Bir Önceki dönem Avanos Belediye Başkanı Sayın Dr. Mustafa KÖRÜKCÜ ile Kızılırmak Gazetesi Haber Yayın Yönetmeni Kemal Çelik’in yaptığı flaş röportaj çok konuşulacağa benziyor...

 

- Sayın Başkanım, öncelikle bu iş yoğunluğunuzun arasında bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.

Başkan : Bir şey değil, ancak eski başkan demek istediniz galiba.

 

- Milletvekilleri, belediye başkanları, muhtarlar gibi seçilenlerle, yüksek devlet adamları bir kere bu görevlerde bulunsalar bile, ömürleri boyunca artık hep öyle söylenirde, onun için Başkan dedim. Müsadenizle bu hitapla da devam etmek istiyorum.

Başkan : Sağolun, eksik olmayın. İtiraz için demedim. Bir an iltimas gibi geldi de o yüzden. Buyurun sorularınıza geçebiliriz. 

 

- İsterseniz seçim sonuçlarını değerlendirerek başlayalım.

Başkan : Kaybeden taraf için keyifsiz bir yerden başlıyorsunuz Kemal Bey. (Gülüyor)

Elbette bu değerlendirmeyi yaparım ama ilgi çeker mi bilmem. Sanki biraz güncelliğini yitirdi gibi. Malum internet çağında yaşıyoruz. Dünkü bir olay bile bazen çok gerilerde kalmış olabiliyor. Onun için üzerinden 2 ay geçmiş bir seçimin değerlendirmesi, bayat olmaz mı?

 

- Hayır, olmaz. Hatta olay biraz soğuduğu için daha sağlıklı değerlendirme bile yapılabilir. Mesela şu anda sizi çok rahatlamış, huzurlu görüyorum. Kendinizle sanki dalga geçiyorsunuz. Hiç seçim kaybetmiş gibi değilsiniz. Neler hissediyorsunuz sizden dinlemek isterim.

Başkan : Hafiflediğimi hissediyorum. Sanki üzerimden dağ gibi bir yük indi. Çünkü 10 yıldır inanın hiç durmadan çalıştık. Boş vakit geçirmedik. Alışıldık politikacılar gibi tribünlere oynamadık. İlçemiz için doğru olduğuna inandığımız ama tepki çekeceğini de bildiğimiz meselelerde bile gözümüzü budaktan sakınmadan icraatlar yaptık. Risk aldık. Samimi olduk. Oy hesabı yapmadık. Son seçim sonucundan da anlaşılmıyor mu? Halkımızın menfaatine koşturduk. Çok sevenimiz oldu. Onların desteği ile daha çok çalıştık. Kişisel ve siyasi hesapları olanlardan da çok düşman edindik, onlarla da mücadele etmemiz gerekti. Neticede yorulmuşum onu şimdi fark ediyorum. Ama zihinsel ve fiziksel tüm yorgunluğuma rağmen, adeta canımızı dişimize takarak, son bir dönem daha çalışmaya kendimi şartlandırmıştım. Çünkü 10 yılda çok ve büyük işler yapılmıştı fakat en verimli olacağı ve hizmetlerin taçlanacağı dönem bu 3. dönem olacaktı. Olmadı. Bizde sırtımızdaki yükü indirdik. Hafifledik. Sizin de şu anda gördüğünüz, bu rahatlama hissi.

 

- Allah var, Avanos’a yaptığınız hizmetleri dost-düşman kimse inkar edemez. Bölgenin yıldızı yaptınız. Peki, “yaptıklarımın karşılığı bu mu olmalıydı” demiyor musunuz? İçinizde bir kırgınlık ya da kızgınlık yok mu? Ya da üzüntü duymadınız mı?

Başkan : Halkımızın takdiridir. Başımızın üstünde yeri var. Tabii ki, içimde 1-2 gün süren bir burukluk ve hüzün hissettim. Ama tarif ettiğiniz gibi ağır bir duygusal travma yaşamadım. Kendimden çok çevremdekilere üzüldüm. Seçim kampanyamız boyunca bizzat emek veren partililerimize, hizmetlerimiz için minnettar olan hemşehrilerimize, yakınlarımıza üzüldüm. Seçimden sonra mesela bir amcamız yolda beni görüp sarılıyor ve ağlıyor, konuşamadan ayrılıyor. Ya da telefon ediyorlar. Daha ilk cümlede hıçkırıkları geliyor ve sonra konuşalım diyerek kapatıyorlar. İnsanı bu etkiliyor. Karmaşık bir duygu yaşıyorsunuz. Bu kadar içten ve çok sevenizin olması güzel bir his. Kaybederken bile kazandığınızı fark ediyorsunuz. Allah tersinden muhafaza etsin.

