Sadece deniz kum güneş değil, tarihin en eski çağlarından bu yana içinde barındırdığı tarihi, kültürel ve dinsel nitelik bu gün birer miras olarak bize kalmış durumda. Bu miras en iyi şekilde sürdürülebilir turizm anlayışı doğrultusunda turizme hizmet etmeli ve tanıtılmalı.
Bir eseri korumak geleceğe karşı ne kadar büyük bir sorumluluk ise eserin doğru tanıtımı da o derece önemlidir. Bu sebeple ülkemizde yıllar sonra (kör topal) bir meslek yasasına kavuşmuş ve icra edenlerin ciddi anlamda birer bilgi kütüphanesi olduğu rehberlik mesleği mevcut. Şimdi uzun uzun rehber nasıl olunur hangi özelliklere sahip olması gerekir falan diye anlatmayacağım. Çünkü profesyonel kokartlı rehberlerin çoğunda bu özellik zaten mevcut. Fakat işin garip kısmı ülkemizde herkesin rehberlik payesinden nasiplenebilmesi, üst mercilerin buna gıkını çıkaramaması veya destek vermesi.
Türkiye'de her geçen gün alternatif bir rehberlik alanı çıkıp meslek profesyonelleri inatla hiçe sayılıyor. En son Nevşehir'de kılavuzluk duyurusu ardından pek çok sosyal ortamda rehberler bu konu ile ilgili rahatsızlıklarını dile getirmekte.
ALAN KILAVUZLARI
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Göreme Milli Parkı için alan kılavuzluğu eğitimi açmakta. Toplamda 18 gün eğitilecek ve en az lise mezunu olacak adaylar bu milli parkta alan kılavuzluğu yapmaya başlayacak.
18 günde ismi rehber olmasa da rehberin yaptığı işi yapacak elemanlar yetiştiriyoruz. Bu durum yıllardır Çanakkale'de işlemekte ve bölgedeki tüm rehberler bu durumdan ciddi anlamda rahatsızken şaka yapar gibi başka alanlara kılavuz açmak nasıl bir mantık anlamış değilim, Var olan tam donanımlı bir potansiyel varken, Onları kullanmak onlara istihdam sağlamak varken neden yeni vasıfsız bir şeyler ortaya çıkartılmaya çalışılıyor,Onu da anlamak ayrı bir sorun.
Kaynak: www.turizmhaberleri.com ve Tolga Fahri Çakmak
