NEVŞEHİR(MHA) Geçtiğimiz günlerde ilimiz Nevşehir'de düzenlenen, Türkiye’de ilk kez Nevşehir’de gerçekleştirilen Turizm-Sağlık ve Hukuk Sempozyumu aralarında Avanos Belediyesi Başkanı İsmet İnce, Anatolian Balloons Genel Müdürü Mahmut Sami Uluer, Kapadokya Dedeman Oteli Genel Müdürü Gündüz Yeşil’in, uluslararası katılımcı ve konuşmacılarında bulunduğu 400 kişinin katılımıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti.

Açılış konuşmaları Mahmut Sami Uluer’in konuşması ile başladı.Sempozyumun Kapadokya’da yapılmasının önem arz ettiğini söyleyerek, Kapadokya nın, Tarih, Kültür ve İnanç Turizmi değerleri açısından Dünyada tek olduğunu ifade etti. Önemli bir Termal Turizm merkezi olduğu, binlerce yerli ve yabancı turistin, balonla Kapadokya semalarında ağırlandığını belirtti. Bir kilometre taşı olacağına inandığı sempozyumun yalnızca bilimsel ve akademik çerçevede kalmaması uygulamaya geçmesi için de ayrıca çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi. Sempozyum eş başkanı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi dekanı Prof. Dr. Zeynep Aslan turizmin dünya genelinde hızlı bir gelişme gösteren sektör olduğunu belirterek, Turizm, ülkelere sağladığı sosyal, kültürel ve ekonomik katkılar nedeniyle, üzerinde önemle durulan bir sektör haline geldiğini söyledi. Dünya ‘da önemli üç temel alanın ortak bir bilimsel program çerçevesinde Türkiye’de ilk kez buluşturulması ve bu buluşmaya ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek konuşmasını bitirdi. Türk Sanayici İşadamları Vakfı (TÜSİAV) başkanı Veli Sarıtoprak açılış konuşmasında Turizm gibi gönüllük ve hizmet esasına dayanan sivil toplum kuruluşlarının önemini ve ilk olma özelliği ile önemi bir kat daha artan bu sempozyumda sivil toplum kuruluşları konusunun turizmin temel konuları arasında yer almasının gerekliğini belirtti. Son olarak açılış konuşması yapan Kosova Anayasa Mahkemesi Üyesi Dr. Altay Suroy, eski Osmanlı toprağı olan ve bugün resmi dili Türkçe olan ve Türkiye’den iki ülke mesafede ki Kosova’da yaşayan Türkleri temsilen alanında ilk olan bu sempozyumun herkese faydalı olmasını dile getirerek konuşmasını tamamlandı. Açılış konuşmalarının ardında Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı, Ölüme Felsefi Bakışlar konulu sunumunda bir mucize olan ve milyonlarca olasılıktan sıyrılarak Dünya’ya gelen insanoğlunun, ölümünün tıbbi boyutunu sonrasında ise bu sürece filozofların bakış açılarını anlattı. 1.Oturum Tüm Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur başkanlığında başladı. Oturumun ilk konuşmacısı Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, “Turizmde Gıda Güvenliği konulu sunumunda Ülkemizin turizm konusunda büyük bir potansiyeli mevcuttur. Yaz ve kış sezonu toplamı yaklaşık 30 milyon turist ülkemiz ziyaret etmektedir. Bu turistlerin can ve gıda güvenliği ülkemiz için çok önemlidir. Bu açıdan hem işletmelere ve hem de turizm acentelerine görev düşmektedir. Uzmanlık gerektiren gıda konusunda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile işbirliği yapılarak gıda güvenliği konusunun sürekli izlenme ve denetlenmesi zorunludur. Bu şekilde gelen misafirlerimiz daha memnun ayrılacak ve yeni turist gelmesine olanak verilecektir.” Diyerek genel hijyen