Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP ) Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Sert ifadeler kullanan Devlet Bahçeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı evlere Türk bayrağı asma kampanyasına da çok sert çıktı. 

Başbakan Erdoğan 'ın vatandaşlara "Üç hilalli Osmanlı bayrağı da asabilirsiniz" dediğini hatırlatan Devlet Bahçeli , "Başbakan şunu iyi bilmelidir ki, üç hilalin altında kendisine yer yoktur" ifadelerini kullandı.

İşte Devlet Bahçeli 'nin MHP grup toplantısı konuşmasından satır başları:

- Kuşkuların korkulara şok edici hadiselerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sanal sorunların esas gündemi perdelediğini görüyoruz. Milletimizin sosyal ve ekonomik problemleri ısrarla görmezden gelinmektedir.

 -Konuşulması gereken sosyal ve ekonomik meseleler durmadan hasır altı edilmektedir. Milli Değerleri Koru ve Yaşat adı altında yaptığımız toplantıların 
4'üncüsünü Erzurum'da gerçekleştirdik.

- Erzurum Başbakan ve hükümetini en üst seviyeden ikaz etmiştir. Türk milleti birliğin ve beraberliğin yanındadır. Kimse dönemsel gücüne dayanarak birliğimizin kutsallığını bozamayacaktır. Başbakan'ın taşımayla mitinglerini kalabalıklaştırması akılları çelemeyecektir. Millet huzuruna çıkan, gönül ve görüş ayrımcılıklarını iyice derinleştirmeye çalışan Başbakan'ın gücü yetmeyecektir.

- Vatan millet ve bayrak diyerek çarpan kalplerimiz vardır. Milliyetçi hareket budur. Bizimle Erzurum'da birlik kararında buluşan Dadaşlar'a teşekkür ediyorum.

- Eski alışkanlıklarla yeniyi kavramak çok zordur. Bunun için çağı yakalamak siyaset için önemli görülmelidir. Toplumsal yapının gerisine düşmüş sosyal ve ekonomik taleplerin anlamına aykırı duruş sergilemiş yönetimlerin başarısız olması not edilmektedir. İnsanlık aleminde dünya neredeyse her sabah kurulmakta her akşam bozulmaktadır. Bize göre eski kalıplarla, eski tarz ilişki ve irtibatlarla değişen şartlara uyum sağlanmaya çalışılması imkansızla eşdeğerdir.

- Sultanlar, tek adamlar şahlar, güç bela ayakta dursa da henüz tamamıyla bitmemiştir. Artık muhaliflerin Galata köprüsü üzerinde kim vurduya gittiği bir zamana dönmemiz düşünülemez. Önemli olan geçmişten ders almaktır. Başbakan Erdoğan 'ın bunların hiçbirinden gerekli hisseyi almadığı anlaşılmaktadır. İpini koparmış şamandıra misali nerede duracağı belli değildir. Rehber tayin ettiği diktatörlerin izibnden gitmek için uğraşmaktadır. Karşımızda kendisini dev aynasında gören, anlaşmaya uzlaşmaya kapalı birisi durmaktadır. Türkiye 'de dışlanmanın ötekileştirmenin tüm örnekleri Başbakan'ın iktidarıyla yaşanmıştır.

- Başbakan sanal polis olmnuş, Twitter ve Facebook'ta iz sürmüş, sanatçıları hedef göstermiştir. Yandaş olmayan ama saygınlığı ve tarafsızlığı kalmayan medyaya ateş püskürmüştür. Büyüklenmenin kendini beğenmişliğin son aşaması budur. 

- Demokrasiyi içselleştiremeyen ve siyasetine dahil edemeyen bir partinin artık vereceği bir şey kalmamış demektir. Saygısızca insanları ayırma inadı sabır ve sebat bırakmamıştır. Cumhuriyet ve demokrasi gibi semboller çevresinde dönen tartışmalar yeniden nüksetmiştir. İçen içmeyen, namaz kılan kılmayan, üç çocuk yapan yapmayan herkes cepheleştirilmiştir.

- Sözde darbe davalarının kontrolsüz genişlemesi, adalete duyulan güvenin azalması, zortba kararlar toplumsal zeminde tepkiyle karşılanmıştır. İmralı canisinden medet uman sefillikler milli vicdanlarda ters tepmiştir.

- Gidişat engellenmezse Türkiye parti devletine ilerleyecek, üniter yapğı dağıtılarak federasyona sapılacaktır. Başbakan Erdoğan 'ın 1 Şubat 2011 tarihli grup toplantısında Mısır'ın o zamanki Cumhurbaşkanı Mübarek'i hedef alan konuşmalarıyla bugünkü konuşmaları arasında büyük fark göstermiştir. Tarihte baskıyla sindirmeyle ayakta kalmayı başaran hiçbir yönetim yoktur dediği günleri aklından çıkarmıştır. Demokrasi halkın sesine gönlüne sahip çıkmayı gerektirir, halka gözünü kulağını kapatan yönetimler uzun süreli olamaz dediği günleri unutmuştur. Halkı tatmin edecek adımlar atın diyorum, özgürlükler göz ardı edilemez sözleri hakikaten kayda değerdir.

