8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN ! 

 

 

            Kadınların işleri zor, yolları uzun ve yokuş.

En son verilere göre hala Türkiye’de; %20’ye yakın kadın nüfusunun okuma ve yazması yok. Üç kadından biri şiddet görüyor. Kadına yönelik şiddet, tüm Dünyada konumları ne olursa olsun bütün kadınların maruz kaldığı çok ciddi ortak bir problem.

Oysa onla ; kadınlarımız , çocuklarımız, bacılarımız, eşlerimiz . Cennet te anaların ayakları altında. Kadın hakları konusunda birbirine öyle zıt ve uzak görüşler var ki , neye göre karar vereceğiz?

      Ne zaman İslam kavramı ile kadın hakları yan yana kullanılsa  ya miras paylaşımı ya da çok evlilikten dem vurulur. İSLAM dini ile alakası olmayan gelenek ve görenek uygulamaları ve töre cinayetleri bile dine bulaştırılmaya kalkışılır. Bu sakat düşüncelerin temelinde  ne yatar? “Cehalet.” Dolayısıyla bu sorunların çözülmesine elbette bir gün yetmez.

Dahası Türkiye’de kadın olmak deyince akla cinsiyet istismarı ve son yıllarda hızla artan şiddet geliyor.

Ancak şiddeti besleyen etkenleri gözden geçirirsek; kadınların iş bulma oranlarının azlığı dolayısıyla ekonomik gücünün yok olması, haklarını bilmemesi, eğitim hakkından yeterince faydalanamaması , politik alanda alt temsil gücüne sahip olmasıyla tüm bu bileşenler şiddeti besleyen etkenler olarak karşımıza çıkıyor.

   Dolayısıyla 21.yüzyıla taşınan en önemli toplumsal sorunların başında tüm dünyada “ kadına yönelik şiddet” gelmektedir. Çoğu zaman düzeni koruma çabaları içinde olanlar, güç sahipleri, kolaylıkla kaba kuvvete başvuruyor.

    Şiddet gören kadınların çoğu; polis,sağlık görevlileri,arkadaşlar , aile bireyleri gibi kişilerden yardım istediklerinde durumun ciddiye alınmadığını görmekte ve çaresizlik duygusuna kapılmaktadır

     Bu yönde gösterilen çabaları takip ediyoruz.Ağır ilerliyor ve caydırıcılık unsuru tam olarak netleşemiyor. Şiddeti azaltmak veya yok etmek için ; kadın ve erkek beraber bilinçlendirilmeli. Çünkü şiddet ülkemizde öğrenilmiş bir davranıştır. Ailenin temel birim olma özelliğini koruyarak önce ailenin eğitilmesi gerekir. Duyarlılık yaratıcı çalışmalara yer vermeliyiz.

Kadın haklarını, kadın-erkek ayrımı ile mi çözeceğiz?  Bu sadece cinsiyet kaynaklı bir mesele değildir. Ancak kadın erkek ayrımı yapmadan insan haklarına saygılı ve bunun yanında toplum içindeki yeri ve rolüne uygun bir şekilde kadınların , maddi ve manevi haklarının korunması ve güvence altına alınmasıyla çözüm bulunabilir.

    Bugün gelişmiş ülkelerdeki kavram “ toplumsal cinsiyettir”.Bu tanım çerçevesinde kadın ve erkek yurttaş olmanın hak ettiği saygıyı görmekte, eşit haklara sahip olmaktadır.

       Milliyetçi Hareket Partisi kadın sorunlarının her türlüsünün çözümünde milli , manevi ve evrensel değerlerle kadının yanındadır.

 

                                                                         FATMA TÜMTÜRK

                                                             MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ

                                                        NEVŞEHİR MERKEZ İLÇE BAŞKAN YRD.