PAKET NEVŞEHİR’İN BAŞINDA PATLADI
(30 Eylül 1730 - 30 Eylül 2013)
 
Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül 2013’te de açıkladığı Demokrasi Paketi maalesef Nevşehir’in başında patladı. Paket, genel olarak içinde demokrasiyi, insan haklarını ve özgürlükleri geliştirmeye yönelik, olumlu ancak yetersiz onlarca karar içeriyor.  Bunlar ayrı bir yazı ve tartışma konusu olabilir.
Demokrasi Paketinin içinde sırıtan öyle bir madde var ki, “kel alaka”  cinsinden, neresinden tutsan dökülüyor… Paketi hazırlayanların mantığına göre Nevşehir Üniversitesi’nin ismi Hacıbektaş-i Velî Üniversitesi olarak değişirse Türkiye’ye tam ve gerçek demokrasi gelecekmiş.  Başbakan bu niyetini ilk kez geçtiğimiz Haziran ayında açıklamış ve ben de 24 Haziran 2013’te burada “Bırak Dağınık Kalsın”  başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bakıyorum o günden bu yana ne Başbakan’ın düşüncesinde ne de şahsımın konuya bakışında milim değişiklik olmamış.
Demokrasi adına bu kararı alanlar, Nevşehirlinin görüşünü sormaya bile gerek duymadılar; “ben yaptım oldu” mantığı hâlâ geçerli. AKP’ye sorgusuz sualsiz gönül verenlere sorarsanız, “bu konuda Genel Başkanın kararı asla tartışılamaz ve sorgulanamaz.” AKP’ye yakın duranlara sorarsanız “Başbakanın verdiği kararın hikmetinden sual olunmaz.” Bürokratlarımız ise “başüstüne efendim”den öteye gidemezler.
Ben en çok tartışmanın odağındaki Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç’ın düşüncesini merak ediyordum. Sağ olsun O da bizi yanıltmadı. Önceki gün görüşlerini açıklamış. Rektör Hanım, hükümetin aldığı bu kararı saygı ile karşıladıklarını; isim değişikliğinin hükümetin takdiri olduğunu; vatandaşların da bu konuda sağduyulu davranacağına inandığını belirtmiş. O halde bize de “vatana, millete, devlete hayırlı olsun” diyerek susalım mı? Şahsım adına böyle bir niyetim yok. İçime sinmeyen bu yanlış karara karşı eleştirilerimi sonuna kadar sürdüreceğim.
Nevşehir Üniversitesi’nin isminin değiştirilmesi konusunda şahsımı en çok üzen şey merkezi, ilçeleri, beldeleri, köyleriyle bir bütün olan; kendisine ait olan tüm tarihi, coğrafi ve kültürel mirasın temsilcisi olan Nevşehirlinin tepeden inme bir emri vaki ile durduk yere “Nevşehir” ve “Hacıbektaş-ı Velî” isimleri arasında bir ikileme ve tercihe zorlanması olmuştur.
Geçmişte Adalet Partisi (AP) ve Süleyman Demirel de Nevşehir’e aynı gözle bakarmış. Nevşehir’in “AP’nin Kalesi” olarak nitelendirildiği dönemlerde, “Nevşehir’e şapkamı aday olarak koysam yine kazanır” mantığı hâkimmiş. Ankara’ya giden Nevşehir heyetlerini Başbakan ile ilk önce görüştürülürlermiş. Sebebi ise “Nevşehirliyi ikna etmek kolay, ya memur şikâyeti için ya da tayin talebi için gelirler, istekleri beş dakikada halledilir. Diğer illerden gelenler ise proje ile gelir, yatırım ister, ödenek ister, kuru vaat değil teminat ister, onları ikna etmek zaman alır” derlermiş.
Ama şunu unutmayın ki artık Nevşehir’in de Nevşehirlinin de Ankara’ya, iktidara, siyasete bakışı değişti ve gelişti. Şapkanızdan çıkarttığınız Demokrasi Paketi şimdilik Nevşehir’in başında patlamış gibi gözükse de uzun vadede size siyasi maliyeti çok ağır olacak.
Ne acı tarihi bir tevafuk ki, Nevşehir’i Muşkara isimli bir köyden Nevşehir isimli bir mamur bir kazaya dönüştüren, Nevşehir’in banisi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1730 yılında çıkartılan Patrona Halil İsyanında zorba Patrona Halil ve şürekâsının “Sadrazamın kellesini isterüz” isteği üzerine 30 Eylül 1730 tarihinde boğularak öldürülmüş ve cesedi de isyancı zorbalara teslim edilerek sokaklarda sürüklenmişti.
Nevşehir, Damat İbrahim Paşa’nın gerçekleştirdiği bir rüyası idi. 2007 yılında kurulan Nevşehir Üniversitesi de Nevşehirlinin dişiyle tırnağıyla gerçekleştirdiği bir rüyası idi. 30 Eylül 1730’da boğularak öldürülen Damat İbrahim Paşa’nın yaşadığı acı kadar olmasa da,  30 Eylül 2013 tarihinde açıklanan Demokrasi Paketi Nevşehir’in başında patlayınca Nevşehirliler olarak bizler de benzer acılar yaşıyoruz.
Son söz olarak tüm Nevşehir kamuoyuna teklifim şudur: Zaman geçirmeksizin tüm siyasi partilerden, sivil toplul kuruluşlarından, Nevşehir Üniversitesinden ve medya temsilcilerinden oluşan bir heyetin acilen Başkent’e giderek içimizdeki bu acıyı Başbakan’a iletmesi ve yanında kabak çekirdeği ile birlikte “Nevşehir’in Demokrasi Paketi”ni sunması gerekir.
                                                                                                                              04.10.2013
                                                                                                                           Mehmet BİÇER