ULUCANLAR CEZAEVİ

Ahmet BELADA

Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu, İpek ve Oral Çalışlar, Deniz-Mahir-Hüseyin; Muharrem Şemsek, N. Fazıl Kısakürek, M. Said Özdemir ve Hüsnü Aktaş… v.s.  gibi birçok düşünür ve siyaset adamının yattığı, bugün için müzeye dönüştürülen ULUCANLAR CEZAEVİ’Nİ ziyaret ettim.

Gezdikçe farklı duygulara kapıldım… Paylaşalım.

Müşahede odaları…  yapılan seslendirmeyle insanı tu tuhaf duygulara sevk ediyor…  Enteresan! Soruyorlar: “…konuş ulan sen mi yaptın?... ‘…vallahi ben yapmadım…’ ‘şak...’,’… anam…’’,… of…’,’… vay…’, Gibi acı çığlıkların çıktığı zoraki itirafların yapıldığı/yaptırıldığı daracık ve kasvetli odalar…
İnsanın içi kararıyor.

Orada yatan bazı isminden bahsettim. Onlar gibi daha birçok insan. Girmiş, yatmış ve çıkmışlar!.. Ne kolay değil mi? Üç kelimeyle söyleyiverdim. Girmiş yatmış ve çıkmış!... Neler gördüler neler çektiler hangi aşağılayıcı söz ve fiillere maruz kaldılar, ancak bunları çeken bilir.

Suçlu görülen o insanlardan bazıları öldü bazıları yıllarca ülkemizi idare etti. Bazıları kalem ve görüşleriyle insanımızı bilgilendirmeye çalışıyor.
Düşünüyorum da, insanlık tarihi boyunca bunlar hep ola gelmiştir.

Peygamberler dönemin idarecileriyle hep mücadele etmişler. Tutuklanmışlar, hapsedilmişler ve hatta öldürülmüşler ama getirmek ve uygulamak istedikleri doğrulardan hiç vazgeçtikleri görülmemiştir.

Antikçağ filozoflarından, Aristoteles, Sokrates gibi birçok düşünür zindanlarda yattılar. Onları ve diğer mazlumları herkes bilir de, zalimleri, haksız yere zulmedenleri  (istisna dışında) kimse bilmez.  Adi suçtan yatanları bilemem ama fikir suçundan yatanlar hep bileğlenerek çıkmışlardır.

Nâ-hak yere yatanlardan; Muhsin Yazıcıoğlu, Mustafa İslamoğlu, Hüsnü Aktaş, Oral Çalışlar onlardan sadece bir kaçıdır. Şu anda Sayın Başbakanımız ve Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan sadece okuduğu bir şiirden dolayı Belediye Başkanlığından olduğu gibi, aylarca hapiste yatmadı mı? Kimin ne maksatla yatırdığı belli olmakla beraber yatıranların şahsını doğru dürüst kimse bilmezken, yatanı değil Türkiye’de dünyada tanımayan yok.

Güney Afrika’nın Ölen Cumhurbaşkanı Mandela; yaklaşık 18 yıl hapiste yattı. Çıktı ve ülkesini yıllarca yönetti.
Kimler yatırdı? Kim biliyor?

Mahatma Gandi uğramadığı haksızlık, mahrumiyet kalmadı ama duruşuyla dünyaya parmak ısıttırdı. Ülkesinin özgürleşmesini sağladı.

Tanışma şerefine sahip olduğum M. Said Özdemir, sadece okuyup yazdı ve Said Nursiye hizmet etti diye yıllarca hapislerde yattı. Bunları çoğaltmak mümkündür.

Anlaşılan o ki, hayatın devam ettiği ve düşünen insanın da var olduğu müddetçe bunlar hep olacaktır.

(Burada asayişi bozan adi suçlulardan bahsetmiyorum. Onların konumu daha farklı…)

Devleti yönetenlerde; “Bizler, bizlere tanınan kanun ve kuralları uyguluyoruz ne yapalım; onlarda uyulması gereken kurallara riayet etselerdi.” Diyebilirler. Bir yerde onlar da haklı.

Ama unutmamalıyız ki tüm bunlar idare edenlerin korku ve vehimlerinden kaynaklanmaktadır. Mümkün olsa da onları dinleyip daha güzel işlerin olması sağlanabilse? 

Gezdiğim Ulucanlar Cezaevi bunları hatırlamama sebep oldu. Başka hususları da hatırlattı…