NEVŞEHİR(MHA) Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonuna bağlı Türk Eğitim-Sen Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Uğur, İktidarın küresel sermaye lahine kamu çalışanlarını köleleştirecek adım atmaya devam ettiğine dikkat çekti.
Uğur, “Hükümet küresel sermaye lehine çalışanlarını köleleştirecek adımları bir bir atmaya devam ediyor. Hükümetin bilindiği üzere 2010 yılından beri üstünde durduğu ve işçiyi hepten bitirecek 2014/4 karar No ile Ulusal İstihdam Stratejisi ve Eylem Planları (2014-2015) Özel İstihdam bürolarının önünü açarak işçilere, İkinci Bir İşveren Ve Firmalara İşçi Servis Eden yeni patronları resmileştirmiştir. Çalışma hayatında (İşçiler ve Memurlar ) için iş güvencesi diye bir şey bırakmayı düşünmeyen hükümet en son resmi gazetede yayımlanan ve adını güya Ulusal İstihdam Stratejisi olarak tanımlarken, diğer taraftan da şu an TBMM görüşmeleri devam eden Taşeron Yasa tasarısı ile memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını da gasp edilmek istemektedir. Diğer bir ifade ile kamu görevlisi usulsüz yollardan işten çıkarıldığını ya da başka bir göreve atandığını yargı yoluyla ispat etse bile iki yıl süreyle görevine dönemeyecek, üstelik yargı kararını yerine getirmeyen yetkililer hakkında hiçbir yasal işlem yapılamayacaktır. Yani görevden alınanlar davaları kazansalar bile eski görevlerine dönemeyecek, yargı kararlarını uygulamayan idareciler hakkında ise ceza soruşturması açılmayacaktır. Bir taraftan işçilerin Özel İstihdam Büroları aracılığı ile iş güvenceleri ellerinden alınacak ve Taşeronlaştırılacaklar, diğer taraftan Memurlar ise yasa ile güvence altına alınmış tayin, terfi, üst görevlere atanma, okul yöneticiliklerine atanma gibi tüm başlılarda İktidarla anlaşamayanların korkulu rüyası haline getirilmekte, Getirdikleri değişiklikler ile yargı yolu da tıkanmak istenmektedir. Tüm bunlar olurken, yandaş sendika yöneticileri efendilerinin verdiği rolü üstlenirken, yandaş sendikaya üye olan eğitimciler ise maalesef işin boyutundan haberleri olmamaktadır.
Bırakınız diğer başlıkları sadece ele aldığımız iki başlık ile işçi ve memurun sonunun hazırlandığı alenen ortadadır. Bugün bizim mücadelemizi sen yetkilisin ben yetkiliyim, benim sayım çok senin ki az, bu okula kim müdür olarak atanacak meselesi olarak görenler veya günübirlik kişisel menfaatini hesaplayanlar, üzerimizde oynanan oyunların deşifre bilgilerini iyi okuyamamakta, tarafımızdan verilen dişe diş mücadeleyi ve küresel sermaye ye teslim olmama mücadelesini anlayamamaktadırlar. Bugün işçiler için devreye sokulmak istenen “Özel İstihdam Büroları” yarın iş güvencesi kaldırılmış tüm memurlar içinde devreye sokulacağı bu gidiş ile hiç de uzak değildir” ifadelerinde bulundu.
