Basın mensuplarının "Paralel yapının olduğuna inanıyor musunuz? Böyle bir yapı var mı?" sorusunu yanıtlayan Kamalak, olayı çıkarma ve aydınlatma görevinin hükümete düştüğünü söyledi.
Cemaatle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların geçmişte kullandıkları ifadeleri anımsatan Kamalak, açıklamasına şöyle devam etti:

"Bu olayı Başbakanımızın en yakın mesai arkadaşlarının ifadesiyle yanıtlayayım. Hayati Yazıcı benzer soruya Rize'de Başbakanın doğum yeri olan Rize'de muhatap olmuştu. O 'böyle bir yapının olmadığını' söylemişti. 'Belki bir kaç kişi hukuku ihlal etmiş olabilir, kanuna riayet etmemiş olabilirler ama böyle bir yapı yok' dedi. Diğer taraftan hükümetin akil insanı olarak bilinen Bülent Arınç'a 'paralel yapılanmalardan bahsediliyor bu alanda herhangi bir açılmış soruşturma var mı?' diye sordular. Arınç'ta 'hayır' dedi. Türkçe olimpiyatlarını izlemişsinizdir. Başbakanımızın olsun diğer hükümet yetkililerinin oralardaki konuşmalarını gördünüz. Bu programlardan birinde Başbakanımız 'Allah sizlerden razı olsun devletin yapamadığını siz yaptınız. 160'dan fazla ülkede okullar açtınız. Bir bakıma ülkenin dış politikasını sizlere emanet ediyoruz' gibi ifadeler kullanmıştı. Hoca Efendi'ye de seslenerek 'bitsin bu hasret' diyerek de çağrıda bulunmuştu. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda ister istemez bazı soru işaretleri ortaya çıkıyor. Olayı araştırma, aydınlığa çıkarma görevi hükümete düşüyor."

 

Suçları meydana çıkarmanın yeri meydanlar değil, mahkemeler

 

Paralel devlet tartışmalarındaki üslubu parti olarak tasvip etmediklerini kaydeden Kamalak, "Ortada suçlu varsa, suçları meydana çıkarmanın yeri bize göre meydanlar değil, mahkemelerdir. Bir kimsenin suçlu olup olmadığının aydınlığa kavuşturulmasının yeri bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir diye düşünüyorum, gerçekte de öyledir zaten" diye konuştu. 

Daha sonra Kamalak, Avanos Cumhuriyet Meydanı'nda partililere hitap etti.

Gezi Parkı olaylarında ülkenin hem maddi hem de insan kaybına uğradığını hükümetin bu sert tutumundan vazgeçmesi gerektiğini belirten Kamalak, "Gezi olaylarını size hatırlatmak istiyorum. Akıl, bir işin sonunu görebilmektir. Gezi olaylarında hükümet yetkililerinin tutumlarından dolayı Türkiye gerildi. Maddi zarar yüz milyarlarca dolar olarak ifade edildi. Maddi zarar bir şekilde zamanla kapatılabilir, peki insan kaybımız... O esnada yedi insanımızı kaybettik ikisi polis. Daha sonra 3 kaybımız daha oldu. Berkin, Burak ve polis memurumuz Ahmet Küçükdağ Allah hepsine rahmet eylesin. Hepsinin ailesine başsağlığı diliyorum, Türkiye'nin başı sağolsun ateş düştüğü yeri yakıyor"diye konuştu.

 

"Saadet kazandığı zaman üslup kazanacaktır"

 

Bu gerginliklerin devam etmesi halinde birçok kişinin zarar görebileceğini, hükümetin Gezi Parkı eylemlerinde gençlerle diyalog kurarak bu sorunu çözme yoluna gitmediğini savunan Kamalak, şöyle devam etti:

"Peki neticede o ağaçlar kesildi mi? Kesilemedi. Peki o alışveriş merkezi yapılabildi mi? Yapılamadı. Senin aklın neye yaradı o zaman. Yunus diyor ki 'söz ola durdura savaşı, söz ola kestire başı.' Biz baş kestiren, insan öldüren, fidan gibi gençleri toprağa girdiren bir üsluptan yana değiliz. Biz kardeşlik hukukunu gözeten  hatta en amansız savaşları durduracak üsluptan yanayız. Bu vesile ile Saadet kazandığı zaman üslup kazanacaktır, siyaset kazanacaktır, kardeşlik kazanacaktır, Türkiye kazanacaktır hiç tereddüttünüz olmasın."