Kültür ve Turizm Bakanı Ömer ÇELİK, Nevşehir'i ziyaret etti.

    Almanya Başbakanı Angela MERKEL'in Türkiye ziyareti kapsamında uğrayacağı yerlerden biri olan Nevşehir'deki programına eşlik etmek için Nevşehir'e gelen Bakan ÇELİK, Hacıbektaş ilçesine uğrayarak Hacı Bektaş-ı Veli Külliyesi'ni ziyaret etti.

 

    Burada külliye içerisindeki Arslanlı Çeşme'den su içen Bakan ÇELİK, daha sonra Hacı Bektaş-ı Veli'nin türbesinde dua etti.

 

    Bakan ÇELİK, ziyaretinin ardından Nevşehir'e giderek Vali SAVAŞ'ı makamında ziyaret ederek şeref defterini imzaladı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İmralı'daki görüşmeler ile ilgili olarak, "Bu sürecin akamete uğramasını isteyenler Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerdir."

 

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İmralı'daki görüşmeler ile ilgili olarak, "Bu sürecin akamete uğramasını isteyenler Türkiye'nin büyümesini istemeyenlerdir. Bizim bölgemizdeki gelişmelere müdahil olmamız, Türkiye'nin bir bölgesel güç olması, Türkiye'nin dünyanın en başarılı ekonomilerinden bir tanesi olması, Türkiye'nin demokratikleşme açısından bir model haline gelmesi kuşkusuz dışımızdaki bazı odakları rahatsız ediyor" dedi.
 Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik, İmralı görüşmelerindeki son gelişmelere ilişkin, İmralı süreci ile ilgili her gün, bir sürü haber çıktığını ve vatandaşların, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ifade ettikleri dışında çıkan bazı spekülasyonlara, bazı aşırı haberlere, özellikle muhalefet partilerinin çarpıtmalarına itibar etmemelerini istediklerini söyledi.

 

Türkiye'de devletin yapısı üzerine, milletin birliği üzerine bir pazarlık ya da müzakere yürütülmediğinin altını çizen Çelik, "Türkiye, 30 yıldır çok ağır bir sürecin içerisinden geçiyor. Bu sürecin adı çözüm sürecidir. Bunun adının çözüm süreci olması çok önemlidir. Çünkü biz, Türkiye'nin üzerindeki çok ağır bir yükü kaldırmak üzere Başbakanımızın liderliğinde hükümet olarak bir inisiyatif yürütüyoruz. Milletin vasfı, milletin birliği, milleti millet yapan değerler tartışılmamaktadır. Her gün bir sürü spekülatif ya da doğru olamayan haberi muhalefet partilerinin liderlerinin dillerinden dinliyorum. Bu konuda herkesin hassas olması gerekir. Bu tip kanlı süreçlerin sona ermesi için, anaların ağlamaması için herkesin üzerine büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğu yerine getirirken de hepimiz şu anda tarihin içinden geçiyoruz ve tarih bize şahitlik ediyor" diye konuştu.

 

Bakan Çelik, herkesin söylediği söze dikkat etmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

 

"Özellikle vatandaşlarımız arasında etnik kışkırtıcılık anlamına gelebilecek, ırkçılık anlamına gelebilecek sözlerin bazı siyasilerden kaynaklanması çok kaygı vericidir. Dünyanın her yerinde bu tip süreçlerin bitirilmesi için çok büyük inisiyatifler geliştirildi. Bu inisiyatiflerin en büyük özelliği, bu tip büyük milli meselelerde iktidar ve muhalefet partilerinin tek bir ses olarak hareket etmesidir. Şimdi ise biz çok acımasız bir şekilde özellikle ana muhalefet ve MHP olmak üzere, BDP olmak üzere pek çok sorumsuz beyanla karşı karşıya kalıyoruz. Hükümeti, niyet ve amaçlarının dışında pek çok şeyle suçluyorlar.

 

Gerçekten milliyetçilikten bahsedenler, Türkiye milliyetçiliği etrafında kenetlenmelidir. Türkiye milliyetçiliğini, tarif edecek şekilde Türklük adına ırkçılık yapanlar Türklüğe zarar veriyorlar, Kürtlük adına ırkçılık yapanlar Kürt kimliği karşısındaki en büyük asimilasyon politikasını uygulamış oluyorlar. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Çerkez... bunların hepsi Anadolu'nun zenginlikleridir. Hepsinin üstünde büyük Anadolu kültürü ve bunun hepsinin üstünde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vardır. En önemli mesele üsluba dikkat etmektir. Her şey milletin önünde gerçekleşiyor. Hakikaten kim çözüm istiyor, kim çözüm istemiyor sadece söylediklerine bakarak bunu görmek mümkündür. Hep beraber göreceğiz. Bu millet tarih boyunca çok büyük badireleri hep beraber büyük bir basiretle atlattı. Allah'ın izniyle er ya da geç, bu çözüm sürecini de gerçekleştireceğiz, bu badireyi de atlatacağız."

