Bir önceki yazıda, 1923’e kadar parlamenter sistem denemelerini özetlemiştim. Bilindiği gibi, 1920’de Atatürk’ün önderliğinde TBMM toplanmıştı. Fakat bu meclis, yakın zaman parlamentoları gibi değildi. Daha çok “kurucu meclis” niteliğindeydi. 1923 yılı Cumhuriyet’in İlanına kadar da Türkiye’yi  bu meclis yönetti. O yıllarda hem Kurtuluş Savaşı verildiği, hem de Cumhuriyetin temelleri atıldığı için olağanüstü özelliği olan dönemdi. Haliyle meclisin görevleri de olağanüstü nitelikteydi. Meclis hem yasalar çıkarıyor, hem içinden hükümeti kuruyor, zaman zaman da yargı görevini bile üstleniyordu. Atatürk, meclis başkanı, aynı zamanda devlet başkanı konumundadır. Dolayısıyla bu dönem parlamenter sistem olarak kabul görmüyor. Kendine has özellikler taşıyan ‘Meclis Hükümet Sistemi’dir. Parlamenter sistemlere benzemediği gibi, başkanlık sistemine de benzemiyordu.


Meclis Hükümet Sistemi, 1923’ten itibaren parlamenter sisteme dönüşmeye başlıyor.
Cumhuriyetin ilanı ile Atatürk meclis başkanlığını bırakıp cumhurbaşkanı oluyor. Yani sistem, cumhurbaşkanı, hükümet ve meclisten oluşan tipik parlamenter sisteme doğru dönüşüyor. Cumhurbaşkanı ve hükümetten oluşan yürütme ile meclis arasında kuvvetler ayrılığı doğmaya başlıyor. Böyle bir yapı parlamenter sistemlerin temel özelikleridir. 1946 yılına kadar sistem çok fazla bir değişikliğe uğramadan devam ediyor.

Sistem 1946’ya kadar böyle devam etse de, üç özellik dikkat çekiyor: Birinci yönü; bu parlamenter sistem, tek partili parlamenter sistemdir. Mecliste sadece Cumhuriyet Halk Fırkasının (Partisinin) olduğu parlamenter sistemdir. Zaman zaman çok partili sisteme geçiş denemeleri görülse de başarılamıyor. Fakat, bazı yorumculara göre; tek partili gibi gözükse de; parti içi muhalefet gruplarının olduğu çoğulcu yapı gösteriyordu. İkinci yönü; cumhurbaşkanlarının başbakanlara kıyasla yürütmedeki gücü her zaman ağır basıyordu. Üçüncü yönü ise cumhurbaşkanlarının partili kalma özelliği devam ediyordu. İlk cumhurbaşkanı Atatürk, ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü aynı zamanda CHP genel başkanlarıdır.

-Devamı gelecek yazıda-