GÜLŞEHİR ÜLKÜ OCAĞI İLK SEMİNERİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ

“İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın….”

Gülşehir Eski Ülkü Ocağı Başkanı Av. Ertuğrul ERDEM Ocakta ilk seminer konusu olan "İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın." felsefesindeki İnsan unsuru ve günümüzdeki yöneticilerin insana bakışını anlattı.

          Gülşehir Ülkü Ocağı başkanı Ahmet AÇIKGÖZ bir plan dahilinde Gençlerimize yönelik bir dizi etkinlik planladıklarını sosyal aktivitelerin yanında bilimsel ve güncel konuları değerlendirmek için seminerler yapacaklarını bunun içinde konusunda uzman ülküdaşlarımız, hocalarımız, toplumuza yön veren ağbilerimiz bulunmaktadır. Bunların içerisinde de ilk seminerimiz olan Devlet, İnsan, hak, Hukuk, Anayasal Güvence gibi güncel konularımız değerlendirmek ve aydınlanmak için Gülşehir Eski Ülkü Ocağı Başkanı Av. ERTUĞRUL ERDEM'i davet ettik.


           Av. Ertuğrul ERDEM konuşmasında "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." felsefesindeki insan unsuru üzerinden Devletin insana bakışı, İnsanın toplumdaki yeri, adalet hukuk ve gelişme arasındaki ilişki ve günümüzdeki hükümetlerin insana bakışı konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında adaletli bir toplum yaratılması için yasaların yetersiz kaldığı durumlarda vicdan devreye girer. Vicdan'da İnsan ve İnsanlık kavramı ile ifade edilebilir. Milletlerin yönetiminde Milli irade temel unsurdur. ancak milli iradenin gerçekleşebilmesi için öncelikli şart milli hakimiyetin gerçekleşmesidir. Özellikle son zamanlarda dile getirilen dış mihraklar, paralel yapılar, örgüt, ABD ve İsrail kastedilerek ülkemizdeki uzantıları gibi yakıştırmalar, Milli hakimiyet unsurunu daha fazla ön plana çıkartmaktadır. Bunun için diyoruz ki "Hakimiyeti Milliye olmadan iradeyi milliye olmaz." diyerek şuan savcı, hakim, HSYK, referandum, evet, hayır, örgüt, çete, haşhaşi, tuzluklar, ananas, tır, mit gibi kavramlar birbirine karıştı. Halk yaşanan gelişmeleri kanıksamaya başladı. Isınan suya atılan kurbağa misali dönüştürülen tepkisiz bir insan profili oluşturulmaya çalışıldığını üzülerek görmekteyiz, bireyleri itaatkar, eleştiri yetenekleri ellerinden alınmış, şark insanına dönüştürülmek istendiğini düşünüyorum. Bizim dinimiz, kültürümüz ve anlayışımız insanı eşrefi mahlukat olarak kabül eder. Bizler doğu gibi ne itaatkar,  ne de batı gibi isyankar bir toplumuz, bizim inancımız insanı yaratılanların en değerlisi kabül eder, biz buna inanırız. ve insanımızı böyle görürüz, bir kaç yıllık çıkar ilişkisi sonucunda ayrı düşmek insanları ötekileştirmeyi gerektirmez. Unutmayınız adalet yokluğunda hissedilir, diyerek konuşmasını bitirdi.