kurallarına, mekan şartlarına, iş yeri davranış ve kuralları ile personel eğitiminin önemine dikkat çekti. Oturumun ikinci konuşmacısı Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep ASLAN, Termal Turizm İşletmelerinde Hizmet Standartları konulu sunumunda “günümüzde insanlar, sağlıklarında düzenli bir gelişme sağlamayı amaçlarken aynı zamanda tatil ihtiyacını da karşılamak istemektedirler. Bu nedenle termal tedavi uygulaması ile tatil ihtiyacının birleştirilebildiği merkezlere yönelik talep dünyada ve Türkiye’ de artma eğilimindedir. Öncelikle termal turizm işletmelerinde sunulan hizmetin hammaddesini oluşturan termal sularla ilgili standartların belirlenmesi ve daha sonra hizmetin gerçekleştirileceği işletmelerin uygun fiziksel standartlara sahip olması gerekmektedir. Termal turizm büyük ölçüde tıp ve turizm bilimlerinin iç içe olduğu bir turizm türüdür. Bu nedenle bu turizme hizmet eden termal turizm işletmeleri ile ilgili standartların oluşturulması amacıyla, Sağlık ve Turizm Bakanlıklarının ortak çalışması ile “Termal Turizm İşletmeleri Sınıflandırma ve Nitelikleri Yönetmeliği’ nin” en kısa zamanda hazırlanarak uygulamaya konması gerekmektedir” dedi. Oturumun üçüncü konuşmacısı Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçdarslan, Diş Sağlığı Turizmi konulu sunumunda “dental turizm; hastaların ağız bakımlarını ve diş tedavilerini gerçekleştirmek amacıyla başka ülkelere yaptıkları ziyaretlerdir. Bu hasta hareketliliğinin iki yönü vardır. Bunlardan birincisi ve günümüzde belki de en geçerli olanı; gelişmiş ülkelerde yaşayan ve kendi ülkelerindeki sağlık kurumlarının kendisine mükellef bir tedavi hizmeti sunabilecek durumu olan hastaların, bu hizmetleri aynı kalitede daha ekonomik koşullarda alabilme arzusudur. İkincisi ise; ekonomik durumu iyi olup, kendi ülkelerindeki sağlık hizmetlerinin kalitesinin yetersizliğinden, ulaşılabilir tedavi seçeneklerinin azlığından dolayı bu bireylerin dental tedavilerini gelişmiş ülkelerde ve çağdaş normlarda tamamlatma çabasıdır. Dental turizmin pek çok avantajı ve dezavantajı bulunmaktadır. Dental turizm sadece bireylerin değil, devletlerin de ekonomisini ilgilendiren önemli bir sektör hâline gelmeye başlamıştır. Hedef kitleyi belirlemek ve iyi stratejiler geliştirmek için SWOT Analizi yapmak; alanın güçlü, zayıf yönlerini, çevreden kaynaklanan fırsat ve tehditleri belirlemek son derece önemlidir” dedi. 2.Oturum Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık başkanlığında gerçekleşti. Oturumun ilk konuşmacısı Ankara Üniversitesi Beypazarı Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Timur Gültekin, Turizm Antropolojisi konulu bildirisinde “Turizm, insanların bir yerden başka bir yere yolculuk etmesi anlamına gelen seyahat hareketiyle başlar. Her seyahat turizm hareketi değildir; ancak her turizm hareketi bir seyahati gerektirir. Seyahatin tarihi insanoğlunun merakıyla başlamıştır. Tekerleğin icadıyla, ilk büyük keşif yolculuklarına çıkılmaya başlanmıştır. Turizm açısından Anadolu’da gerçekleşen seyahatlerin Hititlere kadar uzanmaktadır. Anadolu her dönemde birçok uygarlığın ilgisini çekmiştir. Anadolu toprakları üzerinde yaşayan Yunan, Roma ve Bizans dönemlerinde de seyahatleri görülmektedir. Selçuklular döneminde