Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (S.A.S.), "Cibril bana komşu hakkını o kadar çok tavsiye etti ki neredeyse komşuyu komşuya varis kılacak zannettim." buyurmuştur. Başka bir hadis-i şerifte "Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse komşusunu incitmesin." buyurmuştur. Komşuluk, toplum hayatında yeri ve önemi inkâr edilemeyen içtimaı bir müessesedir ve insanların toplum halinde yaşamalarının zaruri bir neticesidir. İnsan sosyal bir varlık olduğuna, bu sebeple tek başına yaşayamayacağına göre etrafında komşularının olması kaçınılmazdır. Huzur ve saadeti sağlayan unsurlardan biri de iyi komşuluktur; iyi komşularla beraber olan kimse mutludur. Onun içindir ki Peygamber Efendimiz (S.A.S.) hadis-i şerifte: "Ev almadan önce komşunuzu, yola çıkmadan önce arkadaşınızı araştırınız." buyurmuştur. (https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=18348) 

Pandemi süreci maalesef tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de yükselen bir grafik seyri izlemektedir. Bu süreçte eğitim kurumları tüm kademelerde yüz yüze eğitime başlayamamıştır. Farklı e-öğrenme araçları ile evde; ilkokul / ortaokul / lise / üniversite öğrencileri ders almakta; öğretmenler / öğretim görevlileri ders sunumu yapmakta; esnek çalışma modellerinden olan, home-ofis olarak adlandırılan uygulamalarla dijital platformlar üzerinden çalışanlar işlerini, evden yapmaktadır. 21. yüzyılın dijital geleceğine göre de eğitim ve iş yaşamının artık eskisi gibi olamayacağı, dijitalliğin eğitim ve mesleki yaşamın birer parçası olacağı uzmanlar tarafından belirtilmektedir.  

Kırsal yerleşim, müstakil evlerin / samimiyetin / temiz havanın / komşuluk ilişkilerinin sembolüdür. Ancak kente göçlerle birlikte, şehirlerde nüfus oranı git gide artmakta ve/veya küçük yerleşim birimleri dahi kentsel yaşam şartlarına dönerek çok katlı binalarda yaşam sürdürmektedir. Katlı binalarda asansörlerin aktif kullanıldığı, aynı kattaki daire kapılarının birbirini görmediği yapılar artık görülmektedir. Bu durum samimi komşuluk olgularına hizmet etmemektedir. Aynı sitede / apartmanda ikamet eden ama birbirini tanımayan / selamlaşmayan toplumsal oluşumlar bulunmaktadır. Kimi zaman da kural tanımayan, başkalarının da o binada yaşadığını umursamayan kişiler; binada yaşayanların huzurunu kaçırabilmektedir.  

Kişiler; televizyon, radyo, müzik seti, enstrüman vb.nin sesini komşularını rahatsız etmeyecek seviyeye ayarlamalıdır. Komşular arasında huzursuzlukların yaşanmasına zemin hazırlanmamalıdır. Özellikle pandemi sürecinde toplumsal psikolojinin kırılganlaştığı bir dönemde karşılıklı saygı, en önemli kural olmalıdır. Olumsuz davranışlar ise, farklı boyutlara dönüşmeden aile büyüklerince ve/veya bina yönetimince saygı çerçevesinde çözümlenmelidir.  

Binada, ders çalışan / ders veren / mesleğini yapan / yaşlı olan / hasta olan / uykuda olan vb. bireyler bulunabilmektedir. Bunlar olmasa dahi, hiç kimsenin komşusunu rahatsız etme hakkı yoktur.  

Bu satırlar; M. Tuncel, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir - 2020; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.