KAPTİD Başkanı ve Dinler Otel Genel Müdürü Yakup Dinler'in Litvanya İzlenimlerini www.fibhaber.com a paylaştı.

İşte bir turizmci gözüyle Litvanya ...

Baltık kıyısında bulunan Litvanya Cumhuriyeti (Lietuvos Respublika) Belarus, Polonya, Letonya ve Rusya (Kalingrad) ile sınır komşusu olup yaklaşık 3 milyon nüfusu ile AB ve NATO’ya üye bir ülkedir.

Nasıl biz Türkler için 1071 Malazgirt’in önemi büyük ise Litvanyalılar için de 1009 tarihi o kadar önemlidir. Zira Almanların çıkarmış olduğu “Annales Quedlinburgenses” makalelerinde Litvanya adı ilk kez bu tarihte geçmektedir.

11 Mart 1990 tarihinde Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını ilan eden ilk ülke olan ve bugünkü sınırlarını alan Litvanya, bu yıla kadar birçok iç ve dış tehditlerle / savaşlarla boğuşmuştur. Litvanya en geniş sınırlarına ise 1392 yılında Görkemli Vytautas döneminde ulaşmıştır ve yaklaşık 1600 yılına kadar sınırları Karadeniz’e kadar ulaşan Avrupa’nın Süper Gücü olmuştur.

Türkiye Cumhuriyet - Litvanya İlişkileri

2011 yılının Aralık ayında EU-Observer dergisinde dönemin Litvanya Dışişleri Bakanı Audronius Ažubalis Türkiye Cumhuriyeti’nin AB Üyeliğine destek veren makaleye 11 imzadan birisini atmıştır. Bu imza Litvanya’nın Türkiye Cumhuriyeti’ni AB’ye üye olma isteğini kanıtlamaktadır. Litvanyalılar gerçek bir Türkiye dostudur ve aynı zamanda NATO’dan müttefikimizdir.

Türkiye, Litvanyalılar için en çok tercih edilen turizm ülkesi konumundadır. Organize anlamda (tur operatörü bazında) ilk Litvanyalılar Türkiye’ye 1999 yılında Novaturas (Türkiye Partneri Akay Travel) isimli tur operatörü ile gelmeye başlamışlardır. Bugüne dek 1 milyondan fazla Litvanyalı Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Bu da demek oluyor ki her 3 Litvanyalıdan 1’i Türkiye’de tatil amacıyla bulunmuştur. Son 2 yılın ortalaması takribi 110,000 kişi civarındadır. Litvanyalılar daha çok sahil kesimini özellikle de Alanya bölgesini tercih etmektedir.

Litvanya - Kapadokya İlişkileri

Litvanyalılar köklü bir geçmişten aldıkları destek sayesinde tarih ve kültürle son derece ilgililerdir. Türkiye’nin en çok tercih edilen ülke konumunda olmasından bahsetmiştim. Sejour Turizmi dediğimiz, “Kum, Deniz ve Güneş” turizmi şu an itibariyle Litvanyalıların Türkiye’yi tercih etmelerindeki ana unsur. İnsanımızın cana yakınlığı, kaliteli tesisler, ücret/hizmet oranı ve “her şey dahil sistemi” Litvanyalıları cezbeden diğer başlıca unsurlar. Ayrıca son yıllarda turist sayısının artmasında ulaşım kolaylığını da unutmamak gerek; zira Alanya-Gazipaşa ve Antalya Havalimanı’ndan Başkent Vilnius’a karşılıklı ve direkt uçak seferleri mevcut.

Peki Kapadokya Litvanyalıların tercih noktasında hangi aşamada? Maalesef Antalya-Alanya bölgesinden 2015 yılına kadar tek ulaşım aracının otobüs olduğunu ve bir Avrupalının gidiş/geliş toplam 20 saat bir otobüste vakit geçirmek istemediğini de hesaba katınca sonucun çok iyi durumda olmadığı aşikâr. Lakin bu yıl başlayan ve haftanın 3 günü sefer düzenleyen AnadoluJet’in Antalya-Kapadokya seferlerini 2016 yılında daily (günlük) olacağını düşündüğümüzde Kapadokya’ya talepte ciddi bir artış olacağına inanıyorum. Zira en başta da belirttiğim gibi Litvanyalılar tarih ve kültüre son derece ilgililer.