ise han ve kervansaraylar göç eden insanlar için tarihin önemli mekanları arasında gösterilirler. Sonuç olarak antropoloji alanında yeterli altyapıya ve antropoloji bilgisine sahip personelle, mağara turizmi, termal ve sağlık turizm, kongre turizmi, kültür turizmi ve eko-turizm gibi alanlarda gelişme sağlaması mümkündür” dedi. Oturumun ikinci konuşmacısı Kosova Anayasa Mahkemesi Üyesi Altay Suroy, Uluslararası Turizm Hukuku konulu sunumunda “Hızlı gelişen turizmin geleneksel anlayış ve ilişkilerinin hukuk normlarına yerleştirerek yazılı kurallara göre düzenlenmesi bir ihtiyaçtır. Örf, adet ve gelenek hukuk kuralları; turizm ilişkileri ile ilgili konuları çözmek için iki ülkenin aralarında yaptığı iki taraflı anlaşmalar ve İkiden fazla devletin imza koymasıyla yapılan çok taraflı anlaşmalar Turizm Hukuku’nun uluslararası kaynaklarıdır. Uluslararası Turizm Hukuku, turizm ile ilgili ilişkileri düzenleyen Uluslararası Turizm Birliği (AIT) ve Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), Uluslararası Sosyal Turizm Bürosu (BITS), İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Turizm Komitesi, İslam Konferansı Örgütü (İKO), Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ), Uluslararası Hava Ulaşım Birliği (IATA ) Amerikan Hotel ve Motel Birliği (AH&MA), Dünya Seyahat Ajansları Derneği (WATA), Uluslararası Denizcilik Örgütü, Uluslararası Demiryolları Ulaşım Örgütü gibi kuruluşların sözleşmelerinin, tüzüklerinin ilgili hükümleri oluşturmaktadır.” dedi. Kosova Anayasa Mahkemesi Üyesi Altay Suroy; Evliya Çelebi ve seyahatnamesinin Turizm Fakültelerinde ders olarak okutulması ve Evliya Çelebi Enstitüsünün kurulması önerisinde bulundu. Oturumun son konuşmacısı TÜSİAV Başkanı Veli SARITOPRAK, Turizm ve Sivil Toplum konulu bildirisinde “STK’ lar; yurttaşların ortak paydada (ortak çıkar, ortak bakış, ortak duyarlılık ve ortak talep gibi) temelinde bir araya geldikleri devletin dışında örgütlendikleri dernek, vakıf, platform, birlik, insiyatif ve girişim gibi yapılardır. Turizm sektörü içinde STK’ lar bir çok pozitif roller üstlenebilirler. En başta yerel halkın yeteneklerinin geliştirilebilmesi, yerel ürünlerin tanıtımı, destinasyon tanıtımı ve reklamı, yerel halkın turizmle ilgili varsa önyargılarının değiştirilmesi ve olumlu etkilerin geliştirilmesi ve turizm sektöründeki mevcut otel, tesis ve işletmecilerin ortak paydada örgütlenebilmeleri de bu sektöre STK’ ların olumlu katkıları olarak sayılabilir.Turizm sektörüne STK’ ların katkısı şu başlıklar altında incelenebilir; bölgedeki örnek ( Nevşehir, Ürgüp, Göreme ) turizm paydaşları arasında koordinasyonu sağlamak, tek sesliliği yaratır. Bölgedeki turizm gelişimi konusunda liderlik yapmak, yerel halkın haklarına ve turizm endüstrisinin gerekliliğine dikkat çekmek, kamuoyu oluşturmak, turizmin gelişimine destek sağlar. Bölgeye gelen ziyaretçilere yönelik danışma ofisleri kurmak, gelen ziyaretçilere bölge ile ilgili bilgi desteği sunmak, bölgeye ziyaretçi çekmek için her türlü tanıtım ve reklam çalışmalarını yapmak, broşür hazırlamak ve dağıtmak gibi, bölgede turizm ile ilgili kongre, konferans ve çalıştay benzeri bilimsel toplantılar organize edebilirler. Bölgede sürdürülebilir bir turizm rekabetçiliğine katkı sağlanması