11. Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferansı, turizm sektöründe yaşanan krizi Kapadokya destinasyonu özelinde incelemek ve kriz yönetimi bağlamında olası çözümleri ortaya koyabilmek amacıyla 9-10 Aralık 2016 tarihlerinde Dinler Otel’de düzenleniyor.

Kriz yönetimi önemli bir yönetim fonksiyonudur. Krizde en önemli unsur, yaşanılan durumun yöneticiler tarafından ‘kriz’ olarak doğru bir şekilde tanımlanmış olması ve plan dâhilinde yönetilmesi.

Bir diğer önemli unsur ise akıllı telefonu ve internet erişimi olan herkesin doğrudan bir haber kaynağına dönüşebildiği, dijital teknolojiler sayesinde herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan anında milyonlarca insana ulaşabildiği günümüzde kurulan iletişim.

Kontrol edilemeyen dış faktörlerden dolayı krizleri önlemenin her zaman mümkün olmadığını ancak doğru bir kriz yönetimi ile hasarın en aza indirgenebileceğini vurgulayan Turist Rehberliği Program Başkanı Seden Edgü, kriz yönetiminin iki temel bileşenden oluştuğunun altını çiziyor: “Bu bileşenlerden bir tanesi iç süreçlerdir. İç süreçleri; araştırma ve raporlama faaliyetlerinin harekete geçirilmesi, değerlendirme, kriz yönetiminin ve krize özel iletişim stratejilerinin belirlenmesi, bilgi akışının sağlanması ve medya takibi gibi alt başlıklar altında toplayabiliriz.

Dış süreçleri ise kurumsal ve toplumsal bilgilendirme, kamu yönetimi, toplum ve STK’lar ile kurulan ilişkiler, medya ilişkileri ve şikâyet yönetimi olarak özetleyebiliriz.”

Krizlerin bir yangına benzetilebileceğini ifade eden Edgü, kriz iletişim planlarının da yangın söndürme stratejilerine benzetilebileceğini sözlerine ekliyor: Yangınlarda genellikle ilk akla gelen ve en yaygın müdahale yöntemi yangın alanına bolca su sıkmaktır. Kurum, kuruluş veya markalar ellerindeki tüm iletişim araçları ile suçsuzluklarını, haksızlığa uğradıklarını anlatmaya çalışır. Bunun için gazetelere tam sayfa ilanlar verilir meselâ… Bir başka strateji ise genelde orman yangınlarında uygulandığı gibi yangını sınırlamaya çalışmaktır. Bu yaklaşımı ‘yanan yanar, kalan sağlar bizimdir’ şeklinde özetlemek de mümkün. Bir diğer strateji ise yangını ihtiyaç duyduğu oksijeni bitirecek daha büyük bir yangın veya patlama ile söndürmeye dayanır ve bu yöntem özellikle petrol kuyularında çıkan yangınlarda uygulanır. Bu durumda krize muhatap olan kurum veya kuruluşun bizzat kendisi, krizin etki alanını planlı ve kontrollü bir şekilde büyütür. Kriz konusu ile bağlantılı değerlerin reddi veya farklı bir paradigma ile yeniden tanımlanması şeklinde özetleyebileceğimiz dördüncü strateji ise genel olarak çok fazla tercih edilmez. Gerçekler ile örtüşmeyen hiçbir algı çalışmasının uzun vâdede olumlu sonuçlar getirmediğini de hatırlatan Seden Edgü, 11. Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferansının ülkemizde turizm sektöründe yaşanan krizi Kapadokya destinasyonu özelinde incelemek ve kriz yönetimi bağlamında olası çözümleri ortaya koyabilmek amacıyla 9-10 Aralık 2016 tarihlerinde Ürgüp Dinler Otel’de düzenleneceğini aktardı.

“Turizm Sektöründeki Krizin Kapadokya Ekseninde Yönetimi” başlığı altında Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nun ev sahipliği ve Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi’nin işbirliğinde gerçekleştirilecek arama konferansına başta turizmciler olmak üzere kamudan ve üniversitelerden 60 dolayında sektör mensubu ve uzmanın katılması öngörülüyor.

İki tam gün sürecek toplantı, arama konferansı yöntemiyle bir moderatör eşliğinde yürütülecek ve toplantıdan elde edilecek sonuçlar önceki Akademik Turizm Eğitimi Arama Konferanslarında olduğu gibi kitap olarak yayımlanarak kamuoyu ile paylaşılacak.