 

- Sayın Başkanım, seçimlerin bir değerlendirmesini yapar mısınız?

Başkan : Öncelikle oy farkımız ne olursa olsun, resmi sonuca göre seçimin tek galibi var; CHP. Kendilerini tekrar tebrik ederim. Siyaset pragmatik bir iştir. Yani neticeye odaklıdır. Seçim yarışında amaç ipi göğüslemektir. Bunu onlar başardı. Hakları teslim edilmeli. Ama en başarılı parti hangisi dersek; Ak Parti.

 

- Bu nasıl iş Sayın Başkanım? En başarılı Ak Parti, seçimin galibi CHP bu nasıl oluyor?

Başkan : İzah edeyim. Ak Parti bu seçimlerde, birlikte hareket eden 5 partiye karşı mücadele etti. CHP+ÖDP+DSP, birleşik sol olarak, CHP çatısı altında toplandılar. Son iki seçimde MHP ile CHP zaten kardeş partilerdi. Geçen seçimde CHP, MHP’yi destekledi. Bu seçimde de tersi oldu. Bu iki parti, konjonktüre göre adeta su gibi kolayca birbirlerine akıyorlar. Yani bu iki partinin oylarındaki artış ya da azalış tamamen tabanlarının yer değiştirmesinden kaynaklanıyor. Bir de tabanımızın aynı olduğu Saadet Partisi vardı. Yaklaşık 160 oy aldı. O da böylece karşımızdaki ittifakın değirmenine su taşıdı. Yani bir tarafta Ak Parti, diğer tarafta birleşik sol+MHP+Saadet Partisi vardı. Bu kadar dengesiz bir yarışta CHP sadece 7 oyla bizi geçebildi. Buna “galibiyet” denir. Ak Parti oy oranını %33’ten %40’a çıkardı. Oy sayısını 1000 oy arttırdı. Buna da “başarı” denir.

 

- Karşınızdaki partilerin vaatlerinin, projelerinin ya da adaylarının neticede etkisi yok mudur?

Başkan : Allah aşkına ortada rakiplerimizin ayakları yere basan tek bir projesi var mıydı? Proje diye seçmenin zekasını hafife alan o kadar çok şey dinledik ki. Kemal Bey, tüm rakiplerimizin beslendiği tek bir kaynak ve söylem vardı; Ak Parti karşıtlığı. “Ak Parti gitsin” ortak paydasında birleştiler. Bu ortamdan CHP çıktı. Adaylarla ilgili olarak da ne konuştum ne de konuşurum. Bu yüke talip olan kişilere daima saygı duymuşumdur.

 

- Oldukça tartışmalı, itirazlı ve bıçak sırtında bir seçim geçirdik. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Başkan : Herhalde, demokrasi tarihimizin en başarısız seçimini yaşadık. Herkes sınıfta kaldı. Avanos için söyleyecek olursak, tüm siyasi partiler, seçim işleri müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu, sandık görevlileri, müşahitler v.s.

 

- Seçimi kaybettiğiniz için herkesi karaladığınızı düşünenler olabilir. Herkes birden nasıl sınıfta kalıyor anlatır mısınız?

Başkan : Tamam önce kendimizden başlayayım isterseniz. Ak Parti olarak, seçim sandıkta kazanılır sözünü defalarca söyleyip gereğini yapmadık. Sandık başlarında neredeyse yoktuk. Sandık görevlilerimiz ve müşahitlerimiz iyi eğitilmemişti. Bu yüzden sandık başlarında usulüne uygun itirazlar yapamadık ve rekabet edemedik. Bu konuda bundan sonrası için çok çalışmamız lazım.

 

- Seçim Müdürlüğüne eleştirileriniz nedir?

