Hayat niçin vardır?
   Kimi zaman aklımıza takılan ve her defasında da farklı cevaplar verdiğimiz soru bu.
   Hayat yemek içmek midir?
   Mutluluk mudur?
   Rahat yaşamak mıdır?
   İbadet etmek midir?
   Yoksa bunların hepsi midir?
   İnsan dünyaya niçin gelmiştir? Ya da geldiği bu dünyada ne yapacaktır?
   Tüm bu sorular kimi zaman beynimizden gelir geçer, bizi yoklar, bazen bizi rahatsız edecek boyutlara ulaşır, karamsarlık tüm bedenimizi ve ruhumuzu kuşatır.
   Sonu gelmez bu soruları, çoğu zaman bir ya da birkaç cümle ile cevaplar, kendimizi avutmaya çalışırız.
   Unutur 
   Ya da düşünmemeye çalışır, hayatın akışına bırakırız kendimizi.
   Şu kesin;
   Biz, dünyaya soru sormak için gelmedik
   Aslında, dünyaya geliş nedenimizi öğrenmek için kendimize bakmamız yeterli olacaktır sanırım.
   İki elimiz, iki ayağımız, beynimiz, dilimiz, ağzımız, burnumuz ve kulaklarımız var.
   Ellerimiz iş yapmak, ayağımız yürümek, beynimiz fikir yürütmek, dilimiz konuşmak, ağzımız yemek yemek, burnumuz koklamak ve kulağımız da işitmek içindir.
   O halde
   Tüm yapacaklarımız bunlarla sınırlıdır
   Bunun dışında yapacağımız fazla bir şey de yok
   Çünkü vücudumuz ancak bu şeyleri yapmak için programlanmıştır.
   Kısacası insan dünyaya ‘çalışmak, üretmek, iman etmek, sevmek ve neslini sürdürmek’ için gelmiştir.
   Dünya da bu görevlerimiz için yaratılmış ve döşenmiştir.
   Tüm bu nimetleri hazır bulmuşuz…
   Fakat
   Bunlara bilmemize rağmen kimi zaman daha çok istemeye, hakkımızdan daha fazlasını almaya, başkalarının hakkına el uzatamaya çalışır, hem kendi rahatımızı bozar, hem de toplumsal huzuru dinamitleriz.
   Bencillik yapar
   Kavga çıkarır
   Yaralar, öldürür, vurur kırar, yakar yıkar
   Sonra da rahatsız olur, üzülürüz…
   Evet 
   İnsan, dünyaya boşuna ve tesadüfen gelmemiştir, görevleri vardır, bunları yapmak boynunun borcudur. Bu görevleri yerine getirmediği zaman bunalım geçirmesi, mutsuz olması, hastalıklara yakalanması, strese girmesi kaçınılmaz olacaktır.
   Kısacası; 
   Geldiğimiz bu dünyada
   Hayat, yaşamaya değer
   Tabii ki doğru şeyler yapıldığı zaman…