için AB fonlarına müracaat edilebilir ve sağlanacak dış kaynaklarla turizm faaliyetlerinin devamlılığı sağlanabilir. Yerel halkın eğitimine yönelik çalışmalar yapılabilir. Doğal çevrenin korunmasına yönelik çalışmalar yapılabilir. İlgili bakanlık ve kamu otoriteleri ile bölge için işbirliği, güçbirliği ve koordinasyon çalışmalarını yürütebilirler” dedi. TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak yaşlı ve yaşlı bakım turizmine önem verilmesi gerektiğini söyleyerek, 6 milyon turistin bıraktığı parayı 1 milyon yaşlı turistin bıraktığını belirtti ve bu geleceğin sektörüdür dolayısıyla ders olarak okutulmalıdır önerisinde bulundu. 3. Oturum Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Muharrem Özen başkanlığında yapıldı. Oturumun ilk konuşmacısı Erciyes Hukuk Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Doğan, Yolcuların Getirdiği Eşyalardan Dolayı Otel İşletmecisinin Sorumluluğu konulu sunumunda” konaklayanlara ait eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınması halinde bundan kimin sorumlu olacağı çeşitli hukuk sistemlerinde özel olarak ele alınmış ve genellikle otel ve benzeri tesisi işletenin kusursuz sorumluluğu kabul edilmiştir. Türk Hukukunda da, otel işletenin konaklayanlara ait eşyanın yok olması, zarara uğraması veya çalınmasından doğan sorumluluğu özel hükümlerle düzenlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 576 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş bulunan otel işletenin sorumluluğunu ve kanun koyucu, bu sorumluluğun ağırlığını dikkate alarak, sorumluluğu sınırlamıştır veya bazı şartların varlığı halinde tamamen kaldırmıştır. Sınırlamaların başında gelen, otel işletenin günlük ücretin üç katına kadar sorumlu olması esası, günümüzde otelde kalacakların yanlarında taşıdıkları eşyaların değeri dikkate alındığında yetersiz kalmaktadır ve bunun biraz artırılmasının ve hâkime zarara uğrayan eşyanın değerini de dikkate alarak öngörülen miktarı aşmamak kaydıyla tazminata hükmetme yetkisi verilmesi yerinde olacaktır” dedi. Oturumun ikinci konuşmacısı Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşaviri Av. Cahid Doğan, Turistlere Yönelik Cinsel Saldırılar ve Hukuki Durum konulu sunumunda “Turizm sektöründe çok farklı kültürden insanlar; müşteri veya çalışan olarak bir araya gelmektedir. Farklı kültürden gelen müşteri ya da çalışanlar arasındaki düzeni sağlayan etik kurallardır. Meselâ, konaklama işletmesinin bildirdiği standartları müşteri hizmetine sunması, su borularından paslı su akmaması, açık büfe yemeklerde kalite standartlarına uygun yiyecek ve içecek hizmeti sunma, çalışanların müşterilere karşı ya da müşterilerin birbirlerine karşı cinsel dokunulmazlığına saygı duyması gibi. Cinsel suçlar, diğer suçlardan farklı olarak insan onuruna yönelmiş, aşağılayıcı suçlar olduğundan affedilmesi mümkün olmayan ya da toplumda derin etkiler oluşturan suçlardır. Cinsel suçların mağduru insandır. İhlal edilen değer ise, şahsın cinsel hürriyetidir. Bunun yeni TCK ikinci kısım altıncı bölümde kişilere karşı suçlar değil de, özgürlüğe karşı suçlar kısmında düzenlenmesi gerekirdi. Kural olarak reşit olan ve rızasıyla cinsel hayatını düzenleyenler açısından mesele bulunmamaktadır. Ensest ilişkide dahi rıza çerçevesinde