Başkan : Kemal Bey, bilirsiniz Anadolu’da pekmez leğenleri vardır. Yılda sadece 2 gün pekmez kaynatırken lazım olur. Onun dışında bir işe yaramaz. Çok büyük ve ağır oldukları içinde pahalıdırlar. Ama o iki günün hatırına evlerde bulundurulurlar. Seçim Müdürlükleri de aynen böyledir. 2-3 yılda bir seçim olur. Görevleri seçimlerin sağlıklı ve düzenli gerçekleşmesini sağlamaktır. İşleri budur. Son seçimin haline bir bakın. Yazıklar olsun. İbret için sandık sonuç tutanaklarından bazılarını görmenizi isterdim. Nasıl bir eğitim verdiler, anlamak mümkün değil. Mesela, oyların tasnif edilmesi en önemli işlerden biri iken, 4 sandıkta hiçbir tasnif yapılmadan oy pusulaları ve zarfları, çuvala tıka basa doldurulmuş. 2 salonda, halkın oy sayımını izlemesi engelleyecek şekilde kapıları kapatıp içeride oyları saymışlar. Gerekçeleri nasılsa içerde partileri temsilen müşahitler var şeklinde olmuştur. Sandığın birinde yaklaşık 100 oy, pusula herkesin göreceği şekilde yukarı kaldırılmadan ve açıkça gösterilmeden, sandık başkanı tarafından hızla okunup çetelenmiştir. Bu son örnekteki sandığı saydırana kadar adeta burnumuz kanadı. Verdiğim bu örneklerin, sandık ve salon numaralarını tek tek verebilirim. Bu örnekler işin teknik yönü. Bir de niyet tarafı var. Kemal Bey, Avanos küçük bir ilçe. Herkes birbirini, düşüncesini iyi bilir. Avanos merkezde seçim sandıklarındaki görevlileri bir gözden geçirin. Bir de köy ve kasabalarımızın sandıklarına gönderilen görevlilere bakın. Daha detaya girmiyorum ve değerlendirmeyi kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

 

- İlçe Seçim Kurulundan, YSK’ya kadar tüm itiraz yollarını kullandınız. Ama itirazlarınız kabul edilmedi. O halde çokta haklı değilsiniz diye düşünebiliriz. Hepimiz hakemin kararına uymak zorunda değil miyiz?

Başkan : Karara elbette uymak zorundayız. Yoksa düzen sağlanamaz. Ama karara uymak, eleştirmeye engel değildir. Ben hukuki değerlendirmenin haksız ve usulün yanlış işlediğini ve kararın seçim sonuçlarını şaibeli hale getirdiğini düşünüyorum. Sebebini anlatayım; Ak Parti ve CHP arasında 6 oy fark olduğu açıklandı. Dedik ki; fark çok az. Sandık başlarında pek çok usulsüzlük aktarılıyor. Her iki taraf içinde sayım esnasında yanlışlık yapılmış olabilir. Tüm oyları yeniden sayalım. Talebimiz reddedildi. Sandık görevlileri ve müşahitlerinizin sayım esnasında itirazları olmadığından yeniden sayılmaz kararı çıktı. Şimdi soruyorum; Kaymaklı kasabasında MHP’nin başvurusu ile tüm oylar arada 11 oy fark varken nasıl sayıldı? Kaymaklı ile Avanos ayrı kanunlara mı bağlı? Orada tüm oyları yeniden saydılar, biz de bari geçersiz oyları sayalım dedik. O bile tam olmadı.

 

- Ama bazı internet yorumlarında Avanos’ta oyların 5 kez sayıldığı bile söylendi. Doğru değil mi?

Başkan : Yalan. Siz internetin, yorum diye yazılanların ne olduğunu bilmiyor musunuz? Neredeyse tamamı paçavra. Yalan, hakaret, iftira dolu şeyler. Sahte kimlikle yazılmış. Çoğu maksatlı yazılar. Ciddiye aldığınıza değmez.

 

- Sonra ne oldu? Geçersiz oylarda mı tamamen sayılmadı?

Başkan : Evet, geçersiz oylar bile tamamen sayılmadı. İtirazlarımızda bu sebeple oldu. Bakın, Avanos merkezde toplam 35 sandık var. Bu sandıklardaki toplam geçersiz oy sayısı ise 245. bunlardan 31 sandıktaki 215 geçersiz oy yeniden sayıldı ama 4 sandıkta kalan 30 geçersiz oy yeniden sayılmadı. Gerekçe bu 4 sandıkta oylar tasnif edilmediğinden, bu sandıklardaki tüm oyları yeniden saymak zorunda kalınacak olmasıydı. Burada da soruyorum; bu 4 sandığın tamamını yeniden saysak ne kaybederdik? Zaman ve emek. En çok 4-5 saatte sayım biterdi. Herhalde ilçe seçim kuruluna çok zahmetli geldi. Ne kazanırdık? Şüphe biterdi. İl Seçim Kuruluna ve YSK’ya gitmezdik.

