Irmak Boyu köylerinden Abuşağılı Cömert Ağa,
çevresindeki us yoksulu insanlardan,
anlayışsız kızlardan, kadınlardan bıkmış, usanmıştı.
Bunların beyni dumura mı uğramıştı acep?
Ne bir doğru dürüst konuşma, ne bir hoş yanıt
Atına atladı, komşu ilçe Nevşehire yol aldı.
O zaman Gülşehir de, Nevşehir de Niğde’ye bağlı
Nevşehir’de yapacak işi mi vardı?
Yook. Canı gezmek istiyordu.
Canı tava yemek, üstüne de helvanın tadına varmak istiyordu.
Bir de, askerlik arkadaşı Mahmut Ağa ile yarenlik etmek.
Atını düz yerlerden dörtnala sürdü.
Gümüş savatlı kırbacını kullandı böyle anlarda.
Bazen, atı kendi haline bıraktı.
Koyaklarda söğütlerin serin gölgelerinden, ıslak kumlarından geçerken, yüzüne vuran
tatlı esinti hoşuna gitti. Keyiflendi.
Öğlen geçmiş; sıcak çökmüştü.
Çat köyü yakınlarında bir çeşme gördü. Susamıştı. Atı da.
Çeşmenin haftında- yalak- biriken sudan atı su içerken, testisini dolduran kızdan su istedi.
Erinmişti attan inmeğe.
- Yavrum,dedi tatlılaştırdığı sesiyle, testin de pek gözelimiş.
- Babam dün Avanos pazarından alıp getirdi; Elbet güzel. Suyu da soğuk tutuyor.
Gelinlik kızın verdiği testiyi aldı, dikti tepesine, kana kana içti suyu.
- Gözel gızın adını bilsem de, sağol desem!
Kız gülümsedi.
- Arıların konduğu! dedi.
Cömert Ağa kıza dikkatle baktı, o da karşılıklı gülümsedi.
- Çiçek gızım. Adın da gendin gadar gözelmiş. Su verenlerin çoh olsun! dedi.
Kız burada bırakmadı yarenliği. Sürdürdü.
- Emmimin adını öğrensem de, ben de ona yarasın! desem.
- Elaçık
Kız ciddileşti. Tok bir sesle.
- Cömert ağama afiyet olsun ,yarasın testimin suyu.
Cömert ağa mutlulukla gülümsedi. Aklı başında uslu- kız buydu işte.
Denemiş ve öğrenmişti.
Nevşehir’e varıncaya dek bunu düşündü.
Dursun Ağa’nın evine indi. Halı heybesindeki armağanları verdi.
Yarenlikte, Çat yakınındaki aklı başında kızla arasında geçen konuşmayı aktardı.
İki arkadaş, enine boyuna tartıştılar, konuştular.
Karar verilmişti : Bir hafta sonra, Cömert Ağa’nın,
Sarıkamış’ta askerliğini yapan oğlu Niyazi için Çiçek kıza dünür gidilecekti.
-----------------