mağdur 18 yaşından büyükse cezalandırılmamaktadır. Turizm sektöründe, öncelikle eğitimli personel çalışmalıdır. Cinsel dokunulmazlığı ihlal edilen turistler çoğunlukla resmi makamlara konuyu iletememektedirler. Şikâyet mercileri hakkında sözel ya da yazılı olarak bilgilendirmek gerekir” dedi. 4.Oturum Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Aslan’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumun ilk konuşmacısı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku AD Başkanı Prof. Dr. Muharrem Özen, Turizm Ceza Hukuku konulu bildirisinde “ turizm sektörünün, faaliyetlerini gerçekleştirmesi esnasında ceza hukukunu ilgilendiren pek çok suç tipiyle karşı karşıya kalınması mümkündür. Gerçekten turizm sektöründe çalışan personel ve hizmet sunulan turistlerin birbirleri aralarında ya da her grubun kendi arasında gerçekleşen fiiller Türk Ceza Kanunu anlamında bazı suç tiplerine yer verebileceği gibi sunulan hizmete bağlı olarak bazı fiillerin ceza hukukunu ilgilendirmesi söz konusu olabilmektedir. Bilişim suçları, özel hayata ve hayatın gizli alanlarına dair suçlar, hayata ve vücut bütünlüğüne karşı suçlar, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, hürriyete karşı suçlar, malvarlığına karşı suçlar, çevreye karşı suçlar, belgede sahtecilik suçları, genel ahlaka, ekonomiye, sanayi ve ticarete karşı suçlar ile adliyeye karşı suçlardır” dedi. Oturumun ikinci konuşmacısı Tüm Öğretim Elemanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur, Turizm Bölgelerinde Halk Sağlığı ve Hijyen konulu bildirisinde “Turizm sözcüğü ilk olarak İngilizler tarafından Avrupa kıtasına yapılan yolculuklar için kullanılmış daha sonra tüm geziler için kullanılmaya başlamış oradan da tüm dünya dillerine yayılmış bir kavramdır. Turizm, insan sağlığına olan katkısı yanında, insanların bilgi görgü dağarcığını zenginleştirmek, insanlar arası ilişkileri ve dostluğu pekiştirmek ve hatta insanlar arası yardımlaşmayı sağlamak gibi birçok yararı da birlikte getirmektedir. Ancak, tüm bu olumlu yönlerine karşılık, turizm sektörü hijyenik koşullarda hizmet vermez ise, hem turistin hem de turizm sektöründe çalışanların ve sektörün içinde bulunduğu toplumların giderekten tüm insanlığın sağlığına büyük zararlar verebilir. Dünya’da yapılan turizm faaliyetlerine ve turist sayısına bakıldığında turizm ve halk sağlığı birbirini etkileyen ve yakın ilişkide olan iki alandır. Turizm fakültelerinde yöntembilim derslerine daha çok yer verilmeli, fakültelerde bilimsel saha araştırmaları ile gelişime katkı verilmelidir.” Dedi 5.Oturum - Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aziz Gökhan Özkoç’un başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumun ilk konuşmacısı Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ebru Güneren, Nitelikli Otellerin Belgelendirilmesinde Davranışsal Kalite Sorunları sunumunda: “Karşılaştırmalı Bir Mevzuat İncelemesi konulu sunumunda Günümüzde turist kabul eden ülkelerin içinde bulunduğu rekabet, onları sadece doğru ve etkin tanıtım faaliyetleri ve dağıtım stratejileri kurmak değil, sundukları turizm ürününü mükemmelleştirme konusunda da güdülmektedir. Bu açıdan, gerek kamu otoritesi gerekse de turizm ile ilişkili meslek örgütleri düzenleyici ve denetleyici