Ülkü Ocakları İl Başkanlığı binası önünde yapılan açıklamaya, MHP Nevşehir İl Başkanı Göksel Taşcı, Merkez İlçe Başkanı Burak Kalfaoğlu, Türk Eğitim Sen İl Temsilcisi Mustafa Uğur ve ülkücüler de katıldı.

MHP Nevşehir İl Başkanı Taşçı’dan Pkk’lının Heykelinin Dikilmesine Sert Tepki...

Türk askerine ilk kurşun sıkan terörist grubun içinde yer alan Mahsum Korkmaz’ın, 8 Mart 1986’da Öcalan’ın emri ile infaz edildiğini öne süren Taşçı, heykelin dikiliş tarihinin bu kişinin doğum veya ölüm yıl dönümü olarak seçilmediğini söyledi. Taşçı, "Özellikle devlete ilk kurşun sıkıldığı tarih seçilmiştir. Buradaki amaçlardan biri PKK ve siyasi uzantısı BDP’nin sivil yapılanması olan KCK’nın Kürt kökenli vatandaşlarımız üzerinde baskı oluşturacak bir siyasal süreci silah ile elde ettiklerini ortaya koymak ve bütün Kürtleri PKK ve BDP arasına mahkum etmektir. Ayrıca diğer bir amaç ise uzun yıllardır silahlı mücadele ile elde ettikleri siyasal sonucun Türk devletinin askerine ve milletine sıkılan ilk kurşunun netice itibarı ile hedefine ulaştığını ilan ettirmektir. Lice’de dikilen heykel Türk milletinin bağrına çakılmış haç gibidir. Marksist, Leninist bir örgütün bir üyesinin sıktığı ilk kurşunla vurulan Mehmetçiğin kalbine saplanmış hançer gibidir. Bu topraklar üzerinde kardeşin kardeşi katledişinin meşrulaştırıldığı bir durumdur. Bir devleti ve milleti yok etmek için atılan kurşunun sembolleştiği heykeldir. Devlet yetkililerini uyanmaya, gereğini yapmaya davet ediyoruz. İster siyasi, ister bürokratik yetkili tüm kurum ve kuruluşlar bu konuda sorumludur. Gereğini yapmayanları, olayı basit bir heykelcik olarak sulandırıp bu milletin birlik ve beraberliğine sıkılan kurşunu meşrulaştırmaya çalışanları da tarih ve büyük Türk milleti affetmeyecektir" dedi.

NEVŞEHİR ÜLKÜ OCAKLARI İL BAŞKANI LEBLEBİCİ'NİN AÇIKLAMASI - 18 Ağustos 2014

BASIN AÇIKLAMASI

Candan aziz vatanımız dış güçlerin ve içerdeki destekçilerinin iştirakiyle teşkil edilmiş fitne ve husumet cephesinin kuşatması altındadır. Milli iradeyi sadece oydan ibaret gören, mukaddes değerlerimizi hiçe sayan, milletimizin dini duygularını sömüren iktidar ülkemizi bölünmenin eşiğine getirmiştir. Başbakan ve avanelerinin açılım adını verdiği ihanet sürecine her geçen gün yeni bir halka eklenmekte, yaşanan gelişmeler karşısında sözde hükümet üç maymun misali bir tavır takınmaktadır. Bu tavır bölücüleri cesaretlendirmekte, asla kabul edemeyeceğimiz isteklerin hiç bir engelle karşılaşmaksızın hayata geçmesiyle sonuçlanmaktadır. İhanet zincirinin son halkası ise Diyarbakır’da açılan terörist mezarlığına vatan haini bir insan müsveddesinin heykelinin dikilmesi olmuştur.

