Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin il başkanları toplantısında konuştu. Konuşmasına vefat yıl dönümü dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy'a Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, 2014 yılı bütçe görüşmelerine değindi.

Pakistan ziyareti ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, yapılan görüşmelerden ve Pakistan halkının göstermiş olduğu ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Pakistan gezisi öncesinde Trabzon, Samsun, Giresun ve Ordu ziyaretlerine ilişkin bilgiler veren Erdoğan, "Samsun-Giresun-Ordu ve Trabzon'daki tüm kardeşlerimize ahde vefalarından dolayı teşekkür ediyorum" dedi.

AK PARTİ YOLSUZLUKLARA GÖZ YUMMAZ

Pakistan dönüşünde kendilerini karşılamaya gelenlere de teşekkür eden Erdoğan, "11 yılda bize güvenen, bize itimat eden her bir vatandaşımıza teşekkür ediyorum. Bundan sonra da bize güvenmeye devam etsinler. Yola çıkarken milletimize sizi hayal kırıklığına uğratmayacağız, sözü verdik. Biz her zaman yolsuzluklarla mücadeledeki sert, kararlı tutumumuzu devam ettireceğiz. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez zira bunu yaparsa var oluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı" diye konuştu.

KÖTÜLERİ ARAMIZDAN AYIKLADIK

"Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekliyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı diye söylentiler üzerinden, kimse kusura bakmasın, biz bu tür operasyonlara da aramızda girmeyiz" şeklinde konuştu.

BİZİM BAŞKALARINI ÖRNEK ALMAMIZA GEREK YOK

"AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "En küçük bir çamur parçası, en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de gereği neyse onu yaparız. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz."

DOĞRUYA DOĞRU, EĞRİYE EĞRİ DEMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Her zaman hakkı söylemeye devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Millet bize güvensin. Doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekilebiliriz. Bundan da öte, hesap gününde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuurla, bu anlayışla, bu korkuyla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür, emanete olan bağlılığımızdır, yolsuzluklar karşısında sert, kararlı, tavizsiz duruşumuzdur."

FARKLI BİR MAYIS AYI YAŞADIK

2013 yılında farklı bir mayıs ayı yaşadıklarını belirten Erdoğan, "Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken, mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara, rekorlara imzamızı attık. Bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay, altını çizerek söylüyorum, ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Ve onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Bu olay basit olarak ele alınmasın. Bu, AK Parti iktidarının Türkiye'nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur" dedi.

17 Aralık operasyonu ile Diyarbakır tablosuna da suikast düzenlendiğini söyleyen Erdoğan, "Bu aynı zamanda içerdeki barışımıza bir suikasttır" diye konuştu.

BU BİR İHANETTİR

Mayıs ayında Gezi Parkı'nda başlayan ve farklı illerde devam eden sokak olaylarına dikkat çeken Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Uluslararası medya İstanbul'a, Ankara'ya adeta kamp kurdu. Bir yandan uluslararası medya, bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye'yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir, bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikasta bu dönemde şahit olduk."

"Japonya ile nükleer santral için ilk adımları attık. 3. köprünün temelini attık. Bunları engellemeye çalışıyorlar" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Borsanın 93 bin puanın üzerine çıkması, Merkez Bankası rezervinin 136 milyar doları görmesi birilerini rahatsız etti" şeklinde konuştu.

DEMEK Kİ ÇETELERLE İLGİLİ MÜCADELE YETMEMİŞ

"Demek ki çetelerle ilgili verdiğimiz mücadele yetmemiş, demek ki bu zincirin daha çok farklı halkaları var" diyen Erdoğan Halkbank genel müdürünün tutuklanmasına değindi ve "Şu anda borsaya kote olan bir Halk Bank'ı ve dünyada değişik ülkelerde misyonu olan bir Halkbank'ı siz çökerttiğiniz zaman, bir genel müdürü çökertmiyorsunuz. Ülkeyi çökertiyorsunuz" dedi.

17 ARALIK'TA KARDEŞLİĞİMİZE SUİKAST DÜZENLENDİ

"17 Aralık'ta kardeşliğimize çözüm sürecine suikast düzenlendi" ifadelerini kullanan Erdoğan şunları söyledi: "Diyarbakır'ın, Mavi Marmara'nın, Oslo'nun, Halkbank'ın intikamını almak için tezgah hazırladılar. Halkban'ın 9 gün içerisindeki zararı 1 milyar 625 milyon dolar oldu. Halka açık şirketler, 9 günde yaklaşık 20 milyar dolar değer kaybetti. Birileri bu işten çok karlı çıktı. Türkiye içinde bir takım odaklar bu kirli komploda maşa olarak kullanıldılar. Devlet içinde paralel yapıların oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milli iradeye yönelik bir tezgah kurdular. Deşifre etmeye devam edeceğiz. Dini kisve altındaki örgütlerin ülkemizde operasyon yapmasına asla izin vermeyiz."

YENİ TÜRKİYE'DE VESAYETLERE YER OLMAYACAK

Yeni Türkiye'de uluslararası operasyonlara yer olmayacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Yeni Türkiye'de vesayetlere yer olmayacak. Bu komplo sadece AK Parti'ye değil Türkiye'ye yapılmış bir komplodur. Bu komplonun Türkiye'nin hayrına değil şerrine olduğunu bilin. Bu komplonun benzerleri Rahmetli Menderes'e, Özal'a, Erbakan'a yapıldı. Milletim meselenin yolsuzluk değil Türkiye ekonomisi olduğunu bilsin. Bu komployu hep birlikte bozacağız" diye konuştu.

BİZE ALLAH YETER, MİLLET YETER

"Bu çirkin komplodan güçlenerek çıkacağız ve yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bu süreç yeni Türkiye'nin İstiklal Mücadelesi sürecidir" diyen Erdoğan şunları söyledi:

"Yanlış içinde olanlar yara alır, onların maskeleri düşer. Kim olursa olsun. İster şahsım olsun ister başkaları olsun düşer. Kime ve niye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimizi, kardeşliğimizi, milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiç tereddüt etmeden atarız. Arif, alim olan insanlara beddua değil tam aksine dualar yakışır ve o insanlara ıslah ifadesini kullanmak bile yakışmaz. Hele hele bir Müslüman kardeşi için hidayetinin artırılması talebi yakışır. Ama görünüyor ki bu iş şirazesinden çıkmış. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Her zaman söylüyoruz, bize milletimizin hayır duası yeter. Bize Allah yeter, millet yeter"