            İlçeden, YSK’ya kadar seçim kurulları istedikleri yasa maddesini, ilke kararını, kurulun oylamasını v.s. anlatsınlar. Kamuoyu ve vicdanlar ikna olmamıştır. Çünkü hukuk, lafızdan çok ruhtur. Doğru, düzgün görev yapmadığı için 4 sandıktaki oyları tasnif etmeden karmakarışık torbaya doldurmak suretiyle ağır bir usul hatası yapan görevlilerin bu hatalarının cezasını neden itirazda bulunan partiler ödesinler. Yapılan hata çok doğalmış gibi, ne yapalım tasnif etmemişler onun için yeniden sayamayız kararını içleri sızlamadan nasıl verebiliyorlar? Peki bu hatayı yapan sandık görevlileri hakkında idari/adli bir işlem yapılmış mıdır? Hukuk nerede? Ayrıca daha itiraz süreçleri devam ederken, sel önünden kütük kapar gibi, oldu bittiye gelsin ister gibi, YSK’nın “itirazlar neticelenene kadar mazbata vermeyin” fax emrine rağmen, mazbataların verilmesi nasıl değerlendirilmeli? Devletin adli ve idari adabı, usulü nerede kaldı? Şimdi bu kadar soru ortada iken, karara saygı duymamız bekleniyorsa kusura bakmasınlar.  Seçim sonucu şaibelidir. Ama elbette karara uyarız. Başka ihtimal mi var?

            Kemal Bey, iyi ki hakiminden, belediye başkanına, ilçe seçim müdüründen, sandık görevlilerine kadar hepimizin karşısına çıkacağımız bir mutlak adalet günü var. Davalara esas orada bakılacak.

 

- Sayın Başkanım, peki bu seçim sürecinde Ak Partiyi söylediniz de diğer partiler nasıl sınıfta kaldılar?

Başkan : Kemal Bey, biliyorsunuz MHP 1600, Saadet Partisi 160 civarında oy aldılar. Partimizin, İlçe Seçim Kuruluna yaptığı, yeniden oyları sayalım yönündeki talebimizden bu iki partinin etkilenmesi mümkün değil. Yeniden sayım sonucunda, oylarındaki artış ya da azalışın seçim sonucuna tesir etmeyeceği ortada, çünkü fark çok açık. Yeniden sayımdan en az etkilenecek partiler bunlar. Avanos seçmeninin tercihi üzerindeki şaibenin kalkması için oyları yeniden sayalım demeleri gerekmez miydi? İlçe seçim Kurulundaki tüm oylamalarda bu iki partinin temsilci üyesi CHP ile birlikte hareket ettiler ve sayım yapılmasın yönünde oy kullandılar. Şimdi ben, 5 partiye karşı yarıştık derken haksız mıyım? CHP’ye gelince, 7 oy fark çok az. Yeniden sayılırsa aleyhimize dönebilir diye düşünmüş olmalılar. Keşke, kimsenin kafasında bir şüphe kalmasın diye korkmadan “sayalım” diyebilselerdi. Hatta, oylar yeniden sayılacak korkusuyla hükümet konağı ve adliye önünde ve içinde, meclis üyelerinin ve partililerin halleri hafızalarımıza kazındı. Bu sebeple, birleşik sol, MHP ve Saadet Partisinin bıçak sırtı bir durumda tavırlarının ne olduğunu da test etmiş olduk ve çok kötü bir sınav verdiler.

 

- İtirazlarınız dikkate alınsaydı, sizce sonuç değişir miydi?

Başkan : Neden tahminde bulunalım. Açıp görseydik, şüphe biterdi. Belki fark CHP lehine daha da açılırdı. Bilemiyoruz ki. Bildiğimiz tek şey, seçim sonucunun şüpheli olduğu.

RÖPORTAJIMIZIN 2. BÖLÜMÜ  7 / 06 / 2014 CUMARTESİ GÜNÜ YAYINA VERİLECEK