Küçük Oteller Derneği Kapadokya çalışma grubu , destinasyon yönetimi ve stratejik turizm pazarlaması uzmanı Muhterem İlgüner'i 11-12 şubat tarihlerinde Kapadokya'da ağırladı. İlgüner, Kapadokya ile ilgili kısa bir sunum ardından bölgenin tarihi, kültürel ve beşeri değerlerini yerinde gördü.


Türkiye'nin önde gelen marka danışmanlarından biri olan İlgüner, 2002 yılından bu yana şehirlerin markalaşması konusunda ortağı Christer Asplund ile birlikte geniş çalışmalar yürütmektedir. Asplund ile birlikte Avrupa başta olmak üzere dünyada 200'e yakın kentin markalaşması ve destinasyon yönetimi projelerini yürütmüşlerdir. Stockholm, Barcelona, St.Petersburg, Şangay bu şehirlerden sadece birkaçı... İlgüner'in Marka Şehir, Marka Değeri, Türkiye'de Marka Yaratma ve Yaşatmanın Altın Kuralları isimli 3 kitabı bulunuyor. Önümüzdeki günlerde "Derinliğine Marka" kitabı okuyucular ile buluşacak.

Her şehir şu 4 temel unsurdan en az birisini kullanarak strateji geliştirebilir.”



Bölge gezisi ardından, üniversite, Kaphib, Türsab yöneticileri ve bazı turizm işletmecileri ile mevcut durum, bölgede yapılması gerekenler konusunda bilgi alışverişinde bulunuldu. Benzer toplantılar daha önce pek çok kez yapıldığı için, bu toplantıda farklı olarak geleceğe ilişkin yapılması gerekenler, bu başarıyı yakalamış şehir örneklerinden (Dublin, Holstebro, Pamplona, Grenoble, Barselona, Şangay gibi) hareketle ele alındı. İlgüner konuşmasında, "Her şehir şu 4 temel unsurdan en az birisini kullanarak strateji geliştirebilir: Kültürel miras, doğal yapı/çevre, özgün çıktı, yerleşik beceri. Türkiye'de hemen hemen her kent bu unsurlardan en az ikisine sahip. Kapadokya ise bu unsurların hepsine çok zengin bir içerikle sahip. Dünyada seyahat edenlerin artık %57'si fiziki olmayan varlıkları deneyimlemek için seyahat etmekte. Kültürel değerler peşindeler. Bu anlamda bölge çok zengin. Fakat bu varlıkları bütünsel/entegre bir strateji çerçevesinde anlamlandırmak gerekmekte" dedi.


Konuşmasında bu unsurların mutlaka 5 duyu kullanılarak gezginlere sunulması gerektiğini belirten İlgüner "Bölgenin stratejik bir plana ihtiyacı var. Konaklama gün sayısı 1 milyon nüfuslu Dublin'de 4,8 gün ve yılda 4,5 milyon turist çekiyor. Bunu kendisini "edebiyat şehri" olarak konumlandırarak yapmakta" dedi.


MARKA GÜNÜ DEĞİL GELECEĞİ KURTATIR”


İlgüner sözlerine, markanın günü değil, geleceği kurtarmak olduğunu belirterek devam etti. Bu kapsamda Kapadokya için 6 ay - 1 yıl sürecek bir çalışma ile marka/kimlikli şehir gelişim planının oluşturulabileceği, ardından da bu gelişim stratejisi çerçevesinde belirlenmiş olan aşamaların uygulamalarının AB Proje fonları, kalkınma ajansları, valilik bütçeleri, uluslararası fonlar ve uluslararası sponsorlar ile kolaylıkla gerçekleştirilebileceği konusunda katılımcıları bilgilendirdi.


İlgüner, kültür gezginlerinin artık bölgedeki fiziksel özelliklerden çok, anlam arayışında olduklarını, mevcut fiziksel, kültürel, yerleşik beceri ve özgün çıktıların anlamlandırılması durumunda bölgenin önemli ölçüde güç kazanacağını da aktardı. Bunun için çok büyük bütçelere ihtiyaç olmadığını, sadece proje bazlı çalışmalar ile gitmektense, bütünsel bir strateji çerçevesinde bu projelerin bütüne entegre olmasının diğer örneklerde olduğu gibi başarıda çok önemli olduğunu da kaydetti.  


Haber: Şerif Taşar / Ürgüp Ajans