Türk tarihi bugüne kadar koltuklarını korumak uğruna iradelerini dış güçlere teslim etmiş, milletinin değil hamilerinin emrine amade olmuş pek çok yönetici görmüştür. Ancak hiç bir dönemde ihanet bu kadar açığa çıkmamış, Türk Milleti ve Devleti hiç bu kadar aciz bir duruma düşürülmemiştir. Bugün geldiğimiz noktada milletimize hizmetle yetkilendirilenler Amerika ve İsrail’in payandalığı için yarışa girmişleridir. Vatan hainlerini kahraman gibi karşılayan, Oslo görüşmelerinde görevi terörle mücadele etmek olan devlet görevlilerimizden rahatsız olup olmadıklarını yine teröristlere soran, inen bayrağı sadece provokasyon olarak nitelendiren kuklalardan teröristin heykelinin dikilmesine tepki göstermelerini beklemek abesle iştigal olacaktır.

Merakla cevabını beklediğimiz hususlar şunlardır:

Cumhurbaşkanı olan malum şahsiyet bayrak indirildiğinde asıl bedeli kendisi ödemesi gerekirken teröristlerin heykeli dikildiğinde de yine askeri ve polisi mi sorumlu tutacaktır? “Türkiye kazanacak, demokrasi kazanacak, evlatlarımız, annelerimiz, babalarımız kazançlı çıkacak” diyerek çıktığı bu ihanet yolculuğunda analarımızın canını yakan, ocaklara ateş salan teröristlerin heykelinin dikilmesi karşısında yine nasıl bir mağduriyet tiyatrosu sahneleyecektir? Günümüzün moda tabiri “Yeni Türkiye” dedikleri bu mudur?

Kars’taki İnsanlık Anıtı için “ucube” ve “bir garip şey” nitelendirmesi yaparak “Kars’taki ucube heykeller kaldırılmalıdır” talimatı veren Başbakan acaba bu heykeli neye benzetecek ve kaldırılması yönünde ne zaman talimat verecektir?

AKP’nin malum başdanışmanı ile yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı ısmarlama mülakatlarına yenisini ekleyerek; “Aman süreç zarar görmesin” safsatalarıyla bunu da sıradan bir vaka olarak yorumlayacak, vakitsiz vuku bulan sıradan bir sorun olarak değerlendirecek midir?

Türk bayrağının açılmasını provokasyon olarak nitelendirerek kolluk kuvvetlerini vatan evlatlarına saldırmak üzere görevlendirenler, devletin tabelasından ve hafızasından Türklüğü çıkarmak adına “T.C” tabelalarını sökenler, andımızı kaldırmayı demokratikleşme adımı olarak lanse edenler canlarına kasteden teröristlerin heykelleri dikilirken niçin bir tane dahi güvenlik görevlisini oraya göndermemiştir?

Uzun Hasan’ın diyarı Diyarbakır’da yaşanan bu kepazeliğe yetkililer bir an önce müdahale etmeli ve heykel yıkılmalıdır. Diyarbakır topraklarında bir anıt dikilecekse o da Uzun Hasan’ın olmalıdır.

Ülkücü Hareket Türkiye ve Türk Milleti’nin dara düştüğü, çıkmaza itilmeye çalışıldığı her dönemde umut ışığı olmuş, karanlık tüneli aydınlatmıştır. Siyasi tabloya bakacak olursak bölücü ve ayrıştırıcı siyasete, bu ihanet sarmalına kayıtsız şartsız dik duruş gösteren yegane yapı da Ülkücü Harekettir. Yaşanan bu rezilliği hiçbir vatandaşımızın sindiremeyeceğine inanıyoruz. Önümüzdeki süreçte tarihi sorumluluğumuzu yerine getirmek adına herkesi üzerine düşen görevi yapmaya ve ihanete dur demeye çağırıyoruz. Ülkemizin yarınları için kaybedecek bir saniyemizin dahi olmadığını düşünüyor; milli, müreffeh ve büyük Türkiye’yi yeniden inşa etmek adına herkesi kutlu sancağımız altında toplanmaya davet ediyoruz.

NEVŞEHİR ÜLKÜ OCAKLARI İL BAŞKANI
Yahya LEBLEBİCİ