AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, çözüm sürecine yönelik açıklamalar yaptı. Yaptırılan son anketi de açıklayan Çelik, Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili eleştirilere de cevap verdi.

Çözüm sürecine yönelik çalışmalar hakkında bilgi veren Çelik, bir süredir Karadeniz ve Ege'de çözüm sürecini halka anlatmak için yürütülen çalışmaların, bundan sonra Akdeniz, Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde sürdürüleceğini, son olarak da Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine ağırlık verileceğini bildirdi.

Muhalefet liderlerinin dünkü grup toplantılarında, hükümete yönelik eleştirilerde bulunduğunu hatırlatan Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yalancıdan başbakan olmaz" sözlerine tepki gösterdi.

Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu, maalesef, sokak ağzını sürdürmeye devam ediyor. Bu tarzı, bu üslubu ana muhalefetin liderine yakıştırmıyoruz. Bu ülkenin Başbakanına 'yalancı' yaftası yapıştırmak, maalesef kişinin kendisini küçültür. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan'a 'yalancı' diyor. Biz ona doğrucu diyelim. Yarın mahşer gününde o da yalancı çıkar, biz de yalancı çıkarız" dedi.

Kimin yalan söylediğini kimin doğru söylediğini kamu vicdanının çok iyi bildiğini ve değerlendirdiğini vurgulayan Çelik, son 5-6 anketin ortalamasına göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık görevine olan desteğin, AK Parti'nin oylarının üzerinde, yüzde 56 seviyesinde olduğunu söyledi.

Çelik, şöyle devam etti:

"Bütün Türkiye seçmeni arasında Sayın Başbakan'ın Başbakanlık performansı, yüzde 56'lık bir desteğe sahiptir ama CHP'ye oy veren seçmene 'Kemal Kılıçdaroğlu'nu başarılı, etkili buluyor musunuz' diye sorulduğunda CHP'li seçmenin bile 10'undan ancak 3'ü Sayın Kılıçdaroğlu'nun liderliğini tasdik ediyor. Kimin doğru, kimin yalan söylediği, kimin halka itimat telkin ettiği, kimin bizatihi o partiye oy veren seçmen tarafından tasdik edilmediği kamuoyunun gözü önündedir. Bu hırçın tavrı, bu sokak ağzını, bu sokak jargonunu Sayın Genel Başkan'ın terk etmesini temenni ediyorum."
    
"Sen SSK Genel Müdürü iken katkı payı alınmıyor muydu?"
    
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, "sağlık sistemi çökmüş" eleştirilerinin doğru olmadığını dile getiren Çelik, konuyla ilgili araştırma sonuçlarını ifade etti.

Vatandaşların 2002'de, sağlık hizmetlerinden memnuniyetinin yüzde 39,5 olduğuna işaret eden Çelik, bu oranın bugün yüzde 77'ye çıktığını vurguladı.

Avrupa İstatistik Kurumunun verilerine göre 2027'de kişi başına yapılan sağlık harcaması tutarının 184 dolar olduğunu, bugün ise bu rakamın 644 dolara çıktığını kaydeden Çelik, şunları söyledi:

"Bunu da Sayın Kılıçdaroğlu'na ithaf ediyorum. Eğer, Türkiye, batmış bitmiş olsa böyle bir şey olmaz. Bu Hükümet, kendi halkının sağlığını o kadar çok önemsiyor ki 2012'de konsolide bütçeden yapılan bütün yatırımlar 33 milyar lirasıdır. 2013'te sadece SGK'ya bütçeden aktarılacak pay, 73 milyar liradır. Sağlık hizmetlerinden para alma konusunda ise dünyanın her yerinde bir katkı payı vardır. Sayın Kılıçdaroğlu sen SSK Genel Müdürüydün, senin zamanında katkı payı alınıyor muydu, alınmıyor muydu."

Çelik, Hükümetin takibi sayesinde birçok ilacın fiyatında yüzde 80'e varan indirimler yapıldığını hatırlatarak, "Pirim ödemesine bakılmaksızın, o ailelerin sosyal güvence kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın 18 yaşın altındaki herkes, devletin sağlık garantisi altındadır. Vatandaşların yüzde 31'i sağlık harcamalarını kendisi karşılıyordu. Bu rakam bugün yüzde 11'e düşmüştür. Bazı konularda özel hastanelerin fark aldığı doğrudur" değerlendirmesinde bulundu.
    
"Sayın Bahçeli, adeta freni patlamış bir kamyon gibi"
    
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "bozuk olan ruh haliyle" konuşmaya devam ettiğini ileri süren Çelik, "Sayın Bahçeli, adeta freni patlamış bir kamyon gibi. Hangi grup toplantısında ne kadar sesini yükselteceği, ne kadar bağıracağı, ne kadar celalleneceği, kimi ne kadar tehdit edeceği hiç belli değil" dedi.

Çelik, Bahçeli'nin, "Biz dik durduğumuz için Sayın Başbakan bizi tehdit ediyor" sözlerine şu yanıtı verdi:

"Sayın Bahçeli, sizin duruşunuza 'dik duruş' değil, 'tip duruş' denir. Bu, tipik bir ırkçı duruştur ve bizim aşina olduğumuz bir duruştur. Dik duruş farklı bir şeydir. Bu ülkede, çatışmalardan beslenen, kandan beslenen, kanın akmasından beslenen zihniyeti biz gömmek istiyorum. Tez-antiteze dayanan, ancak iki farklı kutbun çatışmasıyla hayatiyetini sürdüren siyaset, tedirgindir."

