Tarihi Yeniden Yazacağız

İnsanlık tarihine her çağda yön veren, dünya tarihinin akışını etkileyen olayları yaşayan/yaşatan yüce bir milletin evladı olarak ne kadar gurur duysak azdır. Haklı bir gurur duyuyoruz çünkü tarihte hiçbir kara lekesi olmayan, utanç duyulacak yanlış bir hamlede bulunmamış bir milletiz. Daha doğrusu medeniyetler inşa etmiş bir milletiz.

Türkiye Cumhuriyeti’mizin yakın tarihine baktığımızda 28 Şubat, e-muhtıra, 17-25 Aralık, 15 Temmuz süreçleri kolay kolay bir devletin atlatamayacağı süreçlerdir. Hele 15 Temmuz 2016’daki FETÖ’nün hain darbe girişimini yerli ve milli değerleriyle engellemiş kahraman milletimizin cesaretinin, kahramanlığının, inancının dünyada bir eşi dahi görülmemiştir. Hain darbe girişiminden 2 yıl geçmesine rağmen o gece yaşananlar her an gözlerimizin önünden gitmiyor. 251 şehidimizin aziz hatırası, kutsal vatanımız, kahramanlık abidesidir. Tanklara, uçaklara, eli silahlı katillere milletimizin sinesi geçit vermedi. Cumhurun Başkanı, ümmetin umudu, kahraman milletimizin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın cesareti, kararlılığı, kahramanlığı ile yüreği ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ aşkıyla çarpan kahraman milletimizle bir olunca alçaklara fırsat verilmedi. Son 16 yıldır sayısız tarihi başarıya milletiyle birlikte el ele gönül gönüle imza atan Recep Tayyip Erdoğan yeni bir tarih yazıyor.

16 Nisan halk oylamasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi millet iradesiyle kabul edildi, 24 Haziran seçimleriyle de yeni sisteme geçildi. Halkın iradesini doğrudan yönetime yansıtacağı yeni sistemle milletimiz kazanacak. Türkiye’nin şahlanışının önü açıldı. 2023 hedefiyle çıkılan yolda Türkiye en keskin virajı son seçimlerle atlatmış oldu. Yüksek bir katılım oranıyla gerçekleştirilen seçimlerde halk iradesine sahip çıktığını tüm dünyaya bir kez daha göstermiş oldu. Yerinde, hızlı, etkin ve geleceğe dönük kararların alınabilmesini sağlayacak yeni sistemle gelecek nesillerimiz kazanacak. Yüz yıl sonraki dünyanın tarihini yeniden yazacağız. Kirli planlar kuranlar, düzmece senaryolarla ısmarlama tarih yazma hevesinde bulunadursunlar; gerçek, tarafsız ve Türk milletinin başarılarıyla dolu tarihi hep birlikte yeniden yazacağız.

Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığında ittifak kuran güçler, millet iradesini her zaman olduğu gibi hiçe saymaya kalktı ancak milletimiz yine Osmanlı tokadı ile şer ittifakına gereken dersi sandıkta verdi. İnsani bir hırsla, kızgınlıkla, fevri bir hissiyatla bu söylemi dile getirmiyorum. Dünya mazlumlarına yardım elini uzatan, kimsesizlerin hamisi olan, mahzun coğrafyaların umudu Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef almak, Türk-İslam birliğini hedef almaktır. Suriye’deki, Irak’taki, Filistin’deki, Arakan’daki Müslüman kardeşlerimize kurşun sıkmak demektir. Yerli ve milli imkânlarımızla güçlü Türkiye büyümede ivme kazandı. Terörle bizlere kılıf biçmeye kalkanlar, ekonomiyle rotamızı değiştirmeye yeltenenler şunu unutmasın ki vakit; ‘Türkiye vakti.’, birlik, beraberlik, kalkınma, kardeşlik vaktidir. 2053, 2071 vizyonumuzdan asla taviz vermeyeceğiz. Kendi imkânlarıyla yetinen, dış dünyaya kapalı, üretmeyen, teknoloji geliştiremeyen eski Türkiye anlayışı artık ülkemizde hakim değil. Gelecek yüz yılın planını yapan, kalkınmada istikrarı yakalayan, kendi silahlarını üreten, yakın coğrafyasında ve dünyada söz sahibi bir Türkiye tüm dünyaya hayırlı olsun.

Ata yurdumuzda hüküm süren kardeşlerimiz en kısa sürede bir araya gelmeliler. Türkiye’nin liderliğinde önce Türk birliğini ardından da İslam birliğini daha etkin hale getirmeliler. Küresel güç Türkiye, kendisine biçilen rolü oynayacak figüran bir ülke değildir. Yön veren bir Türkiye’nin yanında yer almak için öncelikle soydaşlarımıza, ardından da Müslüman kardeşlerimize çağrıda bulunmak istiyorum. Kazan-kazan mantığıyla ilerleyecek yeni süreçte Türkiye’nin dostluğuna ve gücüne dün olduğu gibi bugün de yarın da güvenin ama hiçbir zaman Türkiye’nin karşısında yer almayın. Bunu ifade ederken ne bir gözdağı vermeyi ne de aba altından sopa göstermeyi kastetmiyorum. Safınızı doğru seçmeniz ülkenize ve milletinize kazandırır.

Birleşmiş Milletlerin adaletsiz yapısı, beş ülkeye verilen veto hakkı dünyadaki gözyaşının devam etmesi anlamına gelir. Acilen Birleşmiş Milletlerin yapısında reforma ihtiyaç vardır. Batı, hak ve özgürlükler konusunda sözde mangalda kül bırakmasa da en büyük demokrasi ihlalleri Batı anlayışında görülmektedir.

Tarih yazarken, milletimize de tarihini doğru ve doğrudan öğretmek de devletimizin öncelikli sorumluluklarından olmalıdır. Atasını bilmeyen milletler, geleceğe güvenle yürüyemez. İnancının değerlerini öğrenmeyen/öğrenemeyen gençlerimiz; İslam ahlakıyla, inancıyla medeniyetler inşa edemez. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgi peygamberi Hz. Muhammed (SAV)’i örnek almayan ümmet, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ilahi mesajlarını tam manasıyla anlayamaz. Dünyanın her yerine medeniyet götüren atalarımızın gücü inançlarından ileri geliyordu. Bizlerin yaradılış gayesi; gönüller yapmaktır, üretmektir, inşa etmektir ve tüm bunlar için Yaradan’a şükretmektir. Çok şükür ki ay yıldızlı şanlı bayrağımızın gölgesinde bir ve beraber olarak yaşıyoruz. Tarihten güç alarak, cesaretle büyüyeceğiz.

Geleceğimizin teminatı gençlerimiz ve yeni nesillerimiz için çalışıyoruz, daha da çok çalışmak zorundayız. Millî devlet olmak, milletine her yönüyle hizmet etmeyi gerektirir. Yerli ve milli değerlerimizle geleceğe emin adımlar atıyoruz. Geleceğimizin mimarları da gençlerimizdir. Gençliğe yapılan yatırım, geleceğe atılan temeldir. Tarih, hainlerin ihanetini aşağılar ancak kahramanların destanını ölümsüzleştirir. Türkiye, yeniden tarih yazmaya hazır…

Metin SAKINÇ

Eğitimci-Yazar