bir rol üstlenmektedirler. Ancak, ülkemizde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürütmekte olduğu Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik, otellerin farklı yıldız düzeylerinde taşımaları gereken asgari nitelikleri yalnızca ürün merkezli bir yaklaşımla ele almakta ve öz ürünün hizmet olduğu gerçeğini göz ardı etmektedir. ülkemiz otellerini belgelendirmek ve sınıflandırmak amacıyla yürürlükte bulunan Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik kapsam maddesinde belirtilenin aksine hizmet kalitesi ve personelin nitelikleri konularındaki ölçütler açısından oldukça yetersizdir. Yıldız alabilmek için gerekli asgari koşulları belirlemek amacı taşıyor olmasına rağmen, hizmet kalitesine ilişkin asgari koşulların dört ve beş yıldızlı otel kategorilerinde eğitimli personel yüzdeleri ile sınırlı kalıyor olması günümüz gereklerinden ve gerçeklerinden uzaktır denilebilir. Bir otel işletmesinde verilen hizmetin kalite düzeyi elbette ki, o otelin yönetimin sorumluluğundadır ancak turist kabul eden ve dış turizm gelirleri GSMH’ da önemli bir yere sahip olan ülkemizin bir turizm destinasyonu olarak imajı da tekil olarak bu işletmelerde verilen hizmetin kalitesinden bağımsız düşünülemez. Bu açıdan bakıldığında, Kültür ve Turizm Bakanlığı otel işletmelerinin hizmet kalitesini arttırmak konusunda öncü bir rol üstlenmelidir” dedi. Oturumun ikinci konuşmacısı Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Arş. Gör. Şule Ardıç Yetiş, Turizm İşletmelerinde Mobbing Sorunları ,Sorunun Sağlık ve Hukuk Açısından İncelenmesi konulu sunumunda “ekonomik gelişmelerle birlikte daha da güçlenen rekabet ortamı, örgütlerin çalışanlarına baskı yapmalarına ve onları daha çok çalışmaya yönlendirmelerine sebep olmaktadır. Çalışanlar örgütün isteklerine cevap verebilmek uğruna, strese girmekte ve bu durum da örgütte çatışma ortamı oluşmasına neden olmaktadır. Çalışma ortamındaki huzursuzlukların çalışanlara geri dönüşümü ise ne yazık ki psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar şeklinde kendini göstermektedir. Mobbing’in kavram, sağlık, hukuk, örgütsel ve bireysel mücadele açısından değerlendirmesini yapan Arş. Gör. Ardıç Yetiş, mobing çalışma hayatında rastlanan basit bir çatışmadan çok daha fazlasıdır “dedi. Oturumun ikinci konuşmacısı Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsünden Uzm. Psk. Sevgi Güney, Turist Psikolojisi konulu bildirisinde “Bireyin tatil ve yolculuklarla ilgili beklentileri, bunlardan ortaya çıkan doyum düzeyi, tatili ve/veya seyahati boyunca tutumları davranışları, gittiği yerlerdeki sosyal davranışları, iletişim ve ilişki örüntüleri, ve bu sosyal repertuara neden olan her şey turist ve turizm psikolojisinin konusudur. Turistik hareketler büyük ölçüde psikolojik motivelerden kaynaklanmakta ve biçimlenmektedir. Turist psikolojisinde önemli yeri olan turist motivasyonu ile ilgili birçok çalışma bu çerçeve de sadece Maslow’ un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramına temellenmez aynı zamanda Bandura’ nın sosyal öğrenme teorisini de dikkate alır. Kuramdaki 6 temel ilke olabildiğince turist psikolojisinin bileşenleri olarak hayata geçirilmeye çalışılır. Böylece turist psikolojisi, bireysel ve psikososyal