Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, Nevşehir'de düzenlenen Bayrak Yürüyüşüne Katılarak Doğu Türkistan'a Uygulanan Zulmü Anlattı.

Tümtürk yaptığı konuşmasında; Bugünkü Çin devleti tarafından işlenmekte olan devlet teröründen bahsederek, özellikle çalışma kamplarında esir tutulan kardeşlerimiz, Çin li erkeklerle zorla evlendirilen kızlarımız, hiçbir dini vecibelerini yerine getiremeyen ailelerimiz olmak üzere ,tüm bu soykırımlara dünya ile başta Türkiye Cumhuriyetinin sessiz kalmasını dile getirdi. "Nasıl ki, Kıbrıs, Filistin Türkiye’nin namusu ise Doğu Türkistan Türkiye’nin iki kere namusudur hem din kardeşi hem soy kardeşidir" diyerek sitemini dile getirmiştir.

35 milyonluk açık hava hapishanesi: "Doğu Türkistan"

İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı katliam, işkence, baskı ve asimilasyon politikalarını artık tüm Dünya'nın görmesi gerekmektedir diyen, Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk yaptığı açıklamasında, Öncelikle, Bu yürüyüşşü düzenleyen İHH'ya ve yürüyüşe katılan AK Parti Nevşehir Milletvekili Yücel Menekşe ve İl Başkanı Mustafa Rauf Yanar'a teşekkür ederek, Bizler, sadece milletin değil, milletin vekillerinin de Doğu Türkistan davasını sahiplenmesini istiyoruz.

Nazi kamplarından beter...

Doğu Türkistan davasına tıpkı Kıbrıs ta olduğu gibi AK Partili, MHP'lisi, CHP'lisi İYİ partilisi ile topyekün destek vermesini bekliyoruz. Doğu Türkistandaki insanlık ayıbı ve vahşetine karşı Soykırımı durdurmaya davet ediyoruz.

Ümmetin en mağdur, en mazlum, en çaresiz halkları olduklarını ve dünyadan hiçbir şekilde destek göremediklerini belirten Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, coğrafyanın açık hava hapishanesine dönüştürüldüğüne dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı'na Seslendi: ''Bize yardım edin'

Sesleri titereyerek ve ağlayarak konuşmasını sürdüren Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, Biz Türkiye'nin evladıyız... Biz Osmanlı'nın , Selçuklu'nun varisleriyiz. Sayın Cumhurbaşkanım sizden rica ediyorum, Biz sizin Doğu Türkistan'a olan samimiyetinizi, hassayetinizi çok iyi biliyoruz. Gece yattığında bizim için göz yaşı döktüğünüzü biliyoruz. Ama uluslararası ilişkiler ve dış siyasette yaşanan oyunlarda ortada, bununda farkındayız. Çin'de bunu fırsata çevirerek Doğu Türkistan'da zalimliğini sürdürüyor. Sayın Cumhurbaşkanım, Her zaman olduğu gibi Türkiye'nin mazlumun yanında olduğunu bir kez daha göstererek, Doğu Türkistan'a yapılan zulümler için sizden Çin'e haykırmanızı bekliyoruz. Sadece bir cümle ile Çin'e dur demenizi istiyoruz. Biz size inanıyoruz Sayın Cumhurbaşkanım. Çin'in zulümlerini görmezden gelen, Doğu Perinçek Türkiye'nin politikasını asla belirleyemez. Biz, Türkiye'nin Doğu Türkistan siyasetinin Doğu Perinçek'ten ayrılsın istiyoruz." dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı Nevşehir İl Başkanı Baki Öncel'de konuşmasında; Tarihin belki de en büyük işkence ve baskıları ile karşı karşıya Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimiz. Tarihin hiçbir devrinde görülmemiş işkence ve eziyet, şu anda Doğu Türkistan’da Uygur ve Kazak Türkleri’ne yaşatılıyor. Müslüman ve Türk kimliğinden tamamen koparılmış bir Doğu Türkistan istiyor işgalci, komünist, kızıl Çin. İslâm dini adına ne varsa hepsi yasaklanan Doğu Türkistan’da Müslümanları ateistleştirme ve komünist yapmak için hergün yeni kararlar alınıyor işgalci Çin tarafından.

Namaz yasak.
Oruç yasak.
Başörtüsü yasak.
Kur’an yasak.
İslâmî eğitim yasak.
Bayramlaşma yasak.
Sakal bırakmak yasak.
Yani İslâm’ı çağrıştıran ne varsa yasak.
Doğu Türkistanlı Müslümanlar 24 saat boyunca kameralar ile izleniyor ve Çin’in geliştirdiği programla “suçlu profiline” uyan herkes ya cezaevine yahut toplama kamplarına gönderiliyor.

İşgalci Çin’in “Yeniden Eğitim Merkezi” olarak adlandırdığı, Hitler Almanya’sında Yahudileri cezalandırmak için yapılan Nazi Toplama Kampları’nı andıran hatta onlardan daha beter olan Toplama Kampları…
Şu anda bir milyondan fazla Doğu Türkistanlı Uygur ve Kazak Türk’ü sadece Müslüman oldukları için bu kamplarda esir. 

İdeolojik eğitim adı altında Doğu Türkistanlı Müslümanları komünistleştirmek için oraya kapatılan insanlar, tarihin görmediği işkencelerden geçirilmekte.

Sağ çıkan yok gibi. Çıkanlar da ya intihar ediyor yahut deliriyor.

Şunu iyi bilin ki; Doğu Türkistan özgür oluncaya kadar, hiçbir Müslüman ve Türk Doğu Türkistan davasını dillendirmekten vazgeçmeyecektir.  Doğu Türkistan ve davası bizim için adeta herşeyin üstünde. Bu bize dinimizin, kanımızın, tarihimizin yüklediği bir vazife, bir görev. Biz böyle biliyor ve böyle inanıyoruz. Ve her zaman Doğu Türksitanlı mazlum kardeşlerimizin yanlarındayız." dedi.