Av. Hüsnü Güneş Cumartesi günü,Gülşehir İlçemizde Bir Dizi Temaslarda Bulundu.Bulunduğu Temaslarda Basına kapalı gerçekleşen toplantıda bazı konular görüşüldü.  Basına kapalı gerçekleşen toplantı nedeni ile av. Hüsnü Güneş Milletvekilliğinemi soyunuyor düşüncesini akllara getirdi.

Av. Hüsnü Güneş'den Seçim Öncesi Temaslar...

Av. Hüsnü Güneş Kimdir...
 
 

Çocuk yuvasından avukatlığa 

 
 
Babası ölünce anne sıcaklığından da mahrum kaldı Hüsnü Güneş. Annesi henüz 5 yaşındayken yuvaya bıraktı onu. Büyüyüp genç olduğu yuvadan, azmi sayesinde hukuk okuyup avukat olarak ayrıldı Hüsnü Güneş.
 
 
HÜSNÜ daha beş yaşındayken annesinin, ‘‘Artık sen hep burada kalacaksın’’ dediği Ürgüp Çocuk Yuvası'nın kapısına getirildiğinde, kaderin kendisine çizdiği yolu kabullenmişçesine hiç ağlamamıştı.
 
Annesi Eşe Güneş, çiftçi olan kocası daha 26 yaşındayken bir trafik kazasında aniden ölünce hayatta yapayalnız kalmıştı. Beş yaşındaki oğlu Hüsnü ve karnındaki Levent ile birlikte. Ne yapılacak, nasıl geçinilecekti?
 
Dedesi karşı çıktı
 
 
Doğdukları Nevşehir'e bağlı Gülşehir İlçesi'nin Yüksek Köyü'nde, benzer durumda bir çocuk, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu SHÇEK'e ait Ürgüp Çocuk Yuvası'na verilmişti. Acaba Hüsnü de verilebilir miydi? Dedenin karşı çıkmasına rağmen karar verildi ve bugün avukat olarak adalet arayışına giren Hüsnü'ye, çocuk yuvası yolu göründü. Yuvaya verilecek her çocuğa, hediyeler, ayakkabılar alınırdı. Hüsnü de, böyle hediyeler içinde annesiyle geldi Ürgüp Çocuk Yuvası'na.
 
Geceleri çok ağladım
 
 
Annesi ona artık hep burada kalacağını söylüyordu. Hayatta insanın en güvenebileceği kişi ona, ‘‘Artık beraber değiliz’’ diyordu.
 
‘‘Gözlerim dolu dolu olmuş ama ağlamamışım. Ancak kendisine 'beni burada bırakma' demedim. Sonra gecelerce çok ağladım. Yalnızdım. Tek başımaydım. Etrafımda hoca, öğretmen vardı ama hiçbiri annem değildi’’ diyen Hüsnü Güneş, yaşamdaki zorlu mücadelesine bu yuvada başlıyordu. Yuvada ilk gördüğü ve korktuğu, daha sonra da çok sevdiği kişi Bekçi Mehmet olmuştu.
 
Annesi evlendi
 
 
Başladığı ilkokulda, bütün dersleri 'Pekiyi' idi ve düzenliydi. Yaz döneminde, köyüne annesine de gönderiyorlardı Hüsnü'yü. Bu arada kardeşi Levent doğmuş, ancak o dedenin bu kez daha katı tavrıyla yuvaya verilmemişti. Annesi ise babasının ölümünden bir süre sonra evlenmiş ve iki çocuk sahibi daha olmuştu.
 
İlle de huhuk dedi
 
 
Nevşehir Lisesi'nde de Hüsnü'nün başarısı sürdü. Lisede derslerdeki başarısının yanı sıra masa tenisi, liselerarası satranç birincilikleri olan, futbol oynayan Hüsnü, üniversite sınavlarında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü'nü kazandı. Bu süre içinde bir yıl Bahçelievler Çocuk Yetiştirme Yurdu ve altı ay kadar da Yeldeğirmeni Çocuk Misafirhanesi'nde kaldı. Kütüphanecilik bölümünü gitmeyen Hüsnü, 1992'de yeniden girdiği üniversite sınavlarında hedeflediği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. Üniversite hayatı boyunca da Atatürk Öğrenci Yurdu'nda kaldı.
 
 



Kaynak: HABER GÜLŞEHİR.COM