Kapadokya’nın tarih ve kültür dolu bir bölge olduğunu elbette biliyorlardı fakat ulaşım noktasında yaşanan sıkıntılardan ötürü gelemiyorlardı. 2016 yılında AnadoluJet’in yeni günlük hattı ile bu sıkıntıların bir nebze azalacağına yürekten inanıyorum. Fakat bu sorunu tamamen kaldırmak için Antalya/Alanya - Kapadokya Hızlı Tren Projesi ve de Alanya-Gazipaşa/Kapadokya Bölgesel Uçuşlarının başlaması da şart gibi gözükmektedir. Sadece Litvanyalılar için değil, sahil kesimini tercih eden tüm turistleri ilgilendiren bu gelişmeler Kapadokya’mız için heyecan vericidir.

Bilindiği üzere Kapadokya Dünya’da çok iyi bir tanınan bir bölge ve tüm dünyanın ilgisini çeken bir turizm merkezi. Litvanya’da Kapadokya özellikle şu dönemde çok merak ediliyor çünkü Litvanya Cumhurbaşkanı Ekselansları Dalia Grybauskaitė’nın Türkiye’ye Aralık 2014’de yaptığı resmi ziyaret öncesinde ısrarla ve özellikle görmek istediği yer Kapadokya’ydı… Üstelik bu Sayın Cumhurbaşkanı’nın ilk Kapadokya ziyareti de değildi. Bundan yaklaşık 20 yıl öncesinde Kapadokya’ya gelip hayran kalan Sayın Cumhurbaşkanı 7 Aralık 2014’de Kapadokya’ya gelmiş ve yine bölgemize olan hayranlığını dile getirmişti. Bu ziyaret esnasında kendisini Kayakapı Premium Caves - Cappadocia’da ağırlama şansına sahip olmuş ve bu ziyaret neticesinde Litvanya’nın bir önceki Büyükelçisi Ekselansları Kęstutis Kudzmanas’tan bir Teşekkür Belgesi’ne sahip olma şerefine nail olmuştum.

Ekim 2015 Litvanya Ziyareti

2010 yılından bu yana Alanya/Kargıcak’ta bulunan Dinler Hotels - Alanya tesisimizde yoğun bir şekilde Litvanyalıları ağırlamaktayız. Buradan bu vesile ile partnerimiz Akay Travel Sahibi Sn. Ethem Okudur’a teşekkür etmek istiyorum. Litvanyalılar “Herşey Dahil” konseptiyle çalışan otelimizde her daim sakin ve uyumlu halleriyle hem diğer turist misafirlerimiz, hem de personelimiz tarafından çok sevilmektedirler. Çok küçük yaşlarda bundan 20 yılı aşkın bir süre önce ziyaret ettiğim Litvanya’ya o zamandan bugüne kadar bir kez daha gidememiştim.

Bir gün yakın dostum, Letonya’nın Alanya Fahri Konsolosu Sayın Nurkan Şaşmaz ile ani bir plan yapıp 2 gün sonrasına Alanya/Gazipaşa’dan direkt Vilnius’a uçak biletlerimizi aldık. Litvanya’nın Milli Bayrak Taşıyıcı Havayolu maalesef yok, ama çok iyi şekilde işleyen bir Özel Havayolu şirketi var: Small Planet Airlines. Rötarsız 3 saatlik bir uçuştan sonra Vilnius Uluslararası Havalimanı’na teker koyduk. Şirin, temiz ve düzenli bir havalimanı. Alanya’nın kardeş belediyesi olan Trakai Belediyesi’nin tahsis etmiş olduğu özel araçla yaklaşık 20 kilometrelik bir yolculuktan sonra Trakei içerisinde bizim için rezervasyon yapılan Apvalaus Stalo Klubas oteline yerleştik ve ilk geceyi otelde geçirdik.

Ertesi sabah Nurkan dostumun rehberliğinde Trakai’yi dolaşmaya başladık. Trakai başkent Vilnius’un 28km uzağında olan şirin ve çok önemli bir turizm merkezi. Muhteşem bir göl ve Trakai Kalesi manzarasına sahip olan ilçe 14. yüzyılda Litvanya Dükü Görkemli Vytautas’ın en çok vakit geçirdiği yer olmasından ötürü “De Facto” Başkent olarak da nitelendirilmektedir. Biz Türkler için ise bu şirin ilçenin apayrı bir önemi vardır. Trakai Karaim Türkleri’nin yurdudur. Karaim Türkleri 1397 yılında Litvanya Dükü Görkemli Vytautas tarafından Kırım’dan Litvanya’ya ülkeyi Moğollara (Altın Orda Devleti) karşı savaşmak için getirilmişlerdir. Bu görevlerini başarıyla tamamladıktan sonra Trakai’de yaşamaya devam etmişler. Müslüman olmayan Karaim Türkleri, bir Yahudi mezhebi olan Karayit dinine mensuplardır, ibadethaneleri de Kenesa’dır. Karaimlilerin dini ve idari lideri Jurij Špakovskij’dir (kendisi ile tanışma şerefine nail oldum, aynı bizden birisi gibi). Milli yiyecekleri ise bizim böreğimize yakın bir tat olan kibinai’dır (kıbın). Birçok çeşidi olan bu Karaim Böreği’nin şahsımca en lezzetlisi ıspanak ve peynir karışımlı olanıydı.

