8 Mart, dünyada kadınların eşitlik, kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemleri dile getirdikleri gündür.

Doğumdan ölüme kadar her hayatın her anında varlıklarını hissettiğimiz, bizi biz yapan ve Peygamberimizin (Cennet annelerin ayakları altındadır) sözünün muhatabı olan tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlarım.

 

Kadının gerçek ve öncelikli alanı hayattır, sevgidir ve erdemdir. Bunun yeterince desteklenmesi ve kadınlarımıza bu anlamda değer verilmesi gerekiyor. Bunu yapan toplumların hak ettiği şekilde yükseleceği bir gerçektir. Kadına verilen değer, gösterilen nezaket, bir lütuf ve ihsan değil, insan olmanın gerektirdiği bir görevdir, sorumluluktur.

 

Günümüzde ülkelerin gelişmişlik değerleri ölçülürken kadına verdiği hak ve özgürlükler, anayasal haklar ön plana çıkmaktadır. Kadınlarımızın kavuştuğu her hak aslında milletimizin her ferdi için büyük bir sevinç olduğu gibi büyük bir ümit kaynağıdır. Bir toplumun huzuru aslında bir annenin, bir eşin, bir kadının kalbindeki huzura bağlıdır ve onların kavuştuğu her demokratik hakla birlikte demokrasimiz daha sağlıklı işleyecek ve daha da güçlenecektir.

 

AKP döneminde kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda katılımı giderek geriledi. Ne yazık ki Türkiye 12 yıldır, kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça söyleyebilen bir başbakan ve partisi tarafından yönetiliyor. İktidardaki parti, kadının haklarını ve katılımını artırmak bir yana, zihniyeti gereği kadını evi ile sınırlayarak toplumsal süreçlerden dışlamayı tercih etti. AKP,  kadının toplumdaki konumunu geriletti, onu erkeğin tahakkümü altında, ikinci sınıf insan konumuna itti ve kadına şiddeti de reva gördü.

Dünya Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu’na göre Türkiye’nin 136 ülke arasında 120. sırada bulunuyor. Sıralamada Türkiye’den hemen sonra gelen ülkeler ise Gana, Tanzanya, Katar gibi ülkelerdir.

 

AKP döneminde kadını ikinci sınıf gören zihniyetin tolerans ve himayesiyle toplumda kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de tavan yaptı. Aralık 2002-Temmuz 2009 dönemini kapsayan bir araştırmaya göre bu dönemde kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı. 2002’de 66 olan kadın cinayeti sayısı, 2009’un ilk 7 ayında 953’e yükseldi. Daha yeni verilere göre de 2011 yılında 257 kadın öldürülürken, 102 kadın tecavüze uğradı ve 202 kadın yaralandı. 2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatı kaybetti.

 

AKP’nin 12 yıllık iktidarında uyguladığı ekonomi politikaları kitlelere iş-aş yaratmadığı gibi, gelir dağılımı daha da bozuldu, milyonlar daha da yoksullaştı. Bir ülkede ekonomi bozuldukça hayat kadını sayısı da artar.  Resmi veriler AKP döneminde fuhuş sektörünün adeta tavan yaptığını gösteriyor. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulunun 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre 2002’de 25 bin olan hayat kadını sayısı, 2010 itibariyle 100 bini aşmış durumda. Araştırma, 40 bin kadının da vesika alabilmek için beklediğini gösteriyor. Bu resmî veriler, 5 yıl önceki tabloyu yansıtıyor. Bu sayının bugün itibariyle çok daha yüksek düzeylere ulaştığı muhakkak…  

 

Ülkemizde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen; bizler için en güzel örnek Sevgili Peygamberimizdir. O, hanımlara karşı daima sevgi, saygı, hoşgörü ve anlayış göstermiş, bırakın dövmeyi; hanımlara karşı hiçbir zaman kaba davranmamış; hep güler yüzlü olmuştur. Dolayısıyla Peygamberimizin hanımlara karşı gösterdiği bu tavır, hepimiz için örnek olmalıdır. Bu vesile ile tüm kadınlarımızın gününü kutluyorum.

 

MUSTAFA ÖZ

MHP ÜRGÜP İLÇE BAŞKANI