NEVŞEHİR(MHA) Geçtiğimiz günlerde görev değişimi yaşanan Alperen Ocaklarında yeni dönem daha ilk günlerden itibaren kendisini belli etmeye başladı.

Alperen Ocakları Başkanlığına Doğanay Uçar’ın getirilmesinin ardından Büyük Birlik Partisi ve Alperen Ocaklarının kapısına asılan bir yazı dikkatlerden kaçmadı.

Alperen Ocaklarına gelen gençlerin öncelikle Alperen diye kime dendiğinin anlatıldığı yazıda Alperen Ocaklarının nasıl bir gençlik yetiştirmek istediği de anlatılıyor. O Yazıda; “Alp eski Türklerce cesur Savaşçı ruhlu kişilere yiğit kişilere verilen sıfattır. Alp bahadır kişilere verilmiş ve Alp ismini alan kişiler tarihimizde hep kahramanlıkları ile ön plana çıkmışlardır. 
Bu Türklerin İslamiyeti kazanmasıyla beraber Alp'lerde Erenliğe çağrılmıştır. Ve Allah ve Peygamber yoluna savaşan Mücahitlere  Alperen ismi verilmiştir. Cesur ve bilgili bir nesil olarak Türkler Üç kıtaya Alperenlik ismi ile yayılmışlardır. Alperenlerin Allah'tan başka hiç kimseden korkusu yoktur olamaz. Yalnız Allah için savaşır Yalnızca Kuran-ı Kerimde bulunan Nur suresi 54 ayeti yeryüzünde Allahın ismini yüceltmek Tüm dünyaya Nizam-ı Alem Ülküsünü yaymak için savasını verir. Buna göre her Alperen Okumalı Dini bilgisi Ve çağımızın gerektirdiği tüm koşullara uygun yaşamalı ama sadece medeniyet dediğimiz koşulların kendine yarayan kısmını almalıdır. Yoksa Medeniyet Günümüzde tanımına eğilir bakarsak insanların çılgınca eğlenceleri, zina, suç duygusu taşıyıcı şeyleri daha çok göstermektedir. Mehmet Akif ta o günlerden bu günleri görerek ne güzel yorumlamıştır. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavardır diye;  Alperen çağımızın gereği Bilgisayar bir Elinde Diğer elinde Kuran olandır. Alperenlerin en büyük silahı her zaman imanları olmalıdır. Alperen günümüzde her dostunu okumalı bilmeli ama düşmanını da okumalı ve bilmelidir. Fikir koşusunda asla geri düşmemelidir. Çünkü zaman artık bilgi çağına yol almıştır. Yanlızca bilgi yarışı olmalıdır. Yeni Dünyanın savaş koşulları bile teknolojiden geçer ki biz bu teknolojiyi yakalamalı hatta geliştirmeliyiz. Neden geliştirmeliyiz. Bizim neslimiz dün Dünyaya Medeniyet verirken bugün Avrupalı Bizden aldığı medeniyet ile bizim Kültürümüzü bozma aşamasına gelmiş çoğu alanda bozmuştur. Ve Bize artık sadece düzeltmek kalmıştır. Düzeltmekte bilgiden geçer Erenlikten geçer. Alperenlerin izleyeceği tek yol Peygamber efendimizin yolu olmalıdır. Peygamberimizin güzel ahlakı onun sünnetlerini uygulamaktır. İnsanları onun gibi sevmeli Onun gibi dünya hayatına bakmalıdır. Unutmamalıdır ki hak herkes içindir. Ve ikinci bir hayat ahiret hayatında boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hak talep edeceğine göre kul hakkının önemini iyice benimsemeliyiz. Ve yaşayışımızı buna göre sürdürmeliyiz. Cenabı Allah'a asla veremeyeceğimiz iki hesabımız olduğunu bilmeliyiz birincisi Allah'a şirk koşmak ikinci kul hakkı buna göre yaşamalı buna göre davranmalıyız.
Alperenler dünümüzün Ahmet Yesevisi, Dede Korkutu, Fatih Sultan Mehmet'i Dadoloğlu’su Yunus Ermesi dir. Bugünümüzün onların yaşam şekline bakarak onların dünyevi hayatı hakkında bilgilenmiş olarak onlar gibi yaşayanıdır. Alperen İman ateşi ile yanan Vatan aşkı ile büyüyenlerdir. Bu koşullara karşı olanlara, karşı kavga verenlerdir. Alperenlerin ideali gayesi yalnızca Allah için Peygamber için Ve Yüce Türk Milleti için olmalı düşmanlarının düşüncesinden arınmış yalnızca kendi düşüncelerine beyninde hükmeden Düşmanına dünyasını her alanda dar eden bir ideal bir amaç olmalıdır. Bu amaç peşinde koşan ve çevresine bu örnek kişiliğini kabul ettirerek peşinden gel dedirten bir kişilik olmalıdır. İlmi bilgisini cesaretine ekleyerek dünyaya kendi düzenini dolayısıyla Nizam-ı Alem Davasını Tüm dünyaya yayana kadar kendi sevdasını şöyle anlatmalıdır. 
Biz Bu Ülkede Yaşadıkça; Bu Ezan Dinmeyecek.
Biz Bu Ülkede Yaşadıkça; Bu Bayrak İnmeyecek.
Biz Bu Ülkede Yaşadıkça; Bu Şehit Ölmeyecek” deniliyor.