- Başbakan Erdoğan 'ın daha birçok benzeri görüş ve düşüncesi vardır. Bu kadar gelgitleri olan birisinin siyasi inandırıcılığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Başbakan Türkiye 'yi 36'ya bölmek isterken kendisini de parça parça bölmüştür. İstediği zaman istediği parçasını kullanmıştır.

- İleri demokrasi diyen kişiyle Taksim'e çıkanlar işgal kuvveti diyen kişi aynı kişidir. Başbakan işgalcilerle oturup kalkan bir kişi varsa o da sensin. Yabancılar seninle İstanbul'a konmuştur. Şimdi kalkıp da masum vatandaşlarımızı işgalcilerle aynı kategoriye sokman ayıptır.

- Başbakan'a göre birileri gençlerimizi çevre diye yeşil diye aldatmıştır. Başbakan bilmelidir ki gençleri küçümsemek kendisine bir şey kazandırmayacaktır. Türk gençliği aldanmaz, aldatmaz kimnsenin oyuna da bile bile kapılmaz. Sen aldatmanın manifestosunu yazmaya devam et. Başbakan'ın bu sözlerine en güzel cevabı sandıkta gençler verecektir.

- Başbakan Erdoğan "Milli İradeye Saygı" mitingleri düzenlemeltedir. Konuşmaları oldukça ayrımcı ve tehdit yüklüdür. Dinimizi kendi tekeline almış gibi hezeyan içindedir. "Namazda kıyamla direniriz, onlar tweet atsıbnlar bizim tek bir besmelemiz oyunları bozar. Onlar camilere ayakkabıyla girsinler, içki içsinler bu milletin duası, onların bütün hesaplarını alt üst eder" Bunlar ancak milleti bölmeye çalışan eski tip siyasetin yansımasıdır. Başbakan kendini ne zannatmektedir? Besmele çekmesini bir tek şahsı mı bilmektedir. Yüce dinimizi yalanlarına katmaktan hiç mi yüzü kızarmamaktadır?

- Besmele çekerek oyunları bozduklarını söyleyen Başbakan Amerikan askerlerine dua ettiği zamanalrı ne çabuk unuttu? Başbakan akıl zeka ve gönülle arasındaki bağı koparıp atymıştır. Terörist başına peygamber diyenlerle aynı safta bir araya gelen bu zihniyet dinimizin yüksek faziletine saygısızlık yapmaktadır. Süreç denilen ihanetin karşısında olanlar Başbakan'a göre hak ve hakikat yolunda değildir. İmralı canisi ile masaya oturmak ve PKK'nın sözde asayiş birlikleri oluşturmasını izlemek Başbakan için onaylanmaktadır. İşte bu şirktir.

- Camilerde içki içildiği, ayakkabıyla girildiği iddiaları da geçiştirilecek gibi değildir. Müslüman Türk milletini tahrik etme, birbirine düşürmeye çalışma.

- Şikayet ve itirazlar gittikçe yoğunlaşmaktadır. Dövizi yükselten bizzat kendisi ve çatışmacı dilidir. Bu gelişmeler Türk ekonomisinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu göstermiştir.

- Ay yıldızlı bayrağımızı provokasyon aracı olarak gören kişi bellidir. Başbakan Erdoğan aklı başına yeni gelmiş gibi bayrağa sahip çıkmaya çalışmaktadır. PKK paçavralarının meydanlarda sallanmasına ses çıkarmayan birinin Türk bayrağına sarılması ikiyüzlülüktür. Süreç ihaneti kapsamında sözde Kuzey Kürdistan beyanlarına sessiz kalacaksın, hem de bayrak diyeceksin. Hem milliyetçiliği ayaklar altına alacaksın, hem de bayrak asın diyerek yaygara koparacaksın. Sen git de İmralı canisinin paçavralarını asanlara bak. 

- Başbakan Erdoğan , bir de üstüne üstlük Erzurum’da Üç Hilalli bayrağımızın asılmasını önermiş ve gururumuz diyerek övmüştür. Başbakan’ın bugünlerde Üç Hilal hayranlığı dikkat çekicidir.

- Bundan sonra; ırkçı, kafatasçı, kovboy, Fatiha bilmeyenler, hayvanlar, morg bekçileri dediği aziz dava arkadaşlarıma iltifatlar yağdırırsa kimse şaşırmamalıdır.

- Başbakan Erdoğan ’a bildirmek isterim ki, Üç Hilal’in altında kendisine ve emellerine asla yer yoktur ve olmayacaktır.