Binlerce yıl öncesinde Kapadokya’ya yerleşen insanlar, doğanın bu inanılmaz eserime uyum sağlamış ve tüflerin kolay kazılabilen yüzeylerini oyarak, mağara evler, sığınaklar, kiliseler ve manastırlar, yeraltı şehirleri yaratmış kendisine. İşte Ürgüp’ün eski şehir merkezinde yer alan Fresco Cave Suites & Mansions 3 tarihi konağın ve mağaraların bir araya gelmesi ile oluşan böyle bir butik otel. 

Ürgüp’te Güzel Bir Butik Otel: Fresco Cave Suites Otel, Kayakapı, Karamanoğlu Camii, Temenni Tepesi gibi eski şehrin tarihi ve kültürel değerleri arasında, Ürgüp şehir merkezinde yer alıyor. Misafirlerine sadece keyifli bir konaklama hizmet sunmakla kalmayıp, aynı zamanda hikayesi ile de özel bir yerde misafir olma hissini kendi doğallığında perçinliyor.

Ey yar, binlerce nimetle dolu olan bu yerde
Ömrün nisan yeşilliğine diriliğine bürünmüş gibi olsun”
Kapadokya'nın kalbi Ürgüp'te İki konağı birbirine bağlayan eski kapının üstündeki kitabede yer alan dörtlüklerden dökülen dizelerdir bunlar. Zamanın şairi Fehmi kaleme almış… Ebced hesabına göre kitabenin yazılış tarihi 1700 lü yılların ilk çeyreği...

Ünlü batılı kaşif ve ressam Charles Texiere’in 1830’lu yıllarda Anadolu’yu ziyareti sırasında, gördüğü manzaradan etkilenerek çizmiş olduğu gravürde, Fresco Cave Suites/Kapadokya’nın en eski görüntüsü yer almaktadır. Bugün de Texiere’in o dönem hissettiklerini hissetmek ve Fresco’yu tepeden görüntülemek isterseniz, Temenni Tepesi’ne kısa bir yürüyüşle çıkabilir ve bu eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Texiere bu eşsiz manzarayı Fresco Cave Suites/Kapadokya’ya bakarken şu şekilde betimlemiştir:
“Bölgeye egemen düzlükten inmeden önce, 
gözlerimin önüne serilen görüntüyle şaşkın, bir süre durdum.
Dünyanın başka hiçbir köşesinde bundan daha açık seçik ve
daha ilgi çekici bir doğal oluşumun var olduğunu sanmıyorum”.


Fotoğraf 1. Charles Texiere tarafından 1843 tarihinde yapılmış olan ve Fresco Cave Suites'in de görülebildiği gravür
Pek çok kartpostala konu olan ve Texiere’nin gravürlerinde (Fotoğraf 1)  de yer alan Fresco Konakları tarihi 18. yy’a dayanmaktadır. 3 bölümden oluşan Fresco Konakları’nın en başta yer alan 2 büyük konağını (Haremlik ve Selamlık) Ürgüp’ün ilk belediye başkanı Yesari Bey yaptırmıştır. “Haremlik ve Selamlık” olarak iki bölümden oluşan bu konakların duvarları, Rum ustalar tarafından yapılan eşsiz fresklerle bezelidir. Figürlerin sadece çiçeklerden oluşması, konağın sade ve yalın bir Müslüman evi olduğuna işaret etmektedir. Nişlerin içine yapılan resimlerde ise “cennete açılan kapı” ya da “cennet perdesi” olarak adlandırılan figürler yer almaktadır. Konağın sahipleri, bu eşsiz fresklerin Damsa Vadisi’nden gelen koyun sürülerinin çıkardığı tozdan etkilenmemesi için, çobanlara rüşvet vererek sürünün rotasını değiştirtmiştir. 
Bugünkü konak 4 farklı yapıdan oluşmaktadır: Haremlik, Selamlık, Munise Hanım ve Kayakapı. Haremlik ve Selamlık bölümleri, zamanın eşsiz Türk Müslüman evlerinden birisidir. 1900’lü yılların başlarında Yesari Bey’den sonra Haremlik ve Selamlık’ın ikinci sahibi, İsmail Akıllı olmuştur. İsmail Akıllı, 1893 Ürgüp doğumlu, İstiklal Madalyası sahibi, 1933 – 1946 yılları arasında 13 yıl Ürgüp Belediye Başkanlığı yapmış önemli bir şahsiyettir. O dönem Ürgüp’te otel olmadığından bütün konukları evinde ağırlayan Akıllı’nın, belediye hizmetleri ve Ürgüp için pek çok mülkünü sattığı bilinmektedir.

