Türkiye, ‘Fırsat Penceresini’ iyi Kullanabilecek Mi?
Üniversite sınavına giren gençlerin yoğunluğunu görünce aklıma gelen bir konu oldu. Genç ve çalışabilir nitelikte nüfusun, ülkelere açtığı ‘fırsat penceresi’ ile ilgilidir. Genç nüfus yoğunluğunun yükselmeye başladığı dönemler; ülkeler için ‘fırsat penceresinin’ açıldığı dönemler sayılır. Halk tabiriyle, su akarken testilerin doldurabileceği en iyi dönemler kabul edilir. Bir bakıma, ülkelere şans kapısının açılması, başına talih kuşunun konması gibi bir şey oluyor.
 
Tabi ki, hemen iyimser olmak kolay değildir. Öne çıkan niteliklerin farkında olmak gerekiyor. Mesela;
-‘Fırsat pencereleri’ her zaman ortaya çıkmıyor. Ülkelerin her 100-150 yıllık hayat döngülerinde bir defa açılıyor.
-Ülke nüfusunda, genç ve çalışabilir niteliktekilerin oranı çok yükselirse, o zaman ‘fırsat penceresi’ açılıyor.
-Fırsat penceresi sonsuza kadar da açık kalmıyor. İyi de kullanılsa, kötü de kullanılsa ‘fırsat penceresi’, 40-50 yıl kadar devam edip kapanıyor. Çünkü nüfus yaşlanmaya başlıyor.
-Açılan ‘fırsat penceresi’, ülkelere her zaman iyilik getireceği garantisini de vermiyor. ‘Fırsat penceresini’ iyi kullanabilen ülkeler bir dünya devi olabiliyor. Eğer iyi kullanılmazsa başta işsizler yığını ile karşılaşıldığı gibi; bir de gelecekte yaşlı nüfusun sosyal güvenliğine yönelik sorunları getiriyor.
 
Konuyu biraz daha detaylandırarak ifade etmeye çalışayım: Bir kere, çocuk nüfus oranı, genç ve yaşlı nüfusa göre yeksek devam ediyorsa; ‘fırsat penceresi’ açılmıyor. Çünkü, çocuk yaştakiler üretken nüfus değildir. Haliyle ülke kaynaklarının büyük bölümü çocuk nüfusa harcanıyor. Keza, yaşlı nüfus oranı, çocuk ve gençlere göre yüksekse bu defa da ‘fırsat penceresi’ kapanıyor. Çünkü yaşlı nüfus üretken olmadığı gibi ekonomiye sosyal güvenlik harcama yükü de getiriyor. Fakat, genç ve çalışabilir nüfus oranı yüksek ise o zaman ‘fırsat penceresi’ açılıyor.
 
Peki, genç ve çalışabilir nüfus oranı nasıl yükseliyor? Doğurganlık hızının yüksek olduğu ülkelerde, doğurganlık hızının azalmasından 15-20 yıl sonra ortaya çıkıyor. Çünkü 15-20 içinde çocuklar çalışabilir nüfus kitlesine dönüşüyor.
 Fırsat penceresini iyi kullanabilme başarısı ile ilgili örnekler de veriliyor: Bunlardan biri, “Asya Mucizeleri” ya da “Asya Kaplanları” olarak bilinen Uzak Doğu Asya ülkeleridir. Bu ülkelerin 1960’lı yıllarda yakaladıkları fırsat penceresini iyi kullandıkları kabul edilir.  Oysa, aynı yıllarda ‘fırsat penceresi’ ile karşılaşan Brezilya, Arjantin gibi Latin Amerika ülkeleri pek başarılı olamamıştır. Yakından tanıdığımız AB ülkeleri ise zamanında ‘fırsat penceresini’ iyi kullandıkları bilinir. Şimdilerde ise AB ülkeleri için ‘fırsat penceresinin’ kapanmaya başladığı varsayılır. Çünkü AB ülkelerinin nüfusu yaşlanmaya başlamıştır. Belki, daha uzun süre mevcut yapılarını devam ettirseler de; bu nüfus yapısı ile sürpriz bir mucize gösteremeyecekler.
 
Türkiye için ise farklı dönem aralığından bahsedilir. 90’lı yıllardan sonra, genç ve çalışabilir nüfus yoğunluğu çok yükseldi. Dolayısıyla, 90’lı yıllar Türkiye’ye ‘fırsat penceresinin’ açıldığı yıllar kabul edilir. Bu demektir ki, Türkiye için fırsat penceresi 2035-2040 yıllarına kadar açık kalacaktır. 2040’lı yıllardan sonra ise, muhtemelen AB ülkeleri gibi yaşlanmaya başlayacaktır. Başta da ifade edildiği gibi, ‘fırsat penceresi’ genç nüfus yoğunluğu ile ilgilidir. Toplam nüfusun çokluğu ya da azlığı ile alakalı değildir. Türkiye için açılan ‘fırsat penceresi’ başarılı kullanabilecek mi, onu da zaman gösterecektir.