İslam’ın hedefi insanları mutlu etmektir.
Hem dünya ve hem de ebedi dünyada mutluluk esastır.
İşte İslam bunu sağlamıştır.
                ***
 Peki bedbahtlık nedir?  Yani mutsuzluk…
O da kısaca nefsin tatminsizliğidir.
O halde nefis nedir?
Organik olarak beyinde subkortikal merkezlerdir.
Biz ona şuuraltı diyoruz.
Bu elle tutulur, gözle görülür bir dokudur.
                ***
Cenabı Rabbil alemin Ruhları yaratırken,
Kendinden bir parça olarak çıkardı.
Ruh şuurlu ve idrakli bir manevi varlıktır.
Biz onu göremeyiz. Ama biliriz.
İşte Yüce Rabbimiz ruhlarla anlaşma yaptı.
“Ben Rabbiniz miyim” dedi.
Ruhlar da “bela =Evet” dediler. Galu bela…
Yani Rabbimiz rahman ve rahim olarak bize acıyıp, biz koruyacak.
Biz de Ona  kul olarak, onun yasak ve emirlerini tutacağız.
Gönderdiği peygamberlere (124 bin) uyacağız.
                ***
Cenabı Hak, topraktan bedenimizi yarattı.
Tabii ki beynimizin içine de nefsimizi koydu.
Çünkü, bizim yaşamamız, ürememiz,
Dünyalık ihtiyacımızı görmemiz için nefse ihtiyaç vardır.
O olmazsa yaşamak mümkün değildir.
                ***
Ama Allah’ımız(cc) bu nefsi yaratmakla,
Bizi imtihan etmektedir.
Nefsimiz aşırı istekte bulunursa ruhların müdahale etmesi gerekir.
Çünkü Ruhlar, Nefsi,  iyiye, doğruya, güzele, hak ve adalete göre yöneltir.
O söz vermiştir. Akde bağlı kalmak ister.
Ama nefis daima aşırı istek tarafındadır.
Eğer insan nefsine kapılırsa, güzel kadın, çok para ve makam ister.
Haram helal aramaz. İşte esas felaket ve yıkım odur.
O insanın dünya ahreti yıkılmıştır artık o mutsuzdur.
                ***
İşte Kuran, Sünnet ve İslam alimleri bu çerçevede nefsi incelemiş,
Çok güzel başarılı sonuç elde etmişlerdir.
Bunun içinde nefsin terbiyesi ve güzel ahlak yolunu bulmuşlar;
Hedefi de koymuşlardır. İnsanı kamil…
                ***
Bu yola yahut bilimsel prensiplere tasavvuf deniyor.
O halde nefis nedir? Kaça yarılır?
  1. Nefsi emare ( hayvani nefis veya haramzede nefis),
  2. Nefsi levvame, doğru nefis, Allahın emirlerini tutan, şeriata uyan…
  3. Nefsi mülhimme, fedakar nefis, cömertlerin, verenlerin nefsi,
  4. Nefsi mutmaine, tatmin olan ve kesin cennetlik nefis…
İşte tavavvuf bu nefisleri inceleyen, buna göre insanları eğiten, nefsini terbiye eden,
 Yüce bir bilim dalıdır. Bir prensipler manzumesidir.
Tasavvuf bu yola girenleri, nefsi emareden ( ki onlar cehennemliktir. Haram işlerler, kul hakkı alırlar,
Zina edeler, faiz yerler, yalan söylerler, terazide hile yaparlar) kurtarıp, nefsi levvameye geçirmektir.
Nefsi levvame islamı yaşayan nefistir. Farz olanları yapar. Sünnete uyar, kurtulur ve cennete gider.
Ancak tehlikenin kenarındadır. Şeytan ve nefsi onu daima aldatabilir.
Ama nefsi mülhimme hep veren nefistir. Hakkından daima başkalarına verir. Cömerttir.
Toplumda sevilir. Allah’ta ona bol, bol verir.
Nefsi Mutmainne, bütün varlığını Allah yolunda harcamıştır. Canını, malını her şeyini verir.
Bana Allah yeter der. Doğru cennete gider. Peygamberler, evliyalar, şehitler, sahabeler,
Allahtan korkup tir, tir titreyen adil hükümdarlar…
İşte tasavvuf, budur. Çile damına girmektir. Aç kalmaktır. Zalim nefsini eze, eze ıslah etmektir.
Bu yola gidenlere, ne mutlu. Başaramayanlara da yazıklar olsun…