Trakai’de Tarihi Trakai Kalesi ve göl etrafında kısa bir tur attıktan sonra Trakai Belediyesi - İdari Yönetim Sorumlusu Sn. Karolina Narkevič bizi karşıladı. Kaldığımız otelde yanında bal ile servis edilen “Litvanya Bitki Çayı” içtik, gayet lezzetliydi - karışımın içeriğini öğrenmeye çalıştım ama maalesef başarısız oldum. Kısa bir çay molasından sonra başkent Vilnius’a doğru yola çıktık. İlk durağımız T.C. Vilnius Büyükelçiliği idi. Burada Büyükelçimiz Ekselansları Aydan Yamancan Hanımefendi bizleri kabul etti ve Kapadokya/Alanya konusunda kendilerine bir brifing verdik. Kendilerine bizim 2 yıldır Nevşehir Valimiz Sn. Mehmet Ceylan himayesinde gerçekleştirdiğimiz Cappadocia Workshopları hakkında bilgi verdik ve Litvanya’nın da programımız dahilinde olduğunu kendisine ilettik. Kendisi Cumhurbaşkanımızın Litvanya’ya ilkbahar aylarında planlanmış bir resmi gezisi olduğunu; bu resmi gezi sonrasında bizlere bu konuda memnuniyetle destek vereceğini belirtti. Kendisi ile bir hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra Büyükelçiliğimizden ayrıldık.

Büyükelçilik ziyaretinden sonra yürüyerek Vilnius’u keşfe çıktık. Vilnius gerçekten büyüleyici bir şehir; eski yapılar gayet iyi bir restorasyon sürecinden sonra dimdik ayakta… Ayrıca çok güzel bir kent meydanı var. Adım attığınız her yer Üniversite; fakat bizim Apartman Üniversiteler ile karıştırmayalım gerçekten ilim yuvaları. Zaten Litvanyalılar eğitim dereceleri ile her zaman gurur duyuyorlar. Üniversite eğitimi noktasında Avrupa Ülkeleri arasında 1. sırada ve neredeyse herkes çift ana dal diplomaya sahip. Yine ismini şu an itibariyle hatırlayamadığım bir Üniversite’yi gezerken içerisinde bir Kilise olduğunu fark ettik; fakat bu Kiliseyi fark etmemizi sağlayan, bizi oraya çeken içeriden yükselen ezgiler idi. Orada bulunan yetkililere sorduğumuzda içeride İranlı bir sanatçının yarım saat sonra konserinin başlayacağını söylediler. Lakin içeriden duyduğumuz ezgiler İran’dan ziyade memleket kokuyordu. İçeri girdik ve bir de baktık karşımızda Erdal Erzincan. Erdal Üstadımız bir de Refik Başaran’dan “Cemalım” çaldı ki o an unutulmazlar arasına girdi bile… Karolina’nın rehberliğinde Vilnius gezimizi o günlük sonlandırdık ve Trakai’ye otelimize geri döndük.

Ertesi gün Trakai’de yine göl etrafında bir gezinti ile başladı. Kış soğuğunu hissettirmeye başlamış olmasına rağmen etrafta bol bol aynı Kapadokya’da olduğu gibi Çinli Turistler vardı, ilaveten bizde olmayan Japonlar da vardı. Japonlara Kapadokyalı olduğumu neden Türkiye’ye gelmediklerini sordum, aldığım cevap yine beni şaşırtmadı: çok gelmek istiyoruz ama İŞİD’ten korkuyoruz! Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak tekrar Japon dostları kazanmamız için acilen bu algıyı yıkmamız şart. Trakai’nin muhteşem göl manzarasında biraz daha vakit geçirdikten sonra Türkiye Dostu, Litvanya’nın Eski Türkiye Büyükelçisi Ekselansları Kęstutis Kudzmanas ve değerli eşi Egle Kudzmaniene ile görüşmek için tekrar Vilnius’a döndük. Litvanya ve Türkiye ilişkileri noktasında güzel bir sohbetimiz oldu. Kendilerine tekrar Kapadokya’ya gösterdikleri ilgi ve alaka için teşekkür ettim. Bu sohbet esnasında Bayan Kudzmaniene’nin de artık turizmci öğrendik ve çok mutlu olduk. Bayan Kudzmaniene artık Litvanya’da Ekonomi Bakanlığı’na bağlı olarak bulunan Turizm Departmanı’nda “Incoming” Daire Başkanı. Yıllık Türkiye’den Litvanya’ya giden turist sayısının yaklaşık 9000 kişi olduğunu varsayarsak kendisine ciddi destek vermemiz gerekiyor, inşallah Kapadokya heyeti olarak ilk adımı 2016’da atacağız.