Fresco Konakları’nın ikinci bölümü ise bugünkü lobi, restaurant, teras ve havuzlu avlu’nun yer aldığı “Munise Hanım” bölümdür. Yapım tarihinin, hemen konak girişinde yer alan tarihi kapı üzerindeki kitabeden, 1700’lü yılların ilk çeyreği olduğu tahmin edilmektedir. Bu konağın ilk sahibi ise Şeyhülislam Hayri Efendi’nin eşi Munise Hanım ve ailesi olarak bilinmektedir. Şeyhülislam Hayri Efendi, farklı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu’nda Adalet ve Eğitim ile Vakıflar Bakanlığı yapmış, üst düzey görevler üstlenmenin yanı sıra, 1. Dünya Savaşı’na giriş fetvasını da hazırlamış önemli bir şahsiyettir. 1928 yılında Munise Hanım ve Ağabeyi, bu konağı kendilerine çok iyi davrandıkları için Akıllıoğlu Ailesi’ne bağışlar ve hemen yan konağa taşınırlar.
Konağın dördüncü bölümü ise tarihi kaya evler ve küçük bir kaya handan oluşan bölümdür. 1990 yılında Mehmet Toybıyık’ın konaklarla birlikte bu kısmı da satın almasıyla kaya evler ve bu küçük han da Fresco Konakları’nın bir parçası olmuştur. Yıllar süren planlama, araştırma ve çalışmaların ardından, 2009 yılında restorasyonuna başlanan tarihi bina, Anadolu mimarisinin klasik özellikleri düşünülerek modernize edildi. 2011 yılında misafirlerine hizmet vermeye başlayan Fresco, ismini ise konak duvarlarını süsleyen eşsiz fresklerden almaktadır.      
Fresco Cave Suites/Kapadokya içerisinde pek çok tarihi ve kültürel değer barındırmaktadır. Önemli bazı değerler şunlardır:

Eğitim Seferberliği Dönemi, Ortaokul Binası (1948): 1940’lı yıllarda Türkiye’deki büyük eğitim atılımı, dönemin Ürgüplü yöneticileri tarafından da benimsenmiş. O dönemde Fresco Cave Suites/Kapadokya Haremlik kısmı ortaokul binası olarak kullanılmıştır. Okulda 28 öğrenci 2 yıl boyunca eğitim görmüş.

* Munise Hanım (İslam Alemi Din İşleri Başkanı Şeyhülislam Hayri Efendi’nin Eşi) Evi: Osmanlı İmparatorluğu’nun son Şeyhülislamı (İslam âleminin din işleri başkanı) Şeyhülislam Hayri Efendifarklı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu’nda adalet ve eğitim ile vakıflar bakanlığı yapmıştır. Şeyhülislam Hayri Efendi, üst düzey görevler üstlenmenin yanı sıra, 1. Dünya Savaşı’na giriş fetvasını da hazırlamış önemli bir şahsiyettir. Şeyhülislam Hayri Efendi’nin Eşi Munise Hanım’ın evi ise, bugünkü Fresco Cave Suites/Kapadokya'nın restaurant kısmının bulunduğu binadır. 207 nolu oda’nın ismi de, kendisinin kaldığı oda olarak bilindiğinden Munise Hanım olarak kendisine atfedilmiştir.

* Kaya Tünellerle İçme Suyu: Osmanlı İmparatorluğu’nda Lale Devri döneminin önemli sadrazamlarından Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Ürgüp’e içme suyu getirmek için 15 km uzaklıktaki Kavak Köyü’nden, kaya tüneller yaptırarak içme suyu getirmiştir.1726 yılından günümüze kadar ulaşmış bu su yoluna ait künkler (toprak su boruları), konağın ön güney cephesinde görülebilir.