motivasyon ve öğrenme kuramlarının turistik işletmeler ve bu alanda hizmet veren profesyonellerin eğitiminde daha elverişli koşulların yaratılmasına katkıda bulunması koşulu yerine getirilmiş olur” dedi. 6.Oturum Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Bekçi başkanlığında yapıldı. Oturumun ilk konuşmacısı Ankara Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsünden Biomüh. Emine Firdevs Yıldırım, Turizm ve Biyogüvenlik konulu sunumunda 5977 Sayılı biyogüvenlik kanunu ve amacını, Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine ek olarak kabuledilen Cartagena Biyogüvenlik Protokolü ile bu protokole ek olarak kabul edilen Sorumluk Ve Giderime İlişkin Nagoya-Kuala Lumpur Protokollerinin içeriklerini anlattı. Biomüh. Yıldırım, biyogüvenlik kanununda temel olarak vurgulanan genetik yapısı değiştirilmiş organizma nedir, nasıl olur ve üzerine yapılmış akademik çalışmaları belirtti. Ayrıca turizm ve biyogüvenlik konusunun GDO ile sınırlandırmanın doğru olmadığını vurgulayan Biomüh. Yıldırım, ülkemiz turizm bölgeleri ve endemik bitki ve hayvan tür haritalarının karşılaştırıldığında birebir çakıştığını belirtirken biyo kaçakçılık yaparken yakalanan kişilerin ülkemize turist olarak girdiklerine ve taşıdıkları özel ekipmanlara bunların dikkatli işletmeciler, rehberler ve vatandaşlar tarafından fark edilebilir olduğunu söyledi. Biyogüvenlik kanununun kabulü ile amaç canlıların yaşamını güvence altına almak ve dolayısıyla ülke ekonomisini, ekolojisini, kültürünü, tarihini ve halk sağlığını korumaktır. Dedi ve şöyle devam etti “İşte amaçları bu kadar önemli olan biyogüvenlik konusunda hizmet sektörü çalışanlarına, vatandaşa ve özellikle her iş kolunda turizm sektörü çalışanlarına sosyal görevler düşmektedir. Bu bilinç ve farkındalığın oluşturulması ile hedeflenen turist sayısına, ekonomik güce, ülkesinin doğal kaynaklarını bilime kazandıran ve bu kaynaklar ile ilaç, tarım, kimya, tıp ve teknoloji alanlarının ihtiyacına cevap verebilen ve dışa bağımlılığı kademeli olarak azaltabilen ve hatta buradan gelir elde ederek ekonomiyi destekleyebilen ve tüm bunları yapabilmesi için sağlıklı gıdalarla beslenen nesillere ulaşılabilir”. Oturumun ikinci konuşmacısı Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesi Arş. Gör. Sevim Kül, Turizm, Rekreasyon ve Sağlık Amacıyla Kapadokya Bölgesi’ nde Jeotermal Enerji Kaynaklarının Kullanımı konulu bildirisinde “Kozaklı Termal Kaplıcaları üzerine kaptıkları çalışmayı aktardı. Arş. Gör. Kül çalışmanın yapıldığı kaplıcaya ait doğal ve kültürel kaynak verilerinin ve ziyaretçi özelliklerinin derlenmesi ve değerlendirilmesi bir veri tabanının oluşmasını sağlamış, daha sonraki çalışmalar için önemli bir kaynak olacağı düşünülmüştür. Gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde kaplıcaların tıbbi faydasının yanında yapılacak ulusal ve uluslararası düzeyde etkin bir tanıtım ve pazarlama faaliyeti ile iç ve dış turistlerin bir rekreatif etkinlik olarak ilgi odağı haline getirilebileceği belirlenmiştir dedi. 7.Oturum Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş başkanlığında gerçekleştirildi. Oturumun ilk konuşmacısı Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdal Yerdelen, Yabancıların Mağdur ve Sanık Olmaları Durumunda