İbrahimpaşa Köyü Nevşehir'in Ürgüp İlçesine bağlı tarihi bir köydür. Eski adı BABAYAN'dır. Bu ad nedeniyle bir Ermeni köyü olarak kurulduğunu öne sürenler olmasına karşın daha güvenilir kaynaklara göre köyün adı Baba İonnes isminden bozularak Babayan olmuştur ve eski bir Rum köyüdür. Ancak müslümanlaşma oldukça eski bir tarihte gerçekleşmiş olmalı ki çevredeki diğer rum köylerinden farklı olarak 1923 mübadelesinde zorunlu göç ettirilen kimse olmamıştır. 
 
Köyün adı daha sonra Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa anısına (ki köye ilk içme suyunu onun getirttiği söylenmektedir.) değiştirilerek İbrahimpaşa konulmuştur.
 
İbrahimpaşa'nın Nevşehirli Osman Usta ve köy halkı tarafından 1938-39 yıllarında imece usulüyle yapılmış ve 2001 yılında restore edilmiş zarif tarihi köprüsü görülmeye değer.

 Kapadokya'nın o bilindik derin ve güzel vadileri, volkanik tüf tabakasının akarsu ve sel suları tarafından aşındırılmasıyla oluşmuştur. Bu işlenmesi kolay, ısı yalıtkanlığı yüksek malzeme, insanların bölgede barınmasını kolaylaştırmış, yiyeceklerini saklayacak, hayvanlarını koruyacak mekanlar yapabileceği ortamı sağlamıştır.
Babayan Köyü yanındaki Balkan Deresi yamaçları da elma, kayısı, patates vb. ürünlerin saklandığı damlar, ahırlar, güvercinlik ve arılıklarla dolu... Ayrıca yamaçlarda insanların kendileri için yaptıkları evler ve biraz harap olmasına karşın eski kiliseler de var.


Balkan deresi içinde sebze yetiştirilecek arazi kazanmak için kışın akan sudan toprağı korumanın bir yolu istinat duvarları diğer bir yolu ise suyun zarar vermeden geçişini sağlayacak tüneller (savak) kazmak... İbrahimpaşa köyünde derede iki büyük savak bulunuyor.

Orta Anadolu'da kışın kara hasret kalmazsınız. Kar yeryüzünün üzerini yumuşak beyaz bir örtüyle kapladığında manzara doyumsuzdur. Bazen bu harika manzarayı yukarıdan, balondan seyredenler İbrahimpaşa'yı ziyaret eder ve  manzarayı aşağıdan bakanlar için de renklendirirler.

Fotoğraflarda Mustafa TAŞKIN imzası vardır. Eğer evde canınız sıkılırsa gitmek isterseniz bir yerlere yöremize ait bu yeri görmeden geçmeyin.

Kaynak: İhsan Bal