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, TBMM'de komisyon kurulması konusunda "hodri meydan" dediğini anımsatan Çelik, "Biz, ilk iktidara geldiğimizde, 57. Hükümet dönemindeki yolsuzluklarla ilgili bir komisyon kurulmuştu. Bu komisyonun hazırladığı rapor, TBMM'de vardır. Merkez Bankasının soyulduğu yargı tarafından tescil edildi, o dönemin Merkez Bankası Başkanı'na da ceza verildi. Bir kriz yönetimi söz konusudur, daha doğrusu yönetilememesi söz konusudur. Yönetemeyenler de DSP-MHP-ANAP Koalisyonudur" ifadelerini kullandı.
    
"Sayın Bahçeli, senin batırdığın ekonomiyi bu Başbakan düze çıkarmıştır"
    
Bahçeli'nin, AK Parti dönemlerinin de araştırılmasına ilişkin sözlerini de değerlendiren Çelik, şöyle devam etti:

"Sayın Bahçeli, senin batırdığın ekonomiyi bu Başbakan düze çıkarmıştır ve vatandaşın dibe vuran hayat standardını bu Başbakan ve ekibi, düze çıkarmıştır. Milli gelir daha yüksekti de Başbakan Erdoğan, milli geliri mi azalttı. Enflasyon düşüktü de Recep Tayyip Erdoğan mı yükseltti- Bunun için mi soruşturacaksınız."

Bugün itibarıyla Merkez Bankasının faizde indirime gittiğini ve enflasyon farkı çıkarıldığında reel faizin yüzde sıfır seviyesine indiğini söyleyen Çelik, "TBMM'de biz çelik çomak oynamıyoruz. Ortada bir fiil varsa yanlış bir fiil varsa bu da tespitli ve tescilliyse bu soruşturulur, incelenir, araştırılır. 'Gelin, sizin döneme bakalım' diyor. Biz, sizin dönemdeki gibi yapsak zaten halkın karşısına çıkamazdık. Halk, 5 seçim ve 2 referandumda, 'bugün dünden daha iyi olduğu için sizin yanınızdayım' demiştir" diye konuştu.

Çelik, Hükümet'in yaptığı tüm idari iş ve işlemlerin Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi anayasal kurumların denetimine tabi olduğunu hatırlattı.
    
Çözüm süreci
    
Çözüm sürecinde gelinen noktaya değinen Çelik, medyanın tavrını eleştirdi. Sürecin "öngörüldüğü şekilde" devam ettiğini bildiren Çelik, "Özellikle Akil İnsanlar'ın sahadaki çalışmaları sırasında bir bakmışsınız bir salonda, bin kişilik bir salonda bir çatlak ses çıkıyor. Bunları çoğu da ayarlanmış ve tasarlanmış oluyor. Bizim anlı şanlı medyamız da bunları en önemli haber diye öne çıkarıyor. Burada da medyanın üzerine düşeni yapması lazım" dedi.

Çelik, Akil İnsanlar Heyeti'nin illerde yaptıkları toplantılardaki olumsuzlukların, hiç olumlu bir gelişme olmamış gibi yansıtıldığını belirten Çelik, "Özellikle televizyonlarımızın, gazetelerimizin yöneticilerinin bu konuda daha hassas olması gerekiyor. Bu kanın durması, gözyaşının dinmesi, evlatlarımızın ölmemesi meselesi sadece Recep Tayyip Erdoğan'ın ve bizlerin meselesi değildir. Bütün 76 milyonun meselesidir" ifadelerini kullandı.

Batı ülkelerinin medyasında bu tür olumsuzların gündeme taşınmadığına dikkati çeken Çelik, "ABD basınına bakın. 11 Eylül'e bakın, böyledir. Boston'da evvelki gün bir saldırı meydana geldi. Kol, kelle bacak göremezsiniz" değerlendirmesinde bulundu.
    
"Anayasalarda etnik vurgu olmaması gerektiğini düşünüyoruz"
    
Anayasa'dan "Türk kelimesi, Türk milleti çıkarılıyor" şeklinde bir propaganda yapıldığını söyleyen AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Kendi kendimizi kandırmayalım. Nereyi değiştirirseniz değiştirin, nereye giderseniz gidin bu ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Türkiye, kelimesinin başında da 'Türk' vardır. Mesele burada isim değildir. Biz öz ve içerikle, uygulamalarla ilgilenmeliyiz" dedi.

Demokratik Almanya devletinin adında demokratik ifadesinin yer almasına rağmen, diktatörlükle yönetildiğini anımsatan Çelik, "Devletin şekli ve temel ilkeleri bölümüne ilişkin AK Partinin verdiği teklif çok açıktır. CHP'liler, 'değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez' hükümleri kendileri değiştirmiştir. CHP'liler, başlangıç kısmını değiştirmişler. Bu ortaya çıktığında da Süheyl Batum çıktı, 'Sehven olmuştur' diye açıklama yaptı. Bu durum da CHP'nin zavallılığını gösteriyor. Netice itibarıyla bunlar ilahi metinler değil" diye konuştu.

Çelik, şöyle devam etti:

"Türk milleti kelimesi Anayasa'dan çıkıyor şeklinde yapılan propaganda yersizdir. Ancak biz anayasalarda etnik vurgu olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Kesinlikle etnik vurgu bizi böler ve sıkıntıya sokar. Mevcut Anayasa'da bu tür arızalar var. Bu arızaların düzeltilmesi gerekiyor. Bunlar üzerinde zaten çalışıyoruz."