Soruşturma konulu sunumunda “Yabancılara uygulanacak hukuk kuralları devletlerin egemenlik hakları ile bağlantılı olarak mütalaa edilmektedir. Her ne kadar teoride devletlerin egemenlik anlayışlarına ilişkin geçmiş yıllarda yapılmış olunan tanımlamaların dışında yeni yaklaşımlar ortaya çıkmış olsa da cezalandırma yetkisi bakımından devletlerin egemenlik alanlarının içinde yargı yetkisini kullanmaya devam edecekleri ortadadır. Hukukun temelini teşkil eden beşeri ilişkilerin yanında hukuki ihtilafları da doğuracağı aşikârdır. Bilhassa ülkemizin turizm kaynakları bulunduğu coğrafya itibarı ile göç dalgalarına maruz kalması göz önünde bulundurulursa yabancıların şüpheli, sanık veya mahkûm olması halinde kendilerine uygulanacak hükümler başka bir önem arz etmektedir. Diplomasi dokunulmazlıkları olan veya NATO Sözleşmesi kapsamında Türkiye’de bulunan yabancıların işlemiş oldukları suçlar sebebiyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılması ilgili sözleşme içeriklerine göre düzenlenmektedir. Bu istisnalar dışında yabancı şüpheli hakkında soruşturmaya başlanması ve devamı konusunda herhangi bir istisna hükmü söz konusu değildir. Türkiye’de suç işleyerek yabancı bir ülkeye kaçmış olan kişinin o ülkeden iadesi de uluslararası sözleşmeler ve bu kişinin bulunduğu ülke ile Türkiye arasında suçluların iadesi konusunda imzalanmış sözleşmeye göre olacaktır” dedi. Oturumun ilk konuşmacısı Nevşehir H.B.V. Üniversitesi Turizm Fakültesinden Arş. Gör. Yusuf Karakuş, Destinasyon Karşıtlığına Neden Olan Hukuki Suçlar Üzerine Bir İnceleme konulu bildirisinde “büyük bir turizm potansiyeline sahip bir ülke olmasına rağmen, Türkiye talebin özellikleri ve miktarı açısından hak ettiği noktada değildir. Bu konu ile ilgili olarak literatür incelendiğinde yoğun olarak ziyaretçilerin destinasyona çekilme yöntemleri üzerinde durulduğu görülmektedir. Çalışmamız kapsamında destinasyon reddine neden olabilecek 15 unsur tespit edilerek AHP yöntemi kullanılarak bu unsurları destinasyon reddi davranışı açısından önem dereceleri bulunmuştur. Bunlar; Ülkedeki ekonomik istikrarsızlıklar, Ülkedeki ya da yakın çevredeki terör olayları, Destinasyonda suç oranının yüksek olması, Ülkede insan haklarına verilen önem az olması, Doğal çevreye verilen önem verilmemesi, Destinasyonu tercih eden diğer ziyaretçilerin profili, Destinasyonun gereksiz pahalı olması, Ülke açısından algılanan sağlık riskleri fazla olması, Turistik ürünün belli bir kesime hitap ediyor olması, Yerel haklın sosyo-kültürel yapısı, Yerel halkta hakim olan dini inanç ve din kültürü, Yerel haklın kullandığı lisan, Tur operatörleri ve seyahat acentelerinin yanlı faaliyetleri, Turistin yaşadığı ülke ile destinasyonun bulunduğu ülke arasındaki düşmanlıktır” dedi. Oturumların ardından yapılan değerlendirme kapsamında konuşmacılar ve katılımcılar tarafından sempozyumun son derece başarılı ve faydalı bir multidisipliner sempozyum olduğunu vurgulandı. Sempozyumun sosyal programında Kırşehir Kaman Japon Bahçesi, Kalehöyük Müzesi , Kırşehir Cacabey Medresesi ve Ahi Evran Külliyesi; Nevşehir Ürgüp, Avanos, Uçhisar, Ortahisar, Ebru Sanatı Atelyesi, Göreme Açık Hava Müzesi, Aksaray Eğri Minare, Somuncu Baba Külliyesi, ve Tuz Gölü ziyaretleri gerçekleştirildi.