkiye birilerini rahatsız etmiş, içerideki piyonlarını kullanarak büyük Türkiye kuruluşunu engellemek istediler.

Hizmet hareketi adı altında 35 yıldır bu topraklardan beslenen örgüt Türkiye’ye en büyük ihaneti yapmıştır. Yerelde bu örgütün mensupları neye alet olduklarını bilmiyor olabilir. Gerçekten temiz kardeşlerimiz hizmet ediyor diye bu örgüte gönül verdiler. Örgütün tepesi ile tabanı aynı kıbleye bile yönelmiyor. Taban doğru istikamete bakarken tepe yönetimi başka istikamette.

Türkiye’nin milli kurumlarına saldırdılar. Neden MİT ile ilgilenir? Cemaat misin örgüt müsün? Polisler görevden alınıyor ya da tayine diliyor. Hemen filanca yere gönderildi falan. Sana ne? Sen mi bu atamaları yapacaksın?

Demek ki onlar bu işin içinde var. Şu anda bazı belgeler yayınlanıyor. Ertesi gün bunların malum medyası bu yanlış diyor. Hemen tekrar konunca bunların medyası ortada kalıyor.

Hedefinin insan yetiştirmek olduğunu söyleyen örgüt, siyaseti dizayn etmeye nasıl bu kadar cüret edebilir?

Benimle ilgili 245 dava açtılar. Duracak mıyız? Yola çıkarken söyledik. Biz kefeni giyerek bu yola çıktı. 245 değil 2450 tane de açsalar yine bu yolda devam edeceğiz.

Bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, bina varsa hukuk içinde hepsini tek tek geri almalısınız. Bu benim için nasıl sorumluluksa sizin için de aynı denli sorumluluktur.

Bizden bakan, vekil, belediye başkanı olup da partimizden ayrılanlara karşı da iş takibi falan gereken tavrı kendilerine koymalısınız. Bunlar semtinize dahi uğrayamamalı. Bunların da işveren örgütleri var. Yıllar yılı bunların samimiyetlerine güvendik, hukuk içinde gereken desteği verdik. Bundan sonra bunlar bizden bu istikamette destek görmemeli. Bu ülkenin Başbakanına, bakanlarına bu denli saldırıda bulunanlar hukuk içinde bunların karşılığını görecek.


Dün çıkmış kürsüden bir takım telefonları açıklıyor. Sen telefonları yürüten sekreterya mısın? Başkasının telefonlarından sana ne. Kendisinin telefonunu sorsanız unutmuştur söyleyemez.


Biz bayrak şiirini Türkiye’nin her yerinde okuduk. Beyefendiler bu şiiri dün fark etti. CHP Hakkari’de miting yaptı. Hakkari’de o meydanda toplananlarda neden Türk bayrağı yoktu ey Kılıçdaroğlu? Sende yürek yok. Şimdi utanmadan sıkılmadan o bayrağı indirdiğimi söyleyecek kadar alçalıyor. Bendeki bayrak sevgisinin zerresi yok sende. Sen kimsin

Bahçeli de ‘istifa etsin’ diyor. Sen en zamandan beri cumhurbaşkanı oldun da istifa diyorsun? Sen önce Sivas’tan öteye gitmeyi öğren. 30 Mart seçimlerinde ne sen ne de Kılıçdaroğlu gidebildiniz mi?

Orada Türk Bayrağı dalgalanmıyor mu? Neden gidemediniz?

Hakkari’ye Kılıçdaroğlu bir kez gitti. O seçimden 4. parti çıktı.

EY MHP, EY CHP NEDEN ÇUKURCA’DA YOKSUNUZ


Ey MHP, ey CHP Şemdinli’de Çukurca’da neden yoksunuz. Orada teşkilatlarımızı dik tutabilmek için her türlü mücadeleyi veriyoruz.

DİREN LİCE DEDİLER, TAHRİK ETTİLER


Bunlar bayrağı da uzaktan seviyor. Şimdi CHP’li vekiller çıkıyor Lice’de ölen 2 vatandaşın cenazesine koşuyorlar. Gelin şu gençleri yaşatalım desen gelmezler. Lice’de olaylar başlayınca Diren Lice dediler, olayları tahrik ettiler. Bayrağa saldırı olunca gerisin geri geldiler.

Ankara’da bayrağı yakacaksın, hiç gitmediğin Diyarbakır’da saldırı olunca üzerine atlayacaksın. Türk Bayrağı’nı kimsenin istismar aracı yapmayız. Ne MHP ne de CHP bizim bayrak sevgimizi ölçecek kalibreye sahip değildir.

O PROVOKATÖR VURULSA CESEDİ ÜZERİNDEN İSTİSMAR YAPILACAKTI


Alçakça saldırının hesabını soruyoruz. O hainin bulunması için çalışmalar sürüyor. O provokatör vurulsaydı cesedi üzerinden istismar yapılacaktı. Şimdi bayrak üzerinden yapılıyor. Gezi’de yarım kalan oyunu şimdi burada ilerletmek isteyecekler.

Türkiye bu saldırılara geçmişte eyvallah etmedi, şimdi de etmez.

Bunlarda karakter yok. Karakter olsa o çocukların arkasına, o hanım kardeşlerimizin arkasına saklanmazlar. O kadar zavallılar ki MHP, CHP ve paralel yapıdan medet umar hale geldiler.

Terör örgütü de HDP de bölgeye acıdan başka bir şey vermedi. Öldürdüler. Şimdi Diyarbakır’da çocukları için eylem yapanları görünce elleri ayaklarına dolaştı. Tek parti zulmü daha kurulmadan çatırdamaya başladı. Halkım bu kan emici vampirlere itirazlarını daha da yükseltecek.

KÖŞK SEÇİMİ

Türkiye’de güven ortamı devam edecek, paralel yapıyla mücadele, çözüm süreci mücadelemiz devam edecektir. Parti politikamız şahıslarla bağlı değil. Herhangi bir değişiklik olursa bu değişiklik partiyi de Türkiye’yi de ileri götürecektir. Sizden çalışmalara başlamanızı istiyorum. Bu aynı zamanda 2015 seçimlerine hazırlıktır. Ne CHP ne MHP ne de diğerleri cumhurbaşkanını halkın seçmesini istediler mi? Hayır onun da karşısında durdular.