* Kibele (Ana Tanrıça)’nin Karataş’ı: Haremlik ile selamlık arasındaki avluda, sütun üzerinde yer alan Karataş, birçok Ürgüp Evi ve kaya barınaklarında rastlanan karataşlardan bulunabilen en irisi ve en karakteristiğidir.

Frig’lerin (MÖ 12. yy – MÖ  275) Ana Tanrıça’sı Kibele’nin simgesidir. MÖ 3. yy’da Kibele’nin karataşı Roma’ya götürülmüş veKarataş fetişi Roma Panteonu’nda kutsal tapınaklarda yüksek bir mevki almıştır.

Bu taş, kullanıldığı dönemlerde de aynı şeklide oval kısmı üstte, güneş yönüne konarak, ana tanrıça Kibele’nin aydınlığınısimgelemekteydi. Tarih öncesi dönemlerden beri Anadolu’da taş inancı önemli bir yere sahipti. Sümer, Akad, Babil ve Mısır’da taşlar, muska ve tılsım uğur olarak görülüyordu. Taş tanrısı vardı. Akad’larda canlı hakikat taşı” tanrıların en büyüğü olan Güneş Tanrısı’na denk bir güce sahipti. Tapınak ve sarayların da en önemli süsüydü.

Yüksek kayaların yeryüzünün merkezi, dünyanın ortası olduğuna inanılması, otelimizin arkasındaki büyük kaya kütlesinin (Kadı Kalesi), “Katugala” (Ana Tanrıça Tapkısı) yerlerinden birisi olması, bu taşın bu kaya tapınakta kullanılmış olması olasılığını arttırmaktadır.

* Kitabe
“Binlerce nimetle dolu olan bu yerde,
Ömrün nisan yeşilliğine diriliğine bürünmüş gibi olsun…
İki konağı birbirine bağlayan eski kapının üstündeki kitabeden çıkan şiirin ilk iki satırıdır bunlar. Zamanın şairi Fehmi kaleme almış… Ebced hesabına göre kitabenin yazılış tarihi 1700 lü yılların ilk çeyreği ...
Fresk: Islak kireç sıva üstüne, su ya da su ve kireç bileşimi bir bağlayıcı ile karıştırılan pigmentlerle yapılmıştır. Gayet basit görünen bu usulde resim yapmak oldukça güç bir iştir. Resmin uzun zaman dayanabilmesi için, üzerine resim yapılacak sıva tabakası iyi hazırlanmalıdır. Dönemin Rum ustaları tarafından yapılmış olan bu Freskler’in her 1 metresi için konak sahibi, 1 sarı lira (Bugünkü para birimi ile yaklaşık 75 €) ödemiş. Sürekli esen bir boğazda yer alan Fresco Cave Suites/Kapadokya önünden geçen yol, çobanların da önemli yollarındandır. Diğer yandan sürülerin çıkardığı tozlardan fresklerin olumsuz etkilendiğini gören konak sahibi, çobanlara sürülerini caminin diğer yanından ya da şehir merkezinden (rüzgar yönüne bağlı olarak) geçirmeleri için para vermiştir.

* İnce Taş Ustalığı: Taş ustalarının bu taşları işlerken sanki şiir yazıyor, resim çiziyor gibi işlediklerini, bu işlemelere bakar bakmaz anlayabilirsiniz. Aslında bu ustalar taşları yontarken, duygularını, umutlarını, sevinç ve kederlerini sanatsal bir biçimde taşlara kazımaktadırlar. Yıllardır erimeden, yıpranmadan, bıkmadan binayı taşımış, bu yapılarda yaşanan hüzünlere ve sevinçlere şahitlik etmişlerdir. 

* Eski Kaya Evler ve Küçük Bir Han: 1970’li yılların sonuna kadar, yolu Ürgüp’ten geçen yolcuların, kervanların hayvanları ile birlikte konaklayabileceği küçük bir han. İçerisinden Damat İbrahim Paşa’nın 1726 yılında Ürgüp’e su getirmek için inşa ettirdiğitoprak su yollarının geçtiği bu küçük han, hayvanlar için geniş bir kaya ahır ile insanların konaklaması için hemen bitişiğindeki mağara odaları barındırmaktadır.