Tarih: 20 Temmuz 2004 ve Beşiktaş a transfer olan Vysel Cihan'ın Hürriyet e verdiği röportajı birlikte hatırlayalım...

"Stoper de oynadım" Beşiktaş'ın G.Birliği'nden transfer ettiği golcü Veysel Cihan, kendisi hakkında bilinmeyenleri anlattı...

O Nevşehirli memur emeklisi bir babanın oğlu. Nevşehir’in Avanos ilçesinde golcü olarak yetişti. Ama bir forvetten çok defansta ve orta sahada kurtarıcı gibi oynadı. Nevşehirspor, Denizlispor ve Gençlerbirliği’nde forma giydiği dönemde, forvette yırtıcı ve hırslı olmasına rağmen saha dışındaki uysal yaşamı nedeniyle arkadaşları ona ‘Kuzu’ lakabını taktı.

Bugünlerde ise Beşiktaş’ta arkadaşları ona TV’deki Ata Demirer’in ünlü Veysel tiplemesindeki gibi hitap ediyor. 28 yaşındaki Veysel Cihan da bu tiplemenin hoşuna gittiğini belirterek ekliyor: Evet ben de Veysel, ama ‘Golcü Veysel’...
Veysel, röportaja başladığımızda gerçekten bir kuzudan farksızdı. Antrenmanlarda hocası Del Bosque’nin bir dediğini iki etmeyen ve çift kale çalışmalarında arkadaşlarının sert tekmeleri karşısında bile isyanını içine atıp kılını kıpırdatmayan Veysel, Beşiktaş’a geç değil, en olgun döneminde, yararlı olmaya geldiğini söyledi ve başladı kendini ve beklentilerini anlatmaya...

17 yaşında profesyonel olarak Nevşehirspor’da forma giydim. Futbola başladığım yıldan bu yana santrfor oynadım. Çok yönlü bir oyuncu olduğumdan Denizlispor’da Sakıp Özberk beni zaman zaman stoper oynattı. Ersun Yanal hocam da aynı şekilde bana zaman zaman defansta görev verdi.

Nevşehirspor’da gol rekorları kırıyordum. Denizlispor’da 2001 sezonunda 16 gol attım. Ersun Hoca döneminde forvette çok önemli meziyetlerim ön plana çıktı. Her yıl ortalama gol sayım 17-18 oluyor. Beşiktaş büyük takım ve kalite daha yüksek öyle olunca daha rahat pozisyonuna girme imkanımız fazla. Carew de çok iyi bir futbolcu. Pozisyona girme oranımın daha da artacağını düşünüyorum. Carew ile birlikte gol rekoru kıracağımıza inanıyorum.

İnönü Stadı’nda Beşiktaş ile 2-2 berabere kaldığımız karşılaşmada gol attığımdaki üzüntüm yanlış değerlendirildi. Gol attığımda, rahmetli olan Tevfik Lav hocam aklımdaydı. Çok üzgündüm. Maç öncesi Beşiktaş ile anlaştığımı zaten herkes biliyordu.

Beşiktaş gibi büyük takımda oynamak zor. Beşiktaş’ta kalite var. Bu nedenle kim gelirse gelsin uyum sorunu yaşamıyor. Ama bu takımda forma giyen herkesin işi zor. Çünkü en iyi olmak zorundasın. En ufak formsuzluğun öne çıkıyor. Her iki şekilde de zor.

Türkiye’de futbolcular arasında çok fark yok. Küçük farklılıklar öne çıkıyor. O gün sahaya çıktığında kim daha iyi konsantre oluyorsa o öne çıkıyor. Dünyada en beğendiğim golcülerin başında Hakan Şükür, Van Basten geliyor.

Benim özelliklerimin başında takım oyuncusu olmak geliyor. Gol attırmak, asist yapmaktan keyif alıyorum. Pres yapmayı severim. Mücadele etmeyi severim. Egoist değilim.

Her maç öncesi dua okurum ve sağ ayağımla sahaya çıkarım. Nazara dikkat ederim. Sahaya çıktığımızda herkesin gözü üzerimizde. O gözler arasında iyisi var kötüsü var. Eşim Güzin ve 2 aylık oğlum Kaan Halit yaşamımın tamamını kaplıyor. Onlar yaşamımın her anında.

1.5 aylık Beşiktaşlıyım. Üç hazırlık maçında 2 gol attım. Takımda kalanlarla yeni gelenler hemen uyum sağladı. Her şey iyi gidiyor. Sergen gibi ağabeylerimiz bizlere yardımcı oluyorlar. Sergen’in üstüne Avrupa’da futbolcu yok. Del Bosque onun oynadığı her maçta rahat. Hiç düşünmediğiniz noktalara pas veriyor. Yıllardır o bu özelliği ile ön planda. Pancu mücadeleyi seviyor. Sinan genç süratli zamanla iyi olacak.

Vicente Del Bosque idmanlarda daha çok futbolcuların seveceği çalışmalar yaptırıyor. Oyuncuyu yoracaksa da bunu futbol topunu da katarak daha zevkli hale getiriyor.  
 
Kaynak: Hürriyet

1. turda Blackburn , 2. turda Sporting Lizbon, 3. turda ise Parma‘yı eleyen Gençlerbirliği, UEFA Kupası’nda 4. tura yükseliyordu.Ve şüphesiz bu Avrupa kupa maçlarının golleri ve muhteşem oyunuyla  yıldızlaşan bir ismi vardı ; Nevşehirli gururumuz Veysel CİHAN... İşte Veysel Cihan'ın Portekiz in ünlü takımı Sporting Lizbon ağlarına bıraktığı o golü beraber izleyelim.