Bu buluşmadan sonra aslında daha önce görüşmeyi planladığımız, fakat Gürcistan’da yaşanan uçak probleminden ötürü rötar yapan Trakai’nin Belediye Başkanı Sayın Edita Rudelienė, Sayın Karolina Narkevič ve Karolina Hanım’ın politikacı babası Sn. Jaroslav Narkevič ile akşam yemeğinde ünlü Tony Resort’da buluştuk. Çok keyifli geçen bir akşam yemeğinden sonra kahve faslına geçtiğimizde Jaroslav Narkevič’in sadece bir politikacı olmadığını, aynı zamanda Litvanya Meclis Başkan Vekili olduğunu öğrendim.

Artık Litvanya’da son günümüzdü ve son gecemizi Trakai yerine Vilnius Merkez’de bir otelde geçirdik. Kahvaltımızın ardından Vilnius’un tarihi caddelerinde biraz dolaştıktan sonra biz Türkler olarak uzak duramadığımız bir AVM’ye girip ufak tefek alışverişimizi araya sıkıştırdık ve peşinden Sayın Asta Stašaitytė-Masalskienė ile öğle yemeğinde buluştuk. Asta Hanım Litvanya’nın en Ünlü TV Siması. Otopark ile gideceğimiz restoran arasındaki kısa mesafede yüzlerce meraklı bakışa tanık olduk.

Kendisi bizi çok güzel bir İtalyan restoranında ağırladı. İtalya’da yediğimden daha iyi bir yemek yediğimi çok net söyleyebilirim ve de neden Vilnius’un İtalya dışındaki “en İtalyan Şehir” olarak anıldığını da anlamış oldum.

Asta Hanımı Alanya için geçmişte yaptığı gibi bir programı Kapadokya’da da yapması için davet ettim. Kendisi önce çok teşekkür etti; Kapadokya’ya da çok gelmek istediğini söyledi ama Alanya’dan otobüsle 10 saat sürdüğünü anlattıklarında vazgeçtiğini belirtti. AnadoluJet’in seferlerinden bahsedince kendisi bu sefer ikna oldu. Alanya’da bulunan yazlığında tekrar görüşmek üzere kendisiyle ayrıldık. Hemen ardından Vilnius Havalimanı’ndan yine Small Planet Airlines’a ait bir uçakla gerçekleşen uçuşumuzla 3 saat sonra rötarsız bir şekilde Alanya’ya indik.

Değerlendirme

Yazımın başlarında da bahsettiğim gibi neredeyse her 3 Litvanyalıdan 1’i Türkiye’ye gelmiş durumda ve bu oran her yıl artacak gibi durmaktadır. Litvanya’nın Türkiye’nin AB Üyeliğine destek veriyor olması bizim önemli bir avantajımız.

Litvanyalıların bizi cennet ülke olarak görmelerinden sahil kesimimiz, özellikle Alanya çok iyi şekilde faydalanıyor. Kültüre ve tarihe olan ilgilerini sahil turizmi ile birleştirdiğimiz anda, şahsen Kapadokya’nın da çok popüler bir turizm noktası olacağına şiddetle inanıyorum. Buradaki tek görünen engel ulaşım problemi! Bu problemi 2016’da devreye girecek günlük AnadoluJet Antalya-Kapadokya uçuşları kısa vadeli de olsa çözecektir ve iyi bir başlangıç olacaktır. Bununla birlikte Sayın Asta Stašaitytė-Masalskienė gibi Türkiye Dostlarının da Kapadokya’ya davet edilip kendilerine mutlaka bölge tanıtımı yapılmalıdır. Litvanyalı acente / tur operatörleri ile en başta Litvanya’da olmak üzere workshoplar düzenlenmeli; Kapadokyaya fam-tripler organize edilmelidir.

Son olarak, bu gezide bana eşlik eden ve bildiği tüm kapıları bana sonuna kadar açan Letonya’nın Alanya Fahri Konsolosu Sayın Nurkan Şaşmaz’a teşekkürü bir borç bilirim.