KAPTİD Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Dinler, TÜROFED'in resmi yayın organı TÜROFED Dergi ve TourismToday dergilerine Kapadokya bölgemiz hakkında değerlendirmelerde bulundu... 

Kapadokya Otelciler ve İşletmeciler Derneği’nin (KAPTİD) yeni Başkanı Yakup Dinler, Kapadokya turizmindeki eksiklikler ve yapılması gerekenlere dikkat çekti. Zengin potansiyeline rağmen Kapadokya’nın turizmden hak ettiği payı alamadığını söyleyen Dinler, “Kapadokya’yı yeterince tanıtamıyoruz. Çünkü hala eski usullere göre tanıtım yapmaya çalışıyoruz.

Dönem artık belli başlı fuarlara gidip broşür dağıtma dönemi değil” şeklinde konuştu. Türkiye turizmi içinde önemli bir konumda yer alan Kapadokya, sizce nasıl bir turizm destinasyonudur? Biliyorsunuz ki turizm, Türkiye’nin 1 numaralı sektörü. Türkiye turizmi, ağırlıklı 2 şekilde gerçekleştiriyor. Birisi sejour turizm (Deniz, Kum, Güneş) diğeri ise kültür turizmi şeklinde. Kapadokya bu 2. ayağın, yani kültür turizminin İstanbul ile beraber 2 önemli ayağından birisi, yani olmazsa olmazıdır. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması, Hristiyanlığın ilk yerleşkelerinden birisi olması buna ek olarak muhteşem yerüstü ve yeraltı yerleşim şekilleri ile dünyada tek olan Kapadokya, kültür, inanç ve doğa turizmini birlikte taşıması açısından Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden birisidir.

Kapadokya, turizmden hak ettiği payı alabiliyor mu? Kısa ve net olarak cevaplamak gerekirse hayır, maalesef alamıyor. Yıllarca hep kendi içimizde veya özellikle yurtdışı fuarlarda denk geldiğimiz zaman konuşuruz, “Biz neyi yanlış yapıyoruz?” diye. Elimizde kimsede olmayan bir ürün var. Gelen kişilerin yerli veya yabancı fark etmeksizin hayranlıkla gezdiği, özellikle küçük oteller noktasında belki de Dünya’nın en iyilerinin olduğu (bunu son TripAdvisor ödülleri de doğruluyor zira birçok otelimiz listede yer aldı), her gün bir sıcak hava balonu karnavalının yaşandığı bir bölge nasıl oluyor da yılda sadece 1.3 milyon ziyaretçi çekebiliyor?

Kapadokya, yıllardır turizmle iç içe olan bir turizm destinasyonu. Bunca zaman içinde Kapadokya turizminde yapılan yanlışlar nelerdir? Bunu yeterince tanıtamamak ve yeterince tanımamak olarak kısaca özetleyebiliriz. Evet, yeterince tanıtamıyoruz çünkü hala eski usullere göre tanıtım yapmaya çalışıyoruz. Dönem artık belli başlı fuarlara gidip broşür dağıtma dönemi değil. Gerçi fuarlarda dağıtacak gerçek bir Kapadokya broşürümüz de yok. Hal böyle olunca katılımcı firmalar genelde kendi broşürlerini ve promosyonlarını dağıtmak ile meşgul oluyor haliyle. İnternet artık en kuvvetli pazarlama aracı. Fakat maalesef Kapadokya olarak kendimize ait bir web sitemiz bile yok. Bugünlerde Ahiler Kalkınma Ajansı (AHİKA) Kapadokya’nın kendi sloganı ve kendi web sitesi için çalışmalar yapıyor.