 

-"Bunun adı çözüm sürecidir"-

 

Bu sürecin akamete uğramasını isteyenlerin Türkiye'nin büyümesini istemeyenler olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:

 

"Bizim bölgemizdeki gelişmelere müdahil olmamız, Türkiye'nin bir bölgesel güç olması, Türkiye'nin dünyanın en başarılı ekonomilerinden bir tanesi olması, Türkiye'nin demokratikleşme açısından bir model haline gelmesi kuşkusuz dışımızdaki bazı odakları rahatsız ediyor. Dolayısıyla, dışımızda rahatsız olan odakların bu tür çözüm süreçlerinin gerçekleşmemesi, Türkiye'nin ayağındaki yükün ağırlaşması şeklinde bir takım tavırları ya da istekleri olabilir.

 

Hepimizin dikkat etmesi gereken Türkiye'nin dışındaki bazı odakların Türkiye'yi yavaşlatma, tökezletme, Türkiye'nin hızını ağırlaştırma gayretlerini anlayabiliyoruz, ama Türkiye'nin içindeki muhalefet partilerinin Türkiye'ye muhalif dış odaklara hizmet edecek şekilde bir üslup ya da siyaset geliştirmemesi gerekir. Bunun adı çözüm sürecidir. Türkiye, kendisinin büyümesini, sosyal barışını, demokrasisini tehdit eden bir süreci vatandaşlarımızın gözünün önünde, son derece açık bir şekilde, hükümetin inisiyatif alması ile sona erdirmektedir. Burada 'Cumhuriyetçiyim' diyen varsa Türkiye Cumhuriyeti'nin şimdikinden daha da kuvvetlenmesini engellemek üzere bazılarının terörü kullanması karşısında, terörün sona erdirilmesi için Cumhuriyet hükümetinin gerçekleştirdiği bir inisiyatife destek vermesi gerekir. Gerçek Cumhuriyetçilik budur. 'Milliyetçiyim' diyen varsa, Türklük adına ya da Kürtlük adına ırkçılıktan vazgeçmesi gerekir. Gerçek milliyetçilik, Türkiye milliyetçiliğidir. Anadolu'daki ve Trakyadaki insanların topyekun demokrasiden faydalanmasını, bu ülkenin zenginliklerinden faydalanmasını temin etmektir. Dolayısıyla gerçekten birileri geçmişte Türk'ün, Kürt'ün, baş örtülünün kendisine başka bir kimlik ifade eden herkesin bu ülkede hakları gasp edildi."

 

-"Geçmişte Kürtlere de çok büyük yanlışlıklar yapıldı"-

 

Bakan Çelik, Türkiye'nin, çok sancılı süreçlerden geçtiğini ifade ederek,

 

"Geçmişte Kürtlere de çok büyük yanlışlıklar yapıldı. İnsanların dilleri, kültürleri, kimlikleri yasaklandı. Bu gün gerçekten birileri Kürtlerin temel hak ve hürriyetlerden, daha yüksek demokratik standartlarından faydalanmasını istiyorsa, gerçekten Kürt kimliğini savunma adına politika yapıyorsa, Kürt kimliğini savunma yaptığını söyleyenlerin de şu üsluplarına dikkat edin, ırkçılık mı yapıyorlar, siyasi radikalizm mi üretiyorlar ya da gerçekten Türkiye'nin birlik bütünlük içerisinde demokratikleşme içerisinde, demokratikleşme süreçlerine mi destek veriyorlar. Bu, milli birlik ve kardeşlik projesidir. Bu, bu ülkede akan kanın durması için üretilen bir çözüm sürecidir. Bunu, ırkçılıkla sabote etmeye çalışmak Türkiye'yi yavaşlatmaya, engellemeye ve zayıflatmaya çalışan dış odaklara hizmet eder. Irkçı dil kullanmak, Türkiye'ye hizmet etmez" değerlendirmesinde bulundu.