Buna ek olarak Türk Hava Yolları’nın Nevşehir Müdürlüğü ve Nevşehir Valimizin himayelerinde bir çok B2B görüşme yapmak için 15-20 işletme olarak yurtdışına (Hindistan, Singapur, Malezya, Rusya, Çin, Hong Kong, İskandinavya vs.) gittik. İnanın fuarlardan çok daha verimli sonuçlar aldık. Buradan bu organizasyonlara destek veren Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası, KAPHİB ve AHİKA’ya teşekkür etmek istiyorum. Misafirlerini kendisine hayran bırakan Kapadokya, turizm sektöründe daha iyi yerlere gelebilmesi için neler yapılmalı?

Eğer Kapadokya bölgesi olarak: daha çok B2B workshop organize edersek, ortak bir web sitemiz ve ortak bir sloganımız olursa, son olarak birbirimizin ayağına sıkmazsak çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Dünya üzerinde kendisine has zenginliklere sahip olan Kapadokya gibi bir destinasyon yeterince korunabiliyor mu? Kapadokya’yı en başta korumamız gerekiyor. Fakat korumamız gerek derken bunu bir takım çevre örgütlerinin veya unvanı içinde koruma geçen dernekler gibi isminin arkasına sığınıp yapılan yatırımlara saldırarak değil gerçek anlamda var olan değerlerimizi koruyarak yapmalıyız. Maalesef müzelerimiz ve ören yerlerimiz çok başı boş. Neredeyse hiç bir bakım ve onarım yapılmıyor. Kapadokya içi yollarımız çok iyi durumda değil yer yer ciddi sıkıntılar mevcut. Yani anlayacağınız Kapadokya’da sıkıntılar bitmez. Son yıllarda Kapadokya, ciddi otel yatırımlarına sahne oldu. Kapadokya’daki otel yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kapadokya bölgesine ilk ciddi otel yatırımları 1987-1990 yılları arasında yapıldı. Uzun yıllar ve halen bu dönemde yapılan ve oda sayısı +120 olan bu oteller bölgenin ciddi yükünü çekti ve çekmeye devam ediyor.

Fakat değişen talep ve artan turist çeşitlenmesi ile 1990’ların sonundan itibaren Kapadokya’da kaliteli küçük oteller ve mağara oteller popüler olmaya başladı. Bugün bu otellerin sayıları takriben 300 civarındadır ki 100 tanesi sadece Göreme’dedir. Dışarıdan bakıldığında çok cazip olarak gözüken otel yatırımından Kapadokya da nasibini aldı. İş bilmezlerin ve sektörü tanımayıp “otelcilikte çok para var, hadi otel yapalım!” diyenleri de görüyoruz.

Diğer taraftan otelciliği ciddi ve profesyonel anlamda yapan büyük grupların (Doğuş Holding, House Hotel Grubu gibi) da Kapadokya’da ciddi yatırımlar yaptıklarını görüyoruz. Yatırıma her zaman ihtiyaç vardır, yeter ki kaliteli olsun ama şahsen bu yatırımların ağırlıklı yerel + profesyonel grupların sentezi ile oluşması gerektiğini düşünüyorum. KAPTİD olarak Kapadokya için neler yapacaksınız? Öncelikleriniz neler olacak?

Biliyorsunuz KAPTİD 1988 yılında kurulan ve bölgemizi TÜROFED içerisinde temsil eden tek dernek. Bizim yeni yönetim olarak önceliğimiz bölge tesislerine “KAPTİD ne yapar? Ne işe yarar?” bilinci oluşturmak ve mevcut dar yapımızdan kurtularak daha geniş katılımlı bir dernek hüviyetine bürünmek.

Daha geniş katılımlı bir dernek hüviyetine bürünürken bünyemizde oluşturacağımız Projeler bölümü ile Kapadokya’ya katkı yapacak özellikle dezavantajlı istihdam gücünü Kapadokya turizmine kazandırmak adına çalışmalar yapacağız. Bu çalışmalar neticesinde Kapadokya bölgesinin ihtiyacı olan kalifiye istihdama katkı yapacağımızı düşünüyoruz.
Röportajı gerçekleştiren Sn. Tuncay